Hanefî Mezhebinin Kurucu İmamlarından Züfer b. Hüzeyl’in İstihsana Yaklaşımı

Mezheplerin teşekkül etmeye başladığı ilk dönemlerden itibaren istihsanın bir istidlal yöntemi olup olmadığı tartışılagelmiştir. Bu tartışmaların temelinde kavramsallaşma sürecini henüz tamamlamamış olan istihsan teriminin çağrıştırdığı keyfiliğin/sübjektivitenin etkisi çok fazladır. Bu yüzden istihsanı bir yöntem olarak benimseyenler, ağır ithamlara maruz kalmışlardır. İstihsanı benimseyenlerin başında Hanefî hukukçular gelmektedir. Öyle ki istihsan yöntemi Hanefî mezhebiyle anılır hale gelmiştir. Bununla birlikte mezhebin önde gelen temsilcilerinden biri olan ve kıyas metodunu kullanmasıyla ön plana çıkan Züfer b. Hüzeyl’in istihsana yaklaşımıyla ilgili iki farklı yaklaşım tespit edilmiştir. Yaptığımız araştırma ve inceleme neticesinde her iki tespitin de isabetli olmadığını; Züfer b. Hüzeyl’in kıyas yapmadaki becerisinin yanı sıra istihsana müracaatta sonuna kadar kıyas taraftarı olduğunu; ancak kıyasın meselelere çözüm üretmede yetersiz kaldığı ya da doğru sonuç vermediği durumlarda ise ızdırârın da bir gereği olarak meseleyi hükümsüz bırakmama adına istihsana müracaat ettiği görülmektedir. Sonuç olarak Züfer b. Hüzeyl’in genel hatlarıyla Hanefî usulüne bağlı kalmakla birlikte istihsanı bir istidlâl yöntemi olarak kullanma hususunda çerçeveyi oldukça daralttığını; kıyasa başvurma konusunda ise sınırları mümkün olduğunca geniş tuttuğunu söylemek mümkündür. Genel olarak “daha güçlü bir delil sebebiyle meselenin benzerlerine verilen hükümden vazgeçip başka bir hükme yönelme” şeklinde tarif edilen istihsan mezheplerin oluşmaya başladığı hicri II. asırdan itibaren mahiyeti ve istidlal yöntemi olup olmaması bakımından tartışıla gelmiştir. Öyle ki istihsân taraftarları ve muhalifleri şeklinde iki farklı yaklaşım ortaya çıkmıştır. İstihsana muhalif olanlar, istihsanı benimseyip ona göre bir takım fıkhî istidlallerde bulunanları kendi arzularına göre hüküm vermek ve yeni bir şeriat ihdas etmekle suçlamışlardır. Ancak bu muhalif yaklaşımın sergilenmesinde kavramsallaşma sürecini henüz tamamlamamış olan istihsan teriminin çağrıştırdığı keyfilik/sübjektif anlamının etkisi çok fazladır. İstihsana şiddetle muhalefet edenlerin başında İmam Şâfiî gelmektedir. Ancak Şâfiî, “müt’a”nın miktarının otuz dirhem, şüf’anın müddetinin üç gün olarak takdir edilmesinde istihsana başvurmakta, hatta bizzat “istihsân yapıyorum” diyerek bu kavramı kullanmaktadır. Bu yüzden Şâfiî’nin muhalefetinin istihsân yoluyla ulaşılan hükümden ziyade, istihsânın oturduğu “istisna mantığı”na yönelik olduğu söylenebilir. Şâfiî’nin istihsan karşıtlığı daha ziyade istihsan ile özdeşleşen Hanefîlere yöneliktir. Özellikle Hanefî mezhebinin kurucu imamlarından Ebû Hanîfe ile öğrencileri Ebû Yûsuf ve İmam Muhammed’in istihsana sıkça müracaat ettiği görülmektedir. Ancak Züfer’in istihsana bakış açısıyla ilgili kaynaklarda yeterli ve sağlam bilgiler bulunmamaktadır. Hem mezhebin kurucu imamlarından biri hem de kendine has fikirleri olması hasebiyle Züfer, bu noktada araştırılmaya ve incelenmeye değer bir kişiliktir. Günümüz araştırmacıları tarafından Züfer’in istihsana yaklaşımı ile ilgili farklı tespitler yapılmıştır. Bunlardan biri, Züfer’in Hanefî mezhebinin diğer kurucu imamları gibi istihsanı bolca kullandığı şeklindeki tespit; diğeri ise istihsan konusunda Şafii ile aynı çizgide olduğu tespitidir. Her iki çalışma da doğrudan Züfer’in istihsana yaklaşımıyla ilgili olmadığı için, araştırmacılar bu tespitlerini dayandırdıkları argümanlara işaret etme gereği hissetmemişlerdir. Züfer hocası Ebû Hanîfe’den çok kısa bir süre sonra vefaat etmiş, hocasından sonraki sekiz yıllık sürenin yaklaşık altı yılını da Basra’da geçirmiştir. Bu yüzden mezhebin diğer kurucu imamları gibi hakkında detaylı bilgi bulunmamaktadır. Ayrıca herhangi bir eserinin bulunmaması ya da bize ulaşmamış olması da Züfer’in istihsana bakışıyla ilgili görüşlerinin tespitini bir hayli zorlaştırmaktadır. Bu durum, meselenin tahkiki için ilk dönem Hanefî kaynaklarına müracaatı zorunlu kılmaktadır. Özellikle klasik dönem Hanefî mezhebine ait usûl ve furû-ı fıkıh literatüründe yaptığımız incelemede de Züfer’in istihsana yaklaşımıyla ilgili bir bilgiye ulaşamadık. Ancak hemen hemen bütün tabakât müellifleri Züfer hakkında “kıyasçı” nitelemesi yapmakta ve onun kıyas delilini kullanmadaki becerisine ve uzmanlığına vurgu yapmaktadırlar. Bu da oldukça dikkat çekicidir. Ancak doğrudan Züfer’in fıkhını inceleyen Pîrizâde ve Kevserî’nin eserlerinde, onun hakkındaki “kıyasçı” ya da “kıyas konusundaki uzman” nitelemelerinden kastedilenin ne olduğuna yani felsefi arka planına dair herhangi bir bilgi bulunmamaktadır. Züfer hakkındaki bu nitelemelerden iki farklı sonuca ulaşılabilir: Bunlardan birisi onun, hükmü naslarda bulunmayan meselelere kıyası tatbik konusunda çok başarılı ve yetkin olduğu; diğeri ise istihsan ve kıyasa göre farklı hükümlerin verilebileceği fıkhî meselelerde istihsan karşısında kıyasa sıkı sıkıya bağlılığıdır. İkinci anlamın kastedilmiş olması kuvvetle muhtemeldir. Çünkü Züfer dışındaki diğer kurucu imamların da kıyas yapma konusunda en az Züfer kadar mâhir ve becerikli oldukları kaynaklar da sabittir. Ayrıca klasik Hanefî literatüründe yer alan bazı bilgiler de bu görüşü desteklemektedir. Bununla birlikte çağdaş araştırmacılardan Muhammed Biltâcî de ikinci yaklaşımı teyit eden şeyler söylemektedir: “Züfer istihsanla hüküm vermenin alanını mümkün olduğunca daraltma; kıyasa başvurma konusunda ise sınırları alabildiğince genişletme çabası içerisindedir. Züfer’in istihsana neredeyse hiç müracaat etmemesi, onu üzerinde ittifak edilen Hanefî mezhebinin genel esaslarının dışarısına çıkarmaz. Çünkü Züfer’in yöntemi genel hatlarıyla bu metodun bizzat kendisidir. Züfer’in fıkıh anlayışı umumiyetle bu usul çerçevesinde şekillenmektedir. Bu yüzden onun da kaynakları aynı şekilde kıyas ve istihsandır. Ancak pratikte meselelere tatbik ederken kıyası daha fazla, istihsanı ise nadiren tercih etmektedir. O, istihsana meselelere tatbiki çerçevesinde muhalif davranmaktadır. Bu muhalefet ise, kıyas ve istihsandan birisiyle amel etmeye kökten karşı çıkmak ya da tümüyle onu reddetmek anlamına gelmemektedir.” Klasik Hanefî literatürü üzerinde yaptığımız araştırmalarda Züfer’in istihsana çok sınırlı bir alanda sadece dört konu özelinde müracaat ettiğini tespit edebildik. Bu örneklerin dışında istihsana başvurduğu başka bir yer bulamadık. Züfer’in buralarda istihsanı tercih etmesi, kıyasın uygulanma imkânının olmamasıyla değil; belki, onun nazarında kıyasın ihtiyaca cevap vermemesiyle ya da doğru sonuca götürmemesiyle açıklanabilir. Bununla birlikte Züfer’in fıkıh pratiğindeki istihsan uygulamaları incelendiğinde diğer üç imamın tamamının ya da bazılarının kıyasa dayanarak hüküm verdikleri görülmektedir. Bu durum, Züfer’in istihsana hangi durumlarda ve ne amaçla müracaat ettiğine dair genel geçer bir kuralın belirlenmesini de oldukça zorlaştırmaktadır. Ayrıca Züfer’in dar bir alanda da olsa istihsana müracaat etmesi, günümüz bazı araştırmacıları tarafından dillendirilen onun, istihsanı mezhebin diğer imamları gibi sıkça kullandığı ya da reddettiği şeklindeki tespitlerinin gerçeği yansıtmaktan uzak olduğunu da ortaya koymaktadır. Kısaca ifade etmek gerekirse Züfer için kıyas esas olmakla birlikte, sınırlı ve dar bir alanda da olsa istihsana müracaat etmektedir.  

Zufar ibn Hudhayl’s Approach to Istiḥsān from the Founding Imams of the Hanafī Sect

From the earliest times when sects have started to form, there has been debate on whether or not “istiḥsān (moving away from the implications of an analogy to an analogy that has a stronger evidence from the Qurʾān, Sunnah or ijmaʿ)” is a method of istidlāl (inference). At the basis of these discussions, the effect of the arbitrariness/subjectivity implied by the term istiḥsān, which has not yet completed its conceptualization process, is far too much. Therefore, those who adopted istiḥsān as a method were subjected to serious accusations. Hanafī jurists are at the forefront among those who adopted istiḥsān. So much so that the istiḥsān method has become known by the Hanafī sect. However, we have come across with two opposing arguments about the approach of Zufar ibn Hudhayl, who is one of the leading representatives of the sect, prominent with his analogical reasoning, to istiḥsān. As a result of our research, it is seen that neither of the claims is right; in addition to the skill of the Zufar to make analogies, he is in favor of analogical reasoning to the full extent on the issue of having recourse to istiḥsān; but in cases where analogies are inadequate in producing solutions to the issues or do not give correct outcomes, as a necessity for not to leave the issue without any verdict, he had recourse to istiḥsān. As a result, it can be said that being bound to the Hanafī method in general terms, Zufar ibn Hudhayl has narrowed the framework for using istiḥsān as a method of istidlāl; on the issue of having recourse to analogies, on the other hand, he tried to broaden the boundaries as much as possible. Starting from Hijrī II. century which was the beginning of the formation of idolatry, in terms of whether it is the nature and the method of stratification, istiḥsān, generally described as “because of stronger evidence, it would be better to abandon the provision of similar powers to another ruling”, has been argued. So much so that two different approaches have emerged in the form of supporters and opponents. The opponents of istiḥsān have accused the people who adopted and provided a set of fiqh deductions according to their desires and to establish a new sharia. However, the effect of the concept of istiḥsān, which has not yet completed its conceptualization process, arbitrary/subjective sense of this oppositional approach is too great. Imam Shafi was a strong oppose of the istiḥsān. However, Shafi, consulted istiḥsān to regard the amount of “mut’a” thirty dirham sand the period of the şuf’a as three days, he even used this concept by saying “I am doing istiḥsān”. Therefore, it can be said that the opposition of Imam Shafi is aimed at the “logic of exception” which resides in istiḥsān rather than the provision reached by the means of istiḥsān. Imam Shafi’s istiḥsān opposition is more directed to the Hanafīs, who are identified with istiḥsān. Particularly, it is seen that the students Abū Yūsuf and Imam Muhammad and Abū Hanīfa one of the founder imams of Hanafī sect consulted istiḥsān frequently. However, there are not sufficient and clear information about Zufar ibn Hudhayl’s view of istiḥsān. Zufar ibn Hudhayl, who is at this point also worth investigating and examining, because he is one of the founding imams of the sect and has his own ideas. Different determinations on Zufar ibn Hudhayl’s approach to istiḥsān were done by contemporary researchers. One of these is a proof that Zufar ibn Hudhayl was using istiḥsān largely similarly to other founding imams of the Hanafī sect; and the other is that he fell in line with Imam Shafi in terms of istiḥsān. Since both studies are not directly related to Zufar ibn Hudhayl’s approach to istiḥsān, the researchers did not feel the need to point the arguments that they based these assumptions on. Zufar ibn Hudhayl has passed away after a very short time (d. 158/775) from Abū Hanīfa, and he spent six of his last eight years in Basra. Therefore, there is no detailed information about him like the other founding imams of the sect. Moreover, the absence of any work or the lack of knowledge about it, makes it very difficult to determine Zufar ibn Hudhayl’s views of istiḥsān. This necessitates the application of Hanafī resources from the initial period for further investigation. Especially in the examination of the classical period Hanafī sect’s method and furūʿu fiqh literature, we could not reach any knowledge about Zufar ibn Hudhayl’s approach to istiḥsān. However, almost all layered authors describe Zufar ibn Hudhayl as a “comparative” and emphasize his skill and expertise in using comparative evidence. This is also quite remarkable. However, in the works of Pīrizādā and Kawsarī, who directly examine Zufar ibn Hudhayl’s fiqh, there is no information about what philosophical background of his was about what is meant by the qualifications of “expert” or “comparative expert” about him. Two conclusions can be reached from these characterizations about Zufar ibn Hudhayl: one of them is that he was quite successful and competent in using comparations against the matters where the provision is absent and the other one is his loyalty to istiḥsān where the different provisions can be obtained regarding fiqh matters unlike comparation. It is highly probable that the second meaning was the one intended. Because the literature shows that other founding imams besides Zufar ibn Hudhayl also were at least as wise and skillful as Zufar ibn Hudhayl in making comparisons. In addition, some information contained in the classical Hanafī literature supports this opinion. Muhammad Biltaci, one of the contemporary researchers, also, says somethings that confirm the second approach: “Zufar ibn Hudhayl was trying to reduce the field of judgments via istiḥsān as much as possible; and in regard to comparations he showed great effort to expand the boundaries as far as possible. The fact that Zufar ibn Hudhayl almost never applies istiḥsān, does not leave him out of the general principles of the Hanafi sect that was allied on. Because the method of Zufar ibn Hudhayl is in itself was the method itself. Zufar ibn Hudhayl's understanding of fiqh is shaped generally within this procedural framework. That is why his resources was also comparing and istiḥsān in the same manner. In practice, however, when applying the methods to the occasions,he was preferring comparation more frequently than istiḥsān. He was dissent about applying istiḥsān to the issues. This opposition, however, does not mean fundamentally opposing or rejecting it entirely, either about comparison or about istiḥsān.” In the research we have conducted on the classical Hanafī literature, we have found that Zufar ibn Hudhayl was consulting to istiḥsān in a very limited area on only four subjects. Apart from these examples, we could not find any other use of istiḥsān by him. Zufar ibn Hudhayl’s preference for istiḥsān here is not because there is no possibility to use comparison; perhaps, comparison was not responding to necessity, or was not able to provide the right result. However, when Zufar ibn Hudhayl’s applications of istiḥsān in fiqh practices are examined, it is seen that all three of the other imams or some of them have passed judgements based on comparison. This situation makes it very difficult to determine a general rule of Zufar ibn Hudhayl’s application of istiḥsān regarding the situations and purpose. Moreover, Zufar ibn Hudhayl’s application of istiḥsān, even in a narrow field, reveals that the findings of researchers today, such as his frequent use or refusal of istiḥsān as the other imams of the sect, are far from reflecting the truth. To put it briefly, while comparison was fundamental for Zufar ibn Hudhayl, even if for a limited and narrow field, he applied istiḥsān as well.

___

Abdulazîz el-Buhârî, Alâüddin Abdülazîz b. Ahmed b. Muhammed. Keşfu'l-esrâr an Usûli Fahri’l-İslam el-Pezdevî. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1997.

Aktan, Hamza. “İslam Hukukunda İstihsan Ufku”. İslâmi İlimlerde Metodoloji/Usûl Meselesi içinde, 3: 71-125. İstanbul: Ensar Neşriyat, 2009.

Ali el-Kârî, Ebü’l-Hasan Nuruddîn Ali b. Sultan Muhammed. Şerhu Müsnedi Ebî Hanîfe. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1985.

Ali el-Kârî, Ebü’l-Hasan Nuruddîn Ali b. Sultan Muhammed. el-Esmâru’l-ceniyye fî esmâi’l-Hanefiyye. nşr. Abdülmuhsin Abdullah Ahmed. Bağdat: Dîvanu’l-Vakfı’s-Seniyye, 2009.

Âmidî, Ebü’l-Hasen Seyfüddîn Ali b. Muhammed b. Sâlim. el-İhkâm fi usûli’l-ahkâm. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2005.

Apaydın, H. Yunus. “İstihsanın Mahiyeti ve İşlevi”. İslâmi İlimlerde Metodoloji/Usûl Meselesi içinde, 3: 126-131. İstanbul: Ensar Neşriyat, 2009.

Apaydın, H. Yunus. İslam Hukuk Usûlü. Kayseri: Kardeşler Ofset, 2016.

Aybakan, Bilal. “İstihsan”. İslâmi İlimlerde Metodoloji/Usûl Meselesi içinde, 3: 132-137. İstanbul: Ensar Neşriyat, 2009.

Aygün, Abdullah. “Sem’ânî.” Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 36: 463-464. İstanbul: TDV Yayınları, 2009.

Aynî, Ebû Muhammed Bedreddin Mahmûd b. Ahmed b. Musa. Meğâni‘l-ahyâr fî şerhi esâmî ricâli Meâni'l-âsâr. nşr. Muhammed Hasan İsmail. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2006.

Bâbertî, Ekmelüddîn Muhammed b. Mahmûd. el-İnâye. Fethu’l-Kadîr içinde, Beyrut: Dâru’l-Fikr, ts.

Bakkal, Ali. “Ebû Hanîfe’nin İstihsan Anlayışı”. İmam-ı Âzam Ebû Hanîfe ve Düşünce Sistemi, 1: 273-304. Bursa: Kurav Yayınları, 2003.

Bakkal, Ali. “İstihsanın Mahiyeti ve Çağdaş Problemlere Çözüm Getirmedeki Önemi”, İslâmi İlimlerde Metodoloji/Usûl Meselesi içinde, 3: 15-70. İstanbul: Ensar Neşriyat, 2009.

Bardakoğlu, Ali. “Hanefî Mezhebi.” Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 16: 1-21. İstanbul: TDV Yayınları, 1997.

Bardakoğlu, Ali. “İstihsan.” Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 23: 339-347. İstanbul: TDV Yayınları, 2001.

Bedir, Murtaza. “Züfer b. Hüzeyl.” Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 44: 527-530. İstanbul: TDV Yayınları, 2013.

Bezzâzî, Hâfızüddîn Muhammed b. Muhammed b. Şihâb el-Kerderî el-Hârizmî el-Bezzâzî. Menâkıbü Ebî Hanîfe. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-Arabî, 1981.

Biltâcî, Muhammed. Menâhicü’t-teşrî‘i’l-İslâmî fi’l-karni’s-sânî el-hicrî. Kâhire: Dâru’s-Selâm, 2007.

Buhârî, Ebû Abdullah Muhammed b. İsmail. el-Câmi‘u’s-sahîh. nşr. Muhyiddîn el-Hatîb, Kâhire: el-Matbatü’s-Selefiyye, 1400/1980.

Cessâs, Ebû Bekr Ahmed b. Ali. el-Fusûl fi’l-usûl. nşr. Uceyl Câsim Neşemî, İstanbul: Mektebetü’l-İrşâd, 1994.

Cessâs, Ebû Bekr Ahmed b. Ali. Muhtasaru İhtilâfi’l-fukaha. nşr. Abdullah Nezir Ahmed, Beyrut: Dâru’l-Beşâiri’l-İslâmiyye, 1995.

Cevherî, Ebû Nasr İsmâil b. Hammâd. es-Sıhâh. nşr. Ahmed Abdulğafûr Attâr, Beyrut: Dâru’l-İlim li’l-Malâyîn, 1990.

Cürcânî, es-Seyyid eş-Şerîf Ebi’l-Hasen Ali b. Muhammed b. Ali el-Hüseynî. et-Tarîfât. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2000.

Çeşme, Ayşe. “el-Mevsılî’nin el-Muhtâr’ında Züfer’e Ait Görüşlerin Tahkîki”. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, 2010.

Debûsî, Ebû Zeyd Ubeydullah b. Muhammed b. Ömer b. Îsa. Takvîmü’l-edille fî usûli’l-fıkh. nşr. Halil Muhyiddîn el-Meys, Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2007.

Debûsî, Ebû Zeyd Ubeydullah b. Muhammed b. Ömer b. Îsa. Te’sîsü’n-nazar. nşr. Mustafa Muhammed ed-Dımeşkî, Beyrut: Dâru İbn Zeydûn, ts.

Debûsî, Ebû Zeyd Ubeydullah b. Muhammed b. Ömer b. Îsa. Mukâyeseli İslam Hukuk Düşüncesinin Temellendirilmesi. trc. Ferhat Koca, Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 2002.

Dönmez, İbrahim Kâfi. “İslâm Hukukunda Kaynak Kavramı ve VIII. Asır İslam Hukukçularının Kaynak Kavramı Üzerindeki Metodolojik Ayrılıkları”. Doktora Tezi, Atatürk Üniversitesi, 1981.

Dönmez, İbrahim Kâfi. “Cehâlet.” Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 7: 219-222. İstanbul: TDV Yayınları, 1993.

Dönmez, İbrahim Kâfi. “Cünûn.” Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 8: 125-129. İstanbul: TDV Yayınları, 1993.

Ebû Dâvud, Süleyman b. Eş‘as b. İshak el-Ezdî. es-Sünen. nşr. Sıtkı Cemîl el-Attâr, Beyrut: Dâru’l-Fikr, 2001.

Ebû Zehre, Muhammed. Ebû Hanîfe: Hayatuhu ve asruhu ârâuhu ve fıkhuhu. Kâhire: Dâru’l-Fikri’l-Arabî, ts.

el-Fetâva’l-Hindiyye. haz. Şeyh Nizam. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2000.

Erturhan, Sabri. İslam Ceza Hukukunda İçtima. İstanbul: Rağbet Yayınları, 2003.

Fîrûzâbâdî, Mecdüddîn Muhammed b. Ya’kûb. el-Kâmusu’l-muhît. Beyrut: Müessetü’r-Risâle, 2005.

Gezgin, Yusuf Erdem. “Hanefîler’de Öncelik Açısında Kıyas ve İstihsan Tahlili”. Yüksek Lisans Tezi, Necmeddin Erbakan Üniversitesi, 2016.

Haddâd, Ebû Bekr b. Ali b. Muhammed ez-Zebîdî. el-Cevheretü’n-neyyire: şerhu Muhtasari'l-Kudûrî. nşr. İlyas Kaplan, Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2006.

Hallâf, Abdülvehhâb. Masâdiru’t-teşrî‘i’l-İslâmî. Kuveyt: Dâru’l-Kalem, 1993.

Hatîb el-Bağdâdî, Ebû Bekr el-Hatîb Ahmed b. Ali b. Sabit. Târihu Bağdat: Târîhu Medîneti’s-selâm. nşr. Beşşâr Avvâd Ma’rûf, Beyrut: Dâru’l-Garbi’l-İslâmî, 2001.

İbn Abdilber, Ebû Ömer Cemâlüddîn Yusuf b. Abdillah b. Muhammed Kurtûbî en-Nemerî. el-İntikâ‘ fî fezaili'l-eimmeti's-selâseti'l-fukahâ‘. haz. Abdulfettah Ebû Gudde, Beyrut: Mektebetü Matbûati’l-İslâmî, 1997.

İbn Âbidîn, Muhammed Emin b. Ömer b. Abdülazîz. Reddü’l-muhtâr ale’d-dürri’l-muhtâr. nşr. Âdil Ahmed Abdülmevcûd-Ali Muhammed Muavvid, Riyad: Dâru Âlemi’l-Kütüb, 2003.

İbn Âbidîn, Muhammed Emin b. Ömer b. Abdülazîz. Minhatü’l-hâlik ale’l-Bahri’r-râik. el-Bahru’r-râik içinde, Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1997.

İbn Hacer el-Askalânî, Ebü’l-Fazl Şehabüddîn Ahmed. Lisânü'l-mîzân. haz. Selman Abdulfettah Ebû Ğudde, Beyrut: Mektebetü’l-Matbuâti’l-İslâmî, 2002.

İbn Hallikân, Ebü’l-Abbas Şemsüddîn Ahmed b. Muhammed. Vefayâtü’l-a‘yân ve enbâu ebnâi’z-zamân. nşr. İhsan Abbas, Beyrut: Dâru’s-Sâdır, ts.

İbn Hazm, Ebû Muhammed Ali b. Ahmed b. Saîd. el-İhkâm fî usûli’l-ahkâm. nşr. Mahmud Hamid Osman, Kâhire: Dâru’l-Hadîs, 2005.

İbn Hazm, Ebû Muhammed Ali b. Ahmed b. Saîd. Mulahhasu ibtâli’l-kıyâs ve’r-re’y ve’l-istihsân ve’t-taklîd ve’t-ta’lîl. nşr. Saîd el-Efgânî, Dımeşk: Matbaatu Dımeşk, 1960.

İbn Hibbân, Ebû Hâtim Muhammed b. Hibbân b. Ahmed et-Temîmî. Kitâbu’s-sikât. Haydarabâd: Dâiretü’l-Maârifi’l-Osmaniyye, 1973.

İbn Kutluboğa, Ebü’l-Adl Zeynüddîn Kasım b. Kutluboğa b. Abdullah. Tâcü't-terâcim. nşr. Muhammed Hayr Ramazan Yusuf, Dımaşk: Dârü’l-Kalem, 1992.

İbn Mâze, Burhanüddin (Burhanü’ş-şeria) Mahmûd b. Ahmed b. Abdilaziz Buhârî. el-Muhîtü’l-burhânî fî’l-fıkhi’n-Nu’mânî. Riyad: Mektebetü’r-Rüşd, 2000.

İbn Nüceym, Zeynüddin b. İbrâhim b. Muhammed. el-Bahrü’r-râik şerhu Kenzi’d-dekâik. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1997.

İbnü’l-Hümâm, Kemâleddin Muhammed b. Abdülvâhid b. Abdülhamid. Fethu’l-Kadîr. Beyrut: Dâru’l-Fikr, ts.

İsfahanî, Ebû Nuaym, Ahmed b. Abdullah b. İshak. Zikru ahbâri İsbahân. Dâru’l-Kütübi’l-İslâmî, ts.

Kâsânî, Alâüddîn Ebû Bekir b. Mes‘ûd. Bedâi‘u’s-sanâi‘ fî tertîbi’ş-şerâi‘. Beyrut: Dâru’l-Fikr, ts.

Kefevî, Mahmûd b. Süleyman. Ketâibü A‘lâmi’l-ahyâr min fukahâi mezhebi’n-Nu’mâni’l-muhtâr, 87846: 111b. Tahran Kitabhâne-i Meclis-i Şûrâ-i Millî. Kevserî, Muhammed Zâhid. Lemahâtü’n-nazar fî sîrati’l-İmâm ez-Züfer. Kâhire: Mektebetü’l-Ezheriyye, ts. Kevserî, Muhammed Zâhid. Fıkhu ehli’l-Irak ve hadîsuhum. nşr. Abdulfettah Ebû Ğudde, Kâhire: el-Mektebetü’l-Ezheriyye, 2002. Kılıçer, M. Esad. İslam Fıkhında Re’y Taraftarları. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1994.

Koçak, Muhsin. “Züfer b. El-Hüzeyl (Hayatı ve Eserleri)”. Ondokuz Mayıs Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 5 (2008): 121-145.

Kudûrî, Ebü’l-Hüseyin Ahmed b. Ebî Bekr Muhammed b. Ahmed. Mevsûatü’l-kavâidi’l-fıkhiyyeti’l-mukârene: et-Tecrîd. nşr. Muhammed Ahmed Sirac, Ali Cum’a Muhammed, Kahire: Dâru’s-Selâm, 2004.

Kureşî, Ebû Muhammed Muhyiddin Abdülkadir b. Muhammed. el-Cevâhirü'l-mudıyye fî tabakâti'l-Hanefiyye. nşr. Abdülfettah Muhammed el-Hulv, Kâhire: Dâru’l-Hicr, 1993.

Leknevî, Ebü’l-Hasenât Muhammed Abdülhay b. Muhammed. el-Fevâidü’l-behiyye fî terâcimi’l-Hanefiyye. Kâhire: Dâru’l-Kitâbi’l-İslâmî, ts.

Mekkî, Muvaffak b. Ahmed. Menâkıbü Ebî Hanîfe. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-Arabî, 1981.

Merğînânî, Ebü’l-Hasan Burhanüddîn Ali b. Ebî Bekr b. Abdilcelîl. el-Hidâye şerhu Bidâyeti’l-mübtedî. Beyrut: Dâru’l-Erkâm, ts.

Mevsılî, Ebü’l-Fazl Mecdüddîn Abdullah b. Mahmûd b. Mevdûd. el-İhtiyâr li ta‘lîli’l-Muhtâr. haz. Halid Abdurrahman el-Ak, Beyrut: Dâru’l-Ma’rife, 1998.

Molla Hüsrev, Muhammed b. Ferâmuz. Dürerü'l-hükkâm fî şerhi Gureri'l-ahkâm. İstanbul: Fazilet Neşriyet, 1978.

Müslim b. el-Haccâc, Ebü’l-Hüseyin el-Kuşeyrî en-Neysâbûrî. el-Câmi‘u’s-sahîh. nşr. Halil Me’mûn Şîhâ, Beyrut: Dâru’l-Ma‘rife, 2005.

Nevevî, Ebû Zekeriyyâ Muhyiddin Yahyâ b. Şeref. Tehzibü’l-esmâ ve'l-lügât. Beyrut: Dârü’l-Kütübi’l-İlmiyye, ts.

Önder, Muharrem. Hanefî Mezhebinde İstihsan Anlayışı ve Uygulaması. İstanbul: Hikmetevi Yay. 2014.

Önder, Muharrem. “İstihsan Kavramının Ortaya Çıkışı”. İslam Hukuku Araştırmaları Dergisi 7 (2006): 181-208.

Özel, Ahmet. İslam Hukukunda Ülke Kavramı: Dârulislam Dârulharb. İstanbul: İz Yayıncılık, 1998.

Özen, Şükrü. “Hicrî II. Yüzyılda İstihsan ve Maslahat Kavramları”. Marife Dergisi 1 (2003): 31-57.

Özen, Şükrü. “İstihsan Hakkında Bazı Düşünceler”, İslâmi İlimlerde Metodoloji/Usûl Meselesi içinde, 3: 262-281. İstanbul: Ensar Neşriyat, 2009.

Pezdevî, Fahru’l-İslâm. Kenzü’l-vusûl ilâ ma‘rifeti’l-usûl. Keşfu’l-esrâr içinde, Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1997.

Pîrizâde Burhânüddîn İbrâhim b. Hüseyin b. Ahmed. el-Kavlü’l-ezher fîmâ yüftâ fîhi bi-kavli’l-İmâm Züfer. nşr. Ömer b. Muhammed b. Abdülkerim eş-Şeyhili. by.y., yy., 2011.

Sadrüşşeria, Ubeydullah b. Mes’ud b. Mahmûd el-Buhârî el-Mahbûbî. et-Tavzîh ale’t-Tenkîh=et-Tavzîh şerhu’t-Tenkîh. nşr. Saîd el-Ebraş, Dımeşk: Mektebetü Merzûk, 2006.

Saymerî, Ebû Abdillah Hüseyin b. Ali. Ahbâru Ebî Hanîfe ve ashâbih. Beyrut: Âlemü’l-Kütüb, 1985.

Sem’ânî, Ebü’l-Muzaffer Mansûr b. Muhammed b. Abdilcebbâr. Kavâtı’u’l-edille fi’l-usûl. nşr. Muhammed Hasan Muhammed Hasan İsmail, Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1997.

Sem‘ânî, Ebû Sa‘d Abdülkerim b. Muhammed b. Mansûr. el-Ensâb. tlk: Abdullah Ömer el-Bârûdî, Beyrut: Dâru’l-Cinân, 1988.

Semerkandî, Ebû Bekr Alaeddîn Muhammed b. Ahmed b. Ebî Ahmed. Tuhfetü’l-fukaha. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1984.

Serahsî, Şemsü’l-Eimme Ebû Sehl Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed. el-Mebsût. Beyrut: Dâru’l-Ma‘rife, ts.

Serahsî, Şemsü’l-Eimme Ebû Sehl Ebû Bekir Muhammed b. Ahmed. el-Usûl. nşr. Ebu’l-Vefâ el-Efgânî, Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1993.

Şener, Abdulkadir. İslam Hukukunun Kaynaklarından Kıyas, İstihsan ve İstıslah. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1974.

Şener, Abdulkadir. “İmam Züfer B. El-Huzeyl”. İslâm İlimleri Enstitüsü Dergisi 2 (1975): 91-98.

Şeybânî, Ebû Abdillâh Muhammed b. Hasen b. Ferkad. Kitâbu’l-Asl=el-Mebsût. tsh. Ebü’l-Vefâ el-Efgânî, Beyrut: Âlemü'l-Kütüb, 1990.

Şîrâzî, Ebû İshak Cemalüddîn İbrâhim b. Ali b. Yusuf. Tabakâtu’l-fukahâ. nşr. İhsan Abbas, Beyrut: Dâru’r-Râid el-Arabî, ts.

Şîrâzî, Ebû İshak Cemalüddîn İbrâhim b. Ali b. Yusuf. et-Tebsira fi usûli’l-fıkh. nşr. Muhammed Hasan Heyto, Dımeşk: Dâru’l-Fikr, 1983.

Taşköprizâde, Ebü’l-Hayr İsâmüddin Ahmed Efendi. Miftâhü’s-saâde ve misbâhü’s-siyâde fî mevzûati’l-ulûm. Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1985.

Tehânevî, Muhammed Ali. Keşşâfü ıstılâhâti’l-funûn ve’l-ulûm. nşr. Ali Dahruc, Beyrut: Mektebetü Lübnan, 1996.

Temîmî, Takiyyüddîn b. Abdilkâdir. et-Tabakâtü's-seniyye fi terâcimi'l-Hanefiyye. nşr. Abdülfettah Muhammed el-Hulv, Kâhire: el-Meclisü’l-A’la li’ş-Şuûni’l-İslâmiyye, 1970.

Tirmizî, Ebû İsa Muhamed b. İsa b. Sevre es-Sülemî. el-Câmi‘u’s-sahîh. nşr. Halil Me’mûn Şîhâ, Beyrut: Dâru’l-Ma‘rife, 2002.

Uslu, Rifat. “İmam Züfer b. Hüzeyl’in Hayatı ve Fıkhî Görüşleri”. Yüksek Lisans Tezi, Selçuk Üniversitesi, 1992.

Uzunpostalcı, Mustafa. “Ebû Hanîfe.” Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi, 10: 131-138. İstanbul: TDV Yayınları, 1994. Yaman, Ahmet. “İstihsan Ne Değildir”. Usûl Dergisi 8 (2007): 169-173.

Zerkâ, Mustafa Ahmed, el-Medhalü’l-Fıkhiyyü’l-Âmm. Dımeşk: Dâru’l-Kalem, 2004.

Zerkeşî, Ebû Abdillâh Bedrüddîn Muhammed b. Bahâdır b. Abdillah. el-Bahru’l-muhît fî usûli’l-fıkh. nşr. Muhammed Muhammed Tâmir, Beyrut: Dâru’l-Kütübi’l-İlmiyye, 2007.

Zeyla‘î, Fahruddîn Osman b. Ali b. Mihcen. Tebyînü’l-hakâik şerhu Kenzi’d-dekâik. Bulak: el-Matbaatu’l-Kübrâ el-Emîriyye, 1313/1896.

Ziriklî, Ebû Gays Muhammed Hayrüddîn b. Mahmûd b. Muhammed b. Alî b. Fâris. el-A‘lâm: Kamusu terâcim. Beyrut: Dâru’l-İlm li’l-Melâyîn, 2002.

Zuhaylî, Vehbe. el-Fıkhu’l-İslâmî ve edilletühü. Dımeşk: Dâru’l-Fikr, 1975.