THOSE IN-BET:EEN: (I)DENTITY CRISIS IN ZADIE SMITH’S WHITE TEETH

Üzerinde güneş batmayan imparatorluk olarak adlandırılan Birleşik Krallığın zayıflamasıyla birlikte bağımsızlığını kazanan kolonileştirilmiş toplumlardan, özellikle 2. Dünya Savaşından sonra ivme kazanarak gelen göç dalgaları neticesinde, 20. Yüz yılın ikinci yarısında İngiltere, özellikle de Londra, çok kültürlü bir yapıya bürünmüştür. Bu bağlamda, yeni bir kültürel çevreye ayak basan farklı ırk, din ve renkten grupların meydana getirdiği söz konusu yapı aynı zamanda entegrasyon, kimlik bunalımı ve melezlik gibi sorunsal kavramların da su yüzüne çıkmasına neden olmuştur. Bu çalışmada, Jamaikalı bir anne ile İngiliz bir babanın kızı olduğu için hem biyolojik hem de kültürel açıdan bir melez olarak tanımlayabileceğimiz Zadie Smith’in İnci Gibi Dişler adlı eseri ele alınmıştır. Başta melezlik kavramı olmak üzere, kimlik olgusu üzerine bazı kavramlar temel alınmıştır ve söz konusu eserdeki karakterlerin entegrasyonun doğal sonucu olarak ortaya çıkan melezleşme sürecinde, gerek doğal kimliklerini var eden değerler gerekse de yaşamakta oldukları çok kültürlü çevrenin zorunlu kıldığı değerler arasındaki ikilem neticesinde yaşadıkları sıkıntılar ve bunalımlar üzerinde durulmuştur.

THOSE IN-BET:EEN: (I)DENTITY CRISIS IN ZADIE SMITH’S WHITE TEETH

As a consequence of the immigration waves, especially gaining acceleration after the World War II, from previously colonized societies that gained independence as a result of the power loss in United Kingdom, the empire on which the sun never sets; England, particularly London, had turned into a multicultural structure. In this sense, aforesaid structure that had been brought into existence by groups of different races, religions and colours having set foot on a new cultural environment, also led to such problematical concepts as integration, identity crisis and hybridity to come out. In this study, the main focus is the literary work, White Teeth, by Zadie Smith whom we can identify as hybrid in both biological and cultural terms. Some concepts, hybridity, have been used as baseline and during the process of hybridization of characters in the aforesaid literary work which comes out as a natural consequence of the integration, the character’s oppressions, in-betweenness and crises undergone as a result of the dilemma between the necessitated values, discriminating attitudes of environment in which they dwell on and the values generating their own inherent identities are emphasized.