Amaç: Az görülmesi nedeniyle ilginç bulunan parotis lipomunun güncel tanı ve tedavi yöntemlerinin tartışılması. Hastalar ve yöntemler: Kliniğimizde parotis tümörü nedeni ile cerrahi uygulanan 127 olgunun patoloji kayıtları geriye dönük olarak incelendi ve 5 olguda (%3,9) parotis lipomu saptandı. Bu beş hastanın genel özellikleri, başvuru yakınmaları, klinik bakı bulguları, radyodiagnostik inceleme sonuçları, operasyon bulguları ve izlem sonuçları ayrıntılı olarak incelendi. Bulgular: Parotis lojunda yavaş büyüyen ağrısız kitle yakınması ile başvuran dördü erkek, biri kadın 5 hastanın tümünde operasyon öncesi fizik bakı ve radyodiagnostik incelemeler sonucu lipom öntanısına ulaşıldı. Lipomun intraglanduler izlendiği üç olguya süperfisyal parotidektomi, periglanduler olan iki olguya ise enükleasyon cerrahisi uygulandı. Kide ile parotis ilişkisi açısından 2 olguda, operasyon bulguları ile radyodiagnostik inceleme sonuçları arasında uyumsuzluk saptandı. Preoperatif incelemelerde yalnız ultrasonografinin (US) kullanıldığı bu olguların ilkinde, periparotid olduğu düşünülen tümörün operasyonda intraglanduler; diğerinde de intraglanduler olduğu düşünülen tümörün operasyonda periparotid yerleşimli olduğu görüldü. Postoperatif 7 ile 65 ay arasında değişen, ortalama 41 aylık izlemde hastaların hiçbirinde rekürrens görülmedi. Sonuç: Lipom, parotisin az görülen benign tümörlerinden biridir. Fizik bakı ve güncel görüntüleme yöntemlerinin kullanımı ile preoperatif tanı çoğunlukla olanaklıdır. Ancak bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MRG) tümörün periparotid ya da intraglanduler yerleşim ayırımının yapılmasında US'ye göre daha üstündür. Tedavide seçilecek yöntem total cerrahi eksizyondur. Tümör rekürrensi nadir görülür.

Objective: To discuss current diagnostic and therapeutic methods of parotid lipomas which are interesting because of their rarity. Patients and methods: The pathology reports of 127 cases who had surgery because of parotid tumors were evaluated retrospectively and parotid lipomas were found in 5 cases (3,9%). Their general characteristics, complaints, clinical findings, radiodiagnostic examination results, surgical findings and follow-up results were studied in details. Results: Physical and radiodiagnostic examinations revealed the clinical diagnosis of lipoma in all the patients of whom four were males, presenting with painless mass in the parotid region. Superficial parotidectomy was performed for the three patients whose lipomas were intraglanduler and enucleation for the other two patients whose tumors were periparotid. In terms of the relation between tumor and the parotid gland, in 2 cases, there was difference between radiodiagnostic examination and surgical findings. In the first one of these 2 cases in whom only ultrasonography (US) was used preoperatively, it was seen perioperatively that the tumor which had been thought as periparotid was intraglandular; in the other one it was seen that the tumor which had been thought as intraglanduler was in fact in periparotid location. During the 7- to 65- month postoperative follow-up (mean 41 months) of the 5 patients, no recurrence was noted. Conclusion: Lipoma is one of the rarely seen benign tumors of the parotid gland. Preoperative diagnosis is usually possible with physical examination and current radiodiagnostic methods. But computerised tomography (CT) and magnetic resonance imaging (MRI) are superior to US in distinguishing the periparotid or intraglanduler tumor location. The treatment of choice is total surgical excision. Tumor recurrence is rarely seen.