SEYYİD EBULKÂSIM NEBÂTÎ VE SÂKÎNÂMESİ

Öz Klasik Türk edebiyatında önemli bir yer tutan sâkînâmeler, İran edebiyatında ortaya çıkmıştır. Türk edebiyatında ilk örnekleri XIV. yüzyıldan itibaren verilmeye başlanan sâkînâmeler, XX. yüzyıla kadar aralıksız bir şekilde kaleme alınmıştır. Çoğunlukla şairlerin divanlarında kaside, mesnevi ve terkib-i bend gibi nazım şekilleriyle yazılmalarına rağmen bazen de başlı başına müstakil birer kitap olarak yazıldıkları da olmuştur. Bezm, saki ve mey üçgeninde cereyan eden olayları aktaran bu tür, içki ve içki meclisleriyle ilgili birçok duygu, düşünce ve kavramı kimi zaman tasavvufi kimi zaman da dünyevi bir algıyla aktarır. Klasik edebiyatımızda sâkînâmeler ile ilgili yapılan çalışmaların önemli bir çoğunluğu Osmanlı sahasında verilen örneklere dayalıdır. İran’da yazılmış sâkînâmeler üzerinde yapılan çalışmalarda ise bahis konusu numuneler sadece Farsça yazılanlarla sınırlandırılmıştır. Seyyid Ebulkâsım Nebâtî, XIX. yüzyılda bugünkü Güney Azerbaycan topraklarını da içeren İran’da yaşamıştır. Ancak Fars dilinin merkezi olan bir bölgede yaşamasına rağmen Sâkînâme’sini Türkçe yazmayı tercih etmiştir. Kaçarlar dönemi İran’ında yaşayan Nebâtî, içerisinde Farsça ve Türkçe şiirlerin yer aldığı divan sahibi bir şairdir. Azerbaycan ve İran’ın muhtelif kütüphanelerinde divan nüshaları bulunan şairin Sâkînâme’si divanında mevcuttur. Bu çalışmamızda bir yandan şairin hayatıyla ilgili bilgi verilirken diğer yandan Bakü El Yazmaları Enstitüsü ve Tahran İslami Şura Kütüphanesi’ndeki divanda yer alan Sâkînâme’nin karşılaştırmalı metni yapılmıştır.