Kur’an’da el-Cin Kavramının Medlûlü Hakkındaki İhtilaflar

Kur’an’da çokanlamlı kelime ve lafızların bulunması tefsirde ihtilafa yol açan nedenlerden biridir. Bu nedenle söz konusu ifadelerin anlaşılmasında ve yorumlanmasında âyetlerin bağlamlarının dikkate alınması kaçınılmaz bir durum olarak karşımıza çıkmaktadır. Kur’an’da ifade ettiği anlam hususunda görüş farklılığı doğuran çokanlamlı kelimelerden birisi de örtmek, gizlemek anlamındaki cenne-yecünnü kökünden gelen el-cin lafzıdır. Bu kelimeyle tabiatüstü birtakım varlıkların kastedilmesi bunların insan gözüyle görülmesinin mümkün olmaması dolayısıyladır. Aynı durum gözle görülebilir olmamalarına binaen el-cin kavramı altında toplanan melekler hakkında da geçerlidir. Câhiliye döneminde cinler olağanüstü güçlere sahip varlıklar olarak tasvir edilmiştir. Hatta o dönemde cinler bazı kimselerce tapınılacak varlıklar olarak görülmüştür. Kur’an bu inancı şiddetle reddetmiş ve cin algısıyla ilgili bir düzenleme getirmiştir. Kur’an’da el-cin kelimesi eşdizimli olarak ve yalın hâlde kullanılmıştır. Kelimenin eşdizimli kullanımları -çağdaş dönemde ortaya çıkan bazı yaklaşımlar istisna edilecek olursa- genellikle herhangi bir anlam ihtilafına mahal bırakmamıştır. Buna mukabil, kelimenin yalın olarak yer aldığı âyetlerde bu hususta görüş farklılıkları söz konusu olmuştur. Böylece Kur’an’da yer alan el-cin kelimesiyle cinler, melekler, İblis ya da şeytanların mı kastedildiği hususu âlimler arasında farklı değerlendirmelere yol açmıştır. Müfessirlerce bu konudaki tartışmalar çerçevesinde cinler ve melekler arasında kategorik bir ayrımın yapılıp yapılamayacağı ve meleklerin masum varlıklar olup olmadığı tartışmaları gündeme getirilmiştir. Müfessirlerin çokanlamlı bu kelimeyi ele alırken az çok bağlamsal çizgide hareket ettikleri; siyak-sibak, âyetler arasındaki münasebet, tarihi ve kültürel bağlamla ilgili rivayetler gibi hususları dikkate aldıkları gözlenmektedir. Bu noktada kelimenin etimolojik kökeninin göz önünde bulundurulmasının da anlam takdirinde tayin edici unsurlardan biri olduğu müşahede edilmektedir. Bu itibarla çalışmada öncelikle Câhiliye Araplarının cin ve melek algısından söz edilmiş, ardından klasik sözlüklerden yararlanılarak tefsirlerde bu husustaki yaklaşımların dayandığı dilsel zemine ve rivayetlere değinilmiştir. Bu durumun önemi Kur’an’ın yedinci yüzyıl Arap yarımadasında kullanılan Arap dili kalıplarıyla nâzil olduğu dikkate alındığında daha iyi anlaşılmaktadır. Çünkü bu dilsel olgu, bazı âlimlerin meseleyi ele alış biçimlerini kayda değer biçimde etkilemiş gözükmektedir. Bu nedenle ilk olarak el-cin kelimesinin Câhiliye Arapları tarafından hangi anlamda kullanıldığı üzerinde durulmuştur. Ayrıca konuyla ilgili tarihî rivayetlere yer verilmiştir. Klasik dönemde müfessirler arasında el-cin kelimesinin medlûlüyle ilgili ihtilaflar müşriklerin Allah’a ortak koştuğu varlığın ne olduğu, İblis’in meleklerden mi cinlerden mi olduğu, müşriklerin Allah’la soy bağına sahip olduğunu ileri sürdükleri varlığın ne olduğu konularından oluşmaktadır. Müfessirlerin bir kısmı bu konuda metin içi bağlama, diğer bir kısmı da metin dışı bağlama ağırlık vermişlerdir. Elbette her ikisine dengeli biçimde önem veren müfessirler de vardır. Konumuzla ilgili açıklamalarında bağlamı en fazla dikkate alan müfessirlerin Mukâtil, Râzî ve İbn Âşûr olduğu görülmektedir. Bu noktada ayrıca müfessirlerin zaman zaman aynı âyetten farklı bir görüşü delillendirmede yararlandıklarını vurgulamak gerekir. Bu çerçevede kimi yazarlarca iddia edildiğinin aksine müfessirlerin Câhiliye Araplarının cin ve melek algılarıyla ilgili tarihî ve kültürel ortamdan haberdar oldukları görülmektedir. Müfessirler konuya meleklerin günahsız veya masum olup olmadıkları perspektifinden bakmışlardır. Bu açıdan bazı âlimlerin melek algısı İblis’i meleklerden biri olarak kabul eden âlimlere göre oldukça farklıdır. İsrâilî rivayetlerin de bu algısı besleyen bir etkiye sahip olduğu göz ardı edilmemelidir. Râzî gibi bazı müfessirlerin konuyla ilgili yaklaşımlarında ise Sünnî doktrinin belirleyici bir etkiye sahip olduğu müşahede edilmektedir. Son dönemlerde Hz. Süleyman’ın emrinde çalışan ve Hz. Peygamber’le görüşen el-cin adlı varlıkların bilinen anlamıyla cinler olmayıp yabancı kavimlerden gelen kimseler olduğu şeklinde önce Muhammed Ali Lâhûrî tarafından savunulan, ardından bir kısım yazarlarca benimsenen açıklamanın ise meseleyi rasyonalize etme çabasından ibaret oluşu dikkat çekicidir. Kitâb-ı Mukaddes’teki bu konuyla ilişkilendirilen bir anlatıdan esinlendiği anlaşılan bu değerlendirmenin isabetli olmadığını belirtmemiz gerekir.

Disputes on the Meanings of the “al-Jin” in the Qur’ān

Polysemic words and phrases in the Qur’ān gave rise to disagreements in the Qur’ānic exegesis. Therefore, it seems obligatory to refer to the contextual reading of the text while interpreting and understanding the polysemic vocabularies. One of the polysemic vocabularies is the word al-jinn, which derives from janna – yajunnu, which means to cover something. The use of this word is related to the fact that they are supernatural beings and are invisible to the eye. The same feature is described for angels, which are considered part of the concept of “al-jinn” on the same level. In the period of Ignorance (Jāhiliyyah), these beings were portrayed as having extraordinary spiritual powers. Even some people believed that they deserved to be worshipped. But the Qur’ān strongly rejected this ascription. The early exegetes of the Qur’ān and later scholars vary in terms of the meaning of “al-jin” whether this word in these verses refers to the jinns or the angels or the Devil or satans. The disputes in this regard occurred in some verses where the word al-jin or al-jinnat were placed in their absolute forms. On the other hand, the absolute use of the word al-ins or al-nās did not become one of the dispute topics, except for some contemporary interpretations and approaches. Within these disagreements, the discussions had been made about the distinction between the jinns and angels or the innocence of angels. The majority of exegetes acted more or less following the context where they analysed the polysemic words. Also, it should be noted that focusing on the relevant etymological meaning is one of the major interpretation methods in exegesis while specifying the exact meaning of the word. Therefore, this study starts by exploring how the people perceived this concept in the Arabian Peninsula during the period of Jāhiliyyah. The importance of methodological tools appears by considering that the Qur’ānic revelation took place in the forms of language used in the 7th century of the Arabian Peninsula. This influenced the way some scholars tackled the issue. Therefore, we first dealt with the specific meanings of “al-jinn” used by the Jāhiliyyah Arabs. We also referred to the classical Arabic dictionaries to determine the linguistic ground for the explanations in the Qur’anic exegesis. Besides, we gave place to the historical narrations related to this subject. Disagreements among exegetes in this regard occurred on the meaning “al-jinn”, whether the Devil (Iblis) can be considered as an angel, and what is meant by “al-jinnat” by which polytheists ascribed kinship between them and Allah. Some scholars analyse the matter by intra-textual context, while others focus on extra-textual context or both. It seems that the most distinguished scholars that take the contextual indications into account during the process of interpretation are Muqātil, Faḫruddīn al-Rāzī, and İbn ʽĀshūr. We also should indicate that the same verses might be used for different argumentations. Within this regard, as some authors argue, it is possible to come to a conclusion that the exegetes throughout history were aware of the historical and cultural context of Arabs who associated the jinn and angels with Allah. The exegetes addressed the issue from the perspective of whether angels are sinless or innocent. In this respect, some scholars’ perception of the angel is quite different from those who assert that Iblis was one of the angels. We also should not dismiss the fact that Isrāiliyāt had some effect in nourishing this perception. We also need to consider that the principles of Sunni doctrine had a more substantial impact on some scholars like Rāzī. In recent years, some authors have argued that the jinns who worked under the service of the Prophet Salamon and those who met the Prophet Muhammed (PBUH) were foreign people from different tribes. We should indicate that this interpretation does not reflect a correct understanding. This viewpoint attempts to explain the issue contemporarily and from a rationale perspective and is possibly inspired by narratives in the Bible.

___

  • Âlûsî, Şihâbuddîn Mahmud. Rûhu’l-meânî fî tefsîri’l-Kur’âni’l-azîm ve’s-sebʽi’l-mesânî. thk. Ali Abdulbârî Atıyye. 16 cilt. Beyrut: Dâru’l- Kütübi’l-İlmiyye, 1415.
  • Begavî, Ebû Muhammed el-Hüseyn b. Mesʽûd. Meâlimu’t-tenzîl. thk. Abdurrezzâk el-Mehdî. 5 cilt. Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, 1420.
  • Cevad, Ali. el-Mufassal fî târîhi’l-Arab kable’l-İslâm. 20 cilt. b.y.: Dâru’s-Sâkî, 1422/2001.
  • Cevherî, Ebû Nasr İsmâîl b. Hammâd. es-Sıhâh tâcu’l-lüga ve sıhâhu’l-Arabiyye. thk. Ahmed Abdulgafûr Attâr. 3 Cilt. Beyrut: Dâru’l-İlm li’l-Melâyîn, 1407/1987.
  • Çolak, Ali. Kur’an ve Hadislere Göre Melek. Gümüşhane: Gümüşhane Üniversitesi, 2012.
  • Demir, Şehmus. Mitoloji Kur’an Kıssaları ve Tarihi Gerçeklik. 3. Baskı. İstanbul: Beyan Yayınları, 2019.
  • Ebû Hilâl, el-Hasen b. Abdullah el-Askerî. el-Vücûh ve’n-nezâir. thk. Muhammed Osman. Kahire: Mektebetu’s-Sekâfeti’d-Dîniyye, 1428/2007.
  • Ebû Hayyân, Muhammed b. Yusuf el-Endelüsî. el-Bahru’l-muhît. thk. Muhammed Sıdkî Cemîl. 10 cilt. Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1420.
  • Ebû Zehre, Muhammed b. Ahmed b. Mustafâ. Zühratü’t-tefâsîr. 10 Cilt. b.y.: Dâru’l-Fikri’l-Arabî, ts.
  • Elik, Hasan-Muhammed Coşkun. Tevhit Mesajı-Özlü Kur’an Tefsiri. İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 2015.
  • Ferrâ, Ebû Zekeriyya Yahya b. Ziyad. Meâni’l-Kur’ân. Thk. Ahmed Yusuf en-Necâtî vd. 3 cilt. Mısır: Dâru’l-Mısriyye, ts.
  • Güven, Şahin. Kur’an’ın Anlaşılması ve Yorumlanmasında Çokanlamlılık Sorunu. İstanbul: Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Vakfı Yayınları, 2017.
  • Halîl b. Ahmed, Ebû Abdurrahman. Kitâbu’l-ayn. thk. Abdülhamîd Hindâvî. 4 cilt. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1424/2003.
  • Hâzin, Alaüdddin Ali b. Muhammed. Lübâbu’t-te’vîl fî meâni’t-tenzîl. thk. Muhammed Ali Şahin. 4 cilt. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1415.
  • İbn Âşûr, Muhammed et-Tâhir. et-Tahrîr ve’t-tenvîr. 30 cilt. Tunus: ed-Dâru’t-Tûnisiyye li’n-Neşr, 1984.
  • İbn Atıyye, Abdulhak b. Gâlib. el-Muharraru’l-vecîz fî tefsîri’l-Kitâbi’l-Azîz. thk. Abdüsselâm Abdüşşâfî Muhammed. 6 cilt. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1422/2001.
  • İbn Dureyd, Ebû Bekir Muhammed b. el-Hasen. Cemheratu’l-luga. thk. Remzi Münir Baʽlebekkî. 3 cilt. Beyrut: Dâru’l-İlm li’l-Melâyîn, 1987.
  • İbn Ebî Hâtim, Ebû Muhammed Abdurrahman b. Muhammed b. İdrîs b. el-Münzir. Tefsîru’l-Kur’âni’l-‘Azîm. thk. Esʻad Muhammed et- Tayyib. 10 cilt. Suudi Arabistan: Mektebetü Nizâr Mustafa el-Bâz, 1419.
  • İbn Ebî Zemenîn, Ebû Abdullah. Tefsîru’l-Kur’âni’l-azîz. thk. Ebû Abdullah Hüseyn b. Ukkâşe. 5 cilt. Kahire: el-Fârûku’l-Hadîse, 1423/2002.
  • İbn Fûrek, Muhammed b. el-Hasen. Tefsîru İbn Fûrek. thk. Allâl Abdülkâdir. 3 cilt. Suudi Arabistan: Câmiatü Ümmü’l-Kurâ, 1430/2009.
  • İbn Hanbel, Ahmed. Müsned. thk. Şuayb el-Arnaût vd. 45 cilt. b.y.: Müessesetu’r-Risâle, 1421/2001.
  • İbn Kesîr, Ebu’l-Fidâ İsmail. Tefsîru’l-Kur’âni’l-azîm. thk. Sâmî b. Muhammed Selâme. 8 cilt. b.y.: Dâru Taybe, 1420/1999.
  • İbn Kuteybe, Ebû Muhammed Abdullah b. Muslim. Garîbu’l-Kur’ân. thk. Ahmed Sakr. b.y.: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1398/1978.
  • İbn Manzûr, Ebu’l-Fadl Muhammed b. Mükerrem. Lisânu’l-Arab. 15 cilt. Beyrut: Dâru Sâdır, 1414.
  • İbn Seyyidih el-Mursî, Ebu’l-Hasen Ali b. İsmail. el-Muhkem ve’l-muhîtu’l-aʽzam. thk. Abdülhamid Hindâvî. 11 cilt. Beyrut: Dâru’l- Kütübi’l-İlmiyye, 1421/2000.
  • İbnu’l-Arabî, Muhammed b. Abdillah Ebûbekir. Ahkâmu’l-Kur’ân. thk. Muhammed Abdulkadir Atâ. 4 cilt. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l- İlmiyye, 1424/2003.
  • İbnu’l-Cevzî, Cemâluddîn Ebu’l-Ferac Abdurrahman İbn Ali. Zâdu’l-mesîr fi ilmi’t-tefsîr. thk. Abdurrazzak el-Mehdî. 4 cilt. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-Arabiyye, 1422.
  • İbn Yahya, Ahmed el-Murtezâ. Kitâbu’l-kalâid fî tashîhi’l-akâid. thk. Albert Nasrî Nâdir. Beyrut: Dâru’l-Meşrık, 1985.
  • Karataş, Şuayip. “Kur’an Öncesi Cahiliye Toplumunun Melek İnancı”. Mütefekkir-Aksaray Üniversitesi İslami İlimler Fakültesi Dergisi, 6/11 (Haziran 2019), 101-122.
  • Kelbî, Ebu’l-Münzir Hişâm b. Muhammed. Kitâbu’l-asnâm. thk. Ahmed Zeki Paşa. Kahire: Dâru’l-Kütübi’l-Mısriyye, 2000.
  • Kirmânî, Muhammed b. Ebî Nasr. Şevâzzü’l-kırâât. thk. Şemrân el-Acelî. Beyrut: Müessesetu’l-Belâğ, ts.
  • Kitâb-ı Mukaddes. İstanbul: Kitabı Mukaddes Şirketi, 2001.
  • Kurtubî, Muhammed b. Ahmed. el-Câmiʽ li ahkâmi’l-Kur’ân. thk. Ahmed el-Berdûnî, İbrahim İtfayyiş. 20 cilt. Kahire: Dâru’l-Kütübi’l- Mısriyye, 1964.
  • Kübeysî, Ahmed Ubeyd. Mevsûatü’l-kelimeti ve ahavâtühâ fi’l-Kur’âni’l-Kerîm. 12Cilt. Beyrut: Dâru’l-Maʽrife, 1438/2017.
  • Mâtürîdî, Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed. Te’vîlâtü Ehli’s-sünne. thk. Mecdî Baslûm. 10 cilt. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1426/2005.
  • Mâverdî, Ebu’l-Hasen Ali b. Muhammed. en-Nüketu ve’l-uyûn. thk. İbn Abdülmaksûd b. Abdürrahîm. 6 cilt. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l- ilmiyye, ts.
  • Muhammad Ali, Maulana. English Translation of the Holy Quran. ed. Zahid Aziz. İngiltere: Ahmadiya Anjuman Lahore Publications, 2010.
  • Mukâtil, İbn Süleyman. Tefsîr. thk. Abdullah Mahmud Şehhâte. 5 cilt. Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâs, 1423.
  • Mustafavî, Hasen. et-Tahkîk fî kelimâti’l-Kur’âni’l-Kerîm. 14 Cilt. Kahire-Londra: Merkezü Neşr Âsâr el-Allâme el-Mustafavî. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2009.
  • Mücahid b. Cebr, Ebu’l-Haccâc. Tefsîr. thk. Muhammed Abdüsselam Ebu’n-Neyl. Mısır: Dâru’l-Fikri’l-İslâmî el-Hadîse, 1410/1989.
  • Müslim b. el-Haccâc, Ebu’l-Ḥasen el-Ḳuşeyrî. el-Müsnedu’s-Sahîhu’l-Muhtasar bi nakli’l-adli ani’l-adli ilâ Rasūlillâh ṣallallâhu aleyhi ve sellem. thk. Muhammed Fuad Abdülbâkî. 5 cilt. Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’-Arabî, ts. Ömer b. Süleyman, el-Eşkar. Âlemu’l-cinni ve’ş-şeyâtîn. Kuveyt: Mektebetu’l-Felâh, 1404/1984.
  • Öztürk, Mustafa. “İblis’in Trajik Hikayesi – Allah, Şeytan, İnsan ve Kötülüğe Dair-”. Çukurova Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 5/1 (Ocak-Haziran 2005), 39-65.
  • Öztürk, Mustafa. Kur’an-ı Kerim Meali-Anlam ve Yorum Merkezli Çeviri. Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2016.
  • Râgıb el-İsfahânî, Ebu’l-Kâsım el-Hüseyn b. Muhammed. Tefsîru’r-Râgıb el-İsfahânî. thk. Muhammed Abdülaziz Besyûnî. Tanta: Külliyyetu’l-Âdâb, 1420/1999.
  • Râzî, Fahruddîn Ebû Abdillâh Muhammed b. Ömer. Mefâtîhu’l-gayb. 32 cilt. Beyrut: Dâru İhyâi’t-Türâsi’l-Arabî, 1420.
  • Saʽlebî, Ebû İshâk Ahmed b. İbrahim. el-Keşf ve’l-beyân an tefsîri’l-Kur’ân. thk. Heyet. 33 cilt. Cidde: Dâru’t-Tefsîr, 1436/2015.
  • Sanʽânî, Ebû Bekir Abdurrezzâk b. Hemmâm. Tefsîru Abdirrezzâk. thk. Mahmud Muhammed Abduh. 3 cilt. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l- İlmiyye, 1419.
  • Semʽânî, Ebu’l-Muzaffer Mansur b. Muhammed. Tefsîru’l-Kur’ân. thk. Yâsir b. İbrahim ve Abas b. Ganîm. 6 cilt. Riyad: Dâru’l-Vatan, 1418/1997.
  • Taberî, Ebû Caʽfer Muhammed b. Cerîr. Câmi‘u’l-beyân an te’vîli âyi’l-Kur’ân. thk. Abdullah b. Abdulmuhsin et-Türkî. 26 cilt. Kahire: Hecr, 2001.
  • Taftâzânî, Saʽduddîn. Şerhu’l-Makâsıd. thk. Abdurrahman Umeyre. Beyrut: Âlemu’l-Kütüb, 1419/1998.
  • Ukkâşe Abdulminhâl et-Tîbî. Hakikatu’l-cinni fî Zılâli’l-Kur’an. Kahire: Dâru’l-Fadîle, ts. Vâhidî, Ebu’l-Hasen Ali b. Ahmed. et-Tefsîru’l-basît. 25 cilt. Riyad: Câmiatü’l-İmam Muhammed, 1430.
  • Yahya b. Sellâm, İbn Ebî Salebe. Tefsîru Yahyâ b. Sellâm. thk. Hind Şelebî. 2 cilt. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1425/2004.
  • Zebîdî, Muhammed Murtazâ. Tâcu’l-arûs min cevâhiri’l-kâmûs. thk. Ali Hilâlî. 41 cilt. Kuveyt: et-Türâsü’l-Arabî, 1421/2001.
  • Zemahşerî, Ebu’l-Kâsım Mahmud b. Ömer. el-Keşşâf an hakâikı gavâmidı’t-tenzîl ve ʽuyûni’l-ekâvîl fî vucûhi’t-te’vîl. 4 cilt. Beyrut: Dâru’l- Kitâbi’l-Arabî, 1407.