DEDE KORKUT HİKÂYELERİNDE VAN GÖLÜ HAVZASI SÖZ VARLIĞI

Dede Korkut Hikâyeleri, gerek Türk edebiyatı, gerek Türk dili ve gerekse Türk tarihi bakımından eşsiz bir öneme sahiptir. Onu bu denli başarılı ve önemli kılan, daha başlangıçta sözlü bir edebiyat ürünü iken, neredeyse bütün Türk toplumlarında mutlaka uyulması gereken kanun kitabı ya da yazılı olmadığı hâlde neredeyse tereddütsüz uyulması gereken bir “anayasa” yerine konmuş olmasıdır. Ayrıca okuyucu Türk topluluklarının nerede, nasıl, hangi şartlarda, hangi coğrafyada yaşadıkları hakkında fazlaca bir bilgiye sahip olmasa da, bu hikâyeler sayesinde yeterince bilgi sahibi olmak imkânına ermektedir. Hatta bu toplulukların nasıl yaşadıkları, komşuluk ilişkilerinin neler olduğu; çocuklara, eşlere, yaşlılara; kısaca toplumun her ferdine karşı davranışların nasıl olacağı belirtilirken, obanın örf ve âdetleri hakkında bize çok önemli bilgiler sunulmaktadır. Bununla birlikte, eserde, aile bağlarının sağlamlığına dikkat çekilerek; anne, baba, oğul ve eşler arasında sevgi ve saygıya dayanan düzeyli ilişkilerden örnekler verilmektedir. XV. yüzyılın ortalarında yazıya geçirilmiş olan bu hikâyeler, dildeki Türkçe kelimelerin yoğunluğu bakımından paha biçilmez bir yere sahiptir. Bu eserde kullanılan dil,-bazı ses değişiklikleri bir tarafa bırakılırsa- neredeyse bugün bile Anadolu’da halkın konuştuğu, yabancı dillerden etkilenmemiş, halkın rahatlıkla anladığı saf ve duru bir Türkçedir. Türk edebiyatında, Türk dilinde ve hatta Türk tarihine bu denli köklü bir yere sahip olan böyle bir eserden coğrafyamızın da etkilenmemesi de mümkün değildir. Hatta denebilir ki bu coğrafyada kaybolmaya yüz tutmuş; bilinen ve yaygın anlamlarının yanında yeni anlamlar kazanan kelimeler, bu hikâyelerde o günkü gibi aslî şekilleriyle yaşamaktadır. Dünden bugüne etkileri, bu eserin değerini bir kat daha artırmakta; değerine değer katmaktadır. Böylece Dede Korkut hikâyeleri, Türk topluluklarının geçmişine ışık tuttuğu gibi, geleceklerini de aydınlatacaktır.

Spoken Assets of Van Lake Region in Dede Korkut Stories

Dede Korkut Stories have a unique importance both in Turkish literature, Turkish language and Turkish history. What makes it so successful and important is that when it was originally an oral literature product, almost all Turkish societies had to be obeyed without any hesitation, the law book that had to be followed, or a literature constitution  which had to be followed without hesitation. In addition, while the Turkish communities do not have much information about where, how, in which geography they live, these stories provide enough information. In fact, how these communities live, neighbors relations; children, spouses, the elderly and in short, how to behave against each individual member of the society, while we are given unique information about the customs and customs of oba. However, in the work, drawing attention to the soundness of family ties; examples of relationships based on love and respect between mother, father, son and spouses are given. These stories, written in the middle of the 15th century, have an invaluable place in terms of the density of Turkish words in the language. The language used in this work - if left to some extent as sound changes - is still a pure, clear and clear Turkish, which people in Anatolia are talking about today, not affected by foreign languages and understood easily by the people. It is not possible to not be affected from such a work which has such an important place in Turkish literature, Turkish language and even Turkish history. It may even be said that in this geography, it has been lost; the words, which have new meanings besides their common and common meanings, live in these stories with their original forms as they were today. From yesterday to today, the value of this work is increased. Thus, this work will shed light on the past of the Turkish communities and enlighten their future.

___

  • Duymaz, A. (1999). “Dede Korkut Kitabında Alpların Eğitim ve Geçiş Törenleri”, Uluslararası Dede Korkut Bilgi Şöleni. Ankara. Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, s.109-122.
  • Ercilasun, A.B. (1999). “Dede Korkut’taki Olayların Zamanı”. Uluslararası Dede Korkut Bilgi Şöleni. Ankara. Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, s.157-160.
  • Ergin, M. (1971). Dede Korkut Kitabı. İstanbul. 1001 Temel Eser, Milli Eğitim Basımevi.
  • Ergin, M. (1997a). Dede Korkut Kitabı I. Türk Dil Kurumu Yayınları.
  • Ergin, M. (1997b). Dede Korkut Kitabı II. Ankara. Türk Dil Kurumu Yayınları.
  • Ergin, M. (2013). Türk Dil Bilgisi. Ankara. Bayrak Basım/Yayım/Tanıtım.
  • Ertekinoğlu, S. (2017). Ahlat Ağzı Söz Varlığı. Ankara. Türk Dil Kurumu. Yayınları.
  • Gökyay, O.Ş. (2000). Dedem Korkudun Kitabı. İstanbul. M.E.B. Basımevi.
  • Karahan L. (1996). Anadolu Ağızlarının Sınıflandırılması. Ankara: Türk Dil Kurumu Yayınları.
  • Korkmaz Z. (1981). Dede Korkut Hikâyelerinin Eski Osmanlı Metinleri Arasındaki Yeri. Milli Kültür, C. III / 4, 23-25.
  • Öztürk, İ. (2001). Adicevaz Ağzı (Metin-İnceleme-Sözlük). Yüksek Lisans Tezi, Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Van.
  • Sarıca, B. (2006). Van Gölü Çevresi Ağızları. Ankara. Atlas Yayınları.
  • Schmiede, H. A. (2009) Kitab-ı Dedem Korkut (Destanlarının Dresden Nüshası). Ankara. Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları.
  • Sevinçli, V. (2015). “Türk Kültüründe Alkış/Kargış ve Adilcevaz Örneği”. İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Türk Dili ve Edebiyatı Dergisi, 52, 97-125.
  • Şimşek, E. (1999). “Beyböyrek Hikâyesinin Türk Dil Kurumu’nda Bulunan Yazma Nüshası Üzerine”. Uluslararası Dede Korkut Bilgi Şöleni. Ankara. Atatürk Kültür Merkezi Yayınları, s. 321-334.
  • Türk Dil Kurumu .(1983). Yeni Tarama Sözlüğü. Ankara. TDK.
  • Türk Dil Kurumu. (1993 ). Derlemeler Sözlüğü (2.bs.). Ankara. TDK.
  • Türk Dil Kurumu. (1998). Türkçe Sözlük. Ankara: Türk Dil Kurumu.
  • Ziya Gökalp (2015). Yeni Hayat. Haz. Salim Çonoğlu, İstanbul: Ötüken Neşriyat.