Türk tarihinin edebî kaydını düşmek gibi bir sorumluluğu üstlenerek bunu hakkıyla yerine getiren Mustafa Necati Sepetçioğlu, romancılığımızda millî romantizmin sembol isimlerinden biri olmuştur. Sepetçioğlu, Konak ve Çatı adlı romanlarında, Türk milletinin tarih içindeki macerasından çarpıcı ve önemli bir kesiti konu edinir. Bu iki eserde; bir Yesi dervişi olan Kumral Dede adlı başkahramanın merkezinde, Ertuğrul Beyin son dönemlerinden Osman Beyin ölümüne kadar olan bir dönemin manzarası resmedilmiş, Osmanlı yapılanmasının bir tür zemin etüdü yapılmıştır. Osmanlı devletini kuran iki önemli olgu olarak karşımıza çıkarılan “manevi ögeler ve kahramanlık”, Türk milletinin inanç ve cesaret yönlerinin kendini ifade etme biçimleri olarak öne çıkar. Çalışma, romanlardaki manevî ögelerin ve kahramanlık ögelerinin, Türk dinî ve sosyal hayatının özellikleri de göz önünde bulundurularak, romanlarda hangi yönleriyle, nasıl bir üslup içerisinde işlendiğini tespit etme amacı taşımaktadır. 

Mustafa Necati Sepetçioğlu who took the responsiblity of making turkish history known in literary terms and achieved this goal succesfully is one of the symbolic names of national romanticism in our novels. Sepetçioğlu uses remarkable and important adventures of Turkish nation as a subject in his novels, Konak and Çatı. In these two works, with a Yesi dervish hero called Kumral Dede, a period from last periods of Ertuğrul bey to the death of Osman bey is represented, a preparation phase for the Ottoman Empire takes place. The two important facts believed to found the Ottoman Empire “morale and heroism” are reflections of belief and bravery of Turkish nation. This work has the purpose of determining how and from which point of views the morale and heroic elements are treated by taking Turkish religious and social lifes’ features into acount.