Sultan I. Alaeddin Keykubad'dan sonra Türkiye Selçuklu devleti idaresinde ortaya çıkan otorite zafiyeti ve Emir Sadeddin Köpek'in Selçuklu saltanatını ele geçirme teşebbüsü

1237 yılında Türkiye Selçuklu tarihinin akışını değiştirecek sürpriz ve olağandışı bir olay meydana gelmiştir. Bu olay şudur: Sultan I. Alâeddîn Keykubâd, iktidarının en güçlü zamanında yakın çevresi tarafından zehirlenerek öldürülmüştür. Bu zehirlenme olayından sorumlu olan devlet adamları ve komutanlar, Keykubâd’ın veliaht adayı olarak gösterdiği ve kendilerinin de biat ettikleri oğlu izzeddîn Kılıç Arslan’ı değil, öteki oğlu Gıyâseddîn Keyhüsrev’i tahta çıkarmışlardır. Bu durum, Selçuklu devlet adamlarının ve komutanlarının, Keyhüsrev’in taraftarı ve muhalifi olmak üzere iki rakip gruba ayrılmalarına yol açmıştır. Bu rekabet ortamını kendi lehine değerlendiren emîr Sadeddîn Köpek, yeni Sultan Keyhüsrev’i en çok etkileyen ve yönlendiren devlet adamı olarak birden ön plana çıkmıştır. Bundan sonra Sadeddîn Köpek, kendisine rakip olan veya rakip olarak gördüğü devlet adamlarını ve komutanları, Keyhüsrev’in otorite zâfiyetinden yararlanarak, birer birer bertaraf ettiği gibi, geri kalanları da tamamen sindirip Selçuklu idaresi üzerinde tam bir hâkimiyet kurmuştur. Fakat Sadeddîn Köpek, kendisi için bu başarıyı da yeterli görmemiş, bu defa sultan olma sevdasına kapılmıştır. iki yıl Sadeddîn Köpek’in basit bir âleti ve oyuncağı olan Sultan Keyhüsrev, tehlike tahtına ve hayatına yönelince, bu muhteris devlet adamını kendi yöntemleriyle bertaraf etmek zorunda kalmıştır (1238). Fakat Keyhüsrev, zayıf bir hükümdar olduğu için Sadeddîn Köpek’in Selçuklu idaresi üzerinde yaptığı tahribatı tamir edip devleti, babası Sultan Alâeddîn Keykubâd zamanındaki güçlü durumuna kavuşturamamış, sadece geçici ve aldatıcı bir huzur sağlayabilmiştir.

The authority weekness that appeared in Anatolian Seljuk administration following Sultan ' Ala al-Din Kayqubad I's death and Amir Sa ad al Din Köpek's attempt for seizing the Seljuk reign

In the year 1237, a surprising and unusual event occurred that changed the flow of Anatolian Seljuk history: during the most powerful time of his power, Sultan ‘Ala al-Din Kayqubad I was murdered by poisoning. The statesmen and commanders responsible from this poisoning incident enthroned his other son Giyath al-Din Kaykhusrav instead of his son ‘Izz al-Din Qïlïa Arslan whom Kayqubad had shown as his successor candidate and whom they had pledged allegiance to. This case caused the Seljuk statesmen and commanders to be divided into two rival groups as supporters and opposers of Kaykhusrav. Utilizing this competitive environment for his own favor, the amar Sa’d al-Din Köpek suddenly came into prominence as the statesman that influenced and directed the new Sultan Kaykhusrav the most. Henceforth, using the authority weakness of Kaykhusrav, Sa’d al-Dan Köpek one-by-one eliminated the statesmen and commanders that were his rivals or those he had seen as such, and totally suppressing the remaining, established a full hegemony over the Seljuk administration. However, Sa’d al-Din Köpek did not see this success enough for himself and got into the passion of becoming sultan. Being a simple tool and toy of Sa’d al-Din Köpek for two years, Sultan Kaykhusrav had to eliminate this ambitious statesmen with his own methods when the danger turned to his throne and his life (1238). However, because of being a weak ruler, Kaykhusrav could not repair the damage done to the Seljuk administration by Sa’d al- Din Köpek and thus, could not restore the state back to the powerful position during the time of his father ‘Ala al-Din Kayqubad, so he could only provide a temporary and deceptive peace.

___

  • ANONİM SELÇUK-NÂME (1952), Târîh-i Âl-i Selçûk der Anadolu, Anadolu Selçukluları Devleti Tarihi, III, yay. Ve çvr. F. N. Uzluk, Ankara.
  • ARIK, Feda şamil (1999), Türkiye Selçuklu Devletinde Siyaseten Katl, Belleten, LXIII, S. 236, s. 43-93
  • EBU’L-FEREC (1950), Ebû’l-Ferec Tarihi, II, çvr. Ö. R. Doğrul, TTK, Ankara.
  • FAHRNER, Rudolf (1957) Alaeddin Keykubad, Robert Boehringer eine Freundesgabe, s. 193-230, Tübingen.
  • İBN BÎBÎ (1956, 1996), el-Evâmîrü’l-‘Alâ’iyye fî’l-Umûri’l-‘Alâ’iyye, TTK, Ankara.
  • İBN BÎBÎ (2007), Selçuknâme (muhtasar İbn Bîbî), çvr. M. H. Yınanç, Ankara.
  • KAYMAZ, Nejat (1970), Pervâne Mu’înü’n-ddîn Süleyman, Ankara.
  • KAYMAZ, Nejat (2009), Anadolu Selçuklu Sultanlarından II. Gıyâsü’d-dîn Keyhüsrev ve Devri, Ankara.
  • KOCA, Salim (2003), Türkiye Selçukluları Tarihi, Çorum.
  • KOCA, Salim (2010), Türkiye Selçuklu Tarihine Damgasını Vuran Menfur Bir Cinayet: Sultan I. Alâeddîn Keykubâd’ın Zehirlenmesi, Türkiyat Araştırmaları Dergisi, S. 27, s. 347-369.
  • MÜNECCİMBAĞI (2001), Câmiü’d-Düvel, yay. ve çvr. A. Öngül, II, İzmir.
  • SİMON de SAİNT QUENTİN (2006), Tatarlar ve Anadolu, Antalya.
  • TURAN, Osman (1971), Selçuklular Zamanında Türkiye, İstanbul.
  • UYUMAZ, Emine (2003), Sultan I.Alâeddin Keykubâd Devri, Türkiye Selçuklu Devleti Siyasî Tarihi,TTK, Ankara.
  • YAZICIZÂDE (1902), Tevârîh-i Âl-i Selçûk, muhtasar İbn Bîbî’nin Osm. çvr., Histoire des Seldjoucides d’Asie Mineure, IV, yay. Th. Houtsma, Leiden.
  • YAZICIZÂDE Ali (2009), Tevârîh-i Âl-i Selçuk, haz. A. Bakır, İstanbul.