Kalkınma Sürecinde İnsan ve Toplum: Analitik Bir Yaklaşım

Bu yazı, Karl Polanyi’nin görüşlerinden yola çıkarak, "cemaatçi" ilişkiler gibi geleneksel olarak piyasa dışında yer alıyormuş gibi görülen ve farklı kurumsal örüntülerle eşleşen sosyal ilişkilerin aynı zamanda, piyasa tipi ilişkileri sürdürme ve kolaylaştırma işlevini de yerine getirebileceğini ve bu olgunun kalkınma sürecinin anlaşılmasında yararlı olabileceğini ileri sürmektedir. Yazının temel savı, piyasa dışı olarak görülen farklı sosyal ilişki veya kurumların, Alexander Gerschenkron’un “göreli geri kalmışlık derecesi” yaklaşımında olduğu gibi, ekonomik kalkınmanın gerçekleştirilmesinde kullanılabilecek “ikame örüntüleri” işlevini göreceğidir. Bununla birlikte, yazı ayrıca cemaat temelli sosyal ilişki ve kurumların, insanların sosyal varlık olma özelliklerini dikkate aldıklarından, kalkınmanın gerçekleştirilmesinde daha “insancıl” bir ortamın yaratılmasına zemin oluşturabilmelerine karşın, bu ilişki ve kurumların piyasa ortamı içerisinde işlemek zorunda olmaları nedeniyle bunların katkısının ister istemez sınırlı ve bir ölçüde çarpıtılmış olacağını da ileri sürmektedir.
Anahtar Kelimeler:

-

HUMANITY AND SOCIETY IN THE PROCESS OF DEVELOPMENT: AN ANALYTICAL APPROACH

The paper, on the basis of Karl Polanyi’s account, attempts at developing an analytical framework which argues that social relations associated with different institutional patterns may function to facilitate market-type relationships, a fact which is considered to be useful to understand development process. The basic argument of the paper is that different types of social relations or institutions can serve as “substitution patterns” in the advancement of the economic development, as in the case of Alexander Gerschenkron’s “degree of relative backwardness” approach. However, it is also argued in the paper that while communal social relations and institutions may provide a more “humane” environment for the development process, the fact that these relations and institutions have to operate within a market setting makes their role to affirm “humanity” necessarily limited and distorted.
Keywords:

-,