İSLAM ÖNCESİ TÜRK TOPLUMUNDA KADININ KONUMU ÜZERİNE

Öz Toplumların uygarlık seviyelerinin belirlenmesinde cemiyet hayatında kadın ve çocukların konumu önemli bir yer tutar. En ilkel cemiyet hayatından günümüze bu iki grubun hakları, esasında toplumların insan haklarına bakışını da anlamaya yarar. Ataerkilliğin baskın olduğu ilkçağ medeniyetlerinde kız çocuklarının öldürülmesi, ömür boyunca birinin vesayetinde yaşaması ya da isim verilmeye layık görülmemesi gibi durumlar cinsiyet ayrımcılığının ulaştığı boyutu gösterir vahim örneklerdir. Aynı şekilde kadın öldürüldüğünde katilin hiçbir cezaya çarptırılmadığı toplumlar olduğu gibi kadın ve çocukların baba için çalıştığı, kocasının kadını istediği zaman boşayabildiği durumlara da sıkça rastlanır. Bunların yaşandığı zamanlarda Türk toplumunda kadının yerinin ne olduğu konusu Türklerin medeniyet tarihindeki yeri belirleyici önemli bir ölçü olacaktır. Kadının aile ve cemiyet içerisindeki yerinden başlamak üzere siyasi ve hukuki hakları ile birlikte ele alınabilecek mesele aydınlığa kavuşunca, göçebe olmakla küçümsenen ve uygarlık tarihine katkısı olmadığı ön kabulü ile hakkında önermeler üretilen Türklerin tarihteki gerçek yeri de gün yüzüne çıkmaya başlayacaktır.