Teşkilât-ı Mahsusa Kuzey Afrika’da (1914-1918)

İttihat ve Terakki Partisi'nin iktidara gelmesiyle Osmanlı Devleti'nde yeni bir dönem başlamıştı. Bu dönemde Osmanlı Devleti'nin gündemi çok hızlı bir şekilde değişmektedir. İtalyanların Trablusgarp'a saldırmalarıyla bir kısım Osmanlı askeri bölgeye koşmuştur. Burada mahdut imkanlarla İtalyanlara karşı fevkalade başarılı muharebeler yapılmıştır. İtalyanlar adeta kıyıya çivilenmiş ve büyük zayiat vermişlerdir. İtalyanların im¬dadına 1912 yılında çıkan Balkan Savaşları yetişmiştir. Türk subayları bölgeden mecburen ayrılarak vatanlarının haksız yere işgale uğrayan bir başka bölgesine gitmişlerdir. Burada kalan çok az sayıdaki Türk subay ve erleriyle birlikte yerli halk Trablusgarp'ı savunmaya devam etmişlerdir. Osmanlı Devleti bir çok bölgede uğradığı saldırıları önlemek için bilgi toplayacak ve gerilla taktiği uygulayacak bir teşkilat kuracaktı. Mahiyeti hak¬kında çok şey yazılıp, söylenen bu teşkilatın adı Teşkilat-ı Mahsusa'dır. İttihatçıların iktidara gelmesiyle birlikte varlığına son verilen II. Abdülhamid'in Yıldız İstihbarat Teşkilatı'nın yerini bu teşkilat doldurmaya çalışacaktır. Enver Paşa ve arkadaşlarının gayretiyle kısa zamanda geniş bir alanda teşkilatlanma sağlanacaktır, İstihbarat teşkilatı hüviyeti olmakla beraber bu kuruluşun görev alanının çok geniş olduğu, belgelerden ve hatıralardan elde edilen bilgilerden anlaşılmaktadır. Teşekkül ettirilen bir kısım müfrezelerin faaliyetleri göz önüne alındığında teşkilat, aynı zamanda gerilla taktiği uygulayan özel askeri birlik görünümü de vermektedir. Zaten teşkilatın elemanlarının büyük bir kısmı da subay ve astsubaylardan meydana gelmektedir. Çok iyi düşüncelerle , vatan sevgisiyle kurulduğunda şüphe olmayan teşkilatın, amaçlarına ulaşmak için uyguladığı strateji ise çoğu zaman gerçekçi olmaktan uzak ve hayalcidir. Zaten I. Dünya Savaşı bittiğinde de Enver Paşa, arkadaşları ve teşkilat bu acı gerçekle yüz yüze gelmişlerdir. Kafkaslardan Trablusgarp'a, Yemen’den Arabistan'dan, Trakya'ya; İran'dan Hindistan'a kadar uzanan geniş bir coğrafyada yılmadan bıkmadan koşturan teşkilat elemanları harbin sonunda maalesef hüsrana uğramışlardır. İncelememize konu olan Teşkilatın Kuzey Afrika'daki faaliyetleri de, bu kötü akıbetten kurtulamamıştır. OsmanlIların Kuzey Afrika'da kalan son topraklarını kurtarmak amacıyla girişilen bu faaliyet, yapılan bir takım taktik ve stratejik hatalar yüzünden başarıya ulaşamamıştır. Yetersiz imkanlarla yürütülmeye çalışılan bu harekat çok geniş bir coğrafyaya yayılması nedeniyle olağan üstü gayret sarfına sebep olmuştur. Ayrıca teşkilatın karşısında İtalyan, Fransız ve İngiliz güçleri bulunmaktadır. Devrinin en büyük askeri gücüne sahip bu devletlerin karşısında bir avuç vatansever, Çok çaba sarf etmişse de muvaffak olma şansları, Osmanlı Devleti’nin umumi durumu göz önüne alındığında zaten imkansızdı. Yapılan stratejik planlar Teşkilat-ı Mahsusa'dan gücünün üstünde bir iş istemekteydi. Alman Genelkurmayı'nın isteği doğrultusunda Mısır'da bulunan îngilizleri bu cephede oyalayarak Avrupa cephelerinde vurmak stra¬tejisi nazari olarak güzel bir plandı. Ancak başarılı olma şansı yoktu. Cemal Paşa kumandasındaki 4. Ordu'nun Kanal Harekatı'nı desteklemek ve İngiliz kuvvetlerini iki taraftan sıkıştırıp imha etmek gibi bir düşünce ile plan yapılmıştı. Nuri Paşa emrindeki Teşkilat-ı Mahsusa ve Sunusi bir¬likleri batıdan Mısır'a saldırarak Cemal Paşa'nın işlerini kolaylaştıracaktı. Ancak modern silah ve teçhizata sahip güçlü İngiliz birlikleri karşısında muvaffakiyet şansı hemen, hemen yok gibiydi. Nitekim ilk başlarda bazı başarılara rağmen sonuç üzücü idi. Bu harekat 4. Ordu'nun Kanal Harekatı'nın başarı ile sonuçlanmasını sağlayamamıştır. Ayrıca Trablusgarp’ın İtalyanlara karşı savunmasını da zayıflatarak akim bırakmıştır. Teşkilat-ı Mahsusa ajanları başlarda bölge halkını vatan savunması için teşvik ve tahrik ederek başarı sağlamıştır. Ancak İngiüzlerin askeri gücü ve propagandaları, kabileleri hatta Sunusi liderlerini bile birbirine düşürmüştür. Bunun yanında yabancı ve yerli askeri uzmanlar ile araştırmacılar, în- gilizlerin bu hareket karşısında zor anlar yaşadıklarını da kabul etmektedirler. îngilizlerin sömürgelerinden Mısır'a getirerek Avrupa cep¬helerine göndermek istedikleri 35.000 civarındaki askeri burada tespit ederek oyalamışlardır, İngilizlere ekonomik olarak ta büyük bir darbe vurulmuştur. Çöl demiryollarına, çöl arabalarına ve daha birçok hesapta ol¬mayan işlere para harcamak mecburiyetinde kalmışlardır. Tabii ki bu sonuç geçici de olsa Türklerden çok Almanların İşine yaramıştır. Bu araştırmanın ortaya çıkardığı bir diğer sonuç ise şudur. Teşkılat-ı Mahsusa ( diğer adı İle Umur-u Şarkiye Dairesi ) genel merkezinin yetişmiş eleman sıkıntısı çektiği aşikardır. Bölge ile ilgili yaptığı planlardan buralar hakkında sağlıklı bilgiye sahip olmadığı anlaşılmaktadır. Kabileler arası çekişmeleri ve dengeleri iyi hesap edemedikleri, dolayısıyla bölünmeye sebep oldukları birtakım şikayetlerden anlaşılmaktadır. Yeni kurulmuş, köklü geleneği olmayan, yetişmiş uzman personel azlığına rağmen, teşkilat elemanları üzerlerine düşeni büyük bir özveri ile çalışarak yerine getirmeye çalışmışlardır. Teşkilat-ı Mahsusa denemesi ve alınan sonuçların daha sonra cumhuriyet döneminde istihbarat teşkilatı kurma çalışmalarına katkı sağladığı şüphesizdir.

Turkish and German friendship which began tovvards the end of ni- neteenth century and has developed gradually in the course of time resulted in the foundation of a block of alüance before the First World War, The Ottoman State made öpen and secret agreements with Germans on August 2, 1914 and entered the First World War as tired, exhausted, dep- ressive from the economic point of view and worn out, powerless and uneasy from the moral point of view. Th.e fail of Baghdad Front in the second year of the War created a result which may interrupt the German economy, because it was Iraq region where oil was in greatest amount. The Lightning Army Group (Yıldırım Ordular Grubu) which was thought to be formed in Iraq Front in order to recover Baghdad was, later, removed to Palestine Front and Falkenhayn, one of the German Generals, was appointed to the commandership of this army group. Palestine Battles are very important, because they shows the end of an army which delivered its fate to foreign hands. This matter was understood very clearly at these battles: Germans had not really come to Palestine as the ally of Ottoman State. In fact, Germans showed that they had come with the idea of ruling över the Middle East and of obtaining rich re- sources of that region. It seemed from their attitudes and applications in the headquarters that they were already not paying attention to Turks1 ideas. Thus, the withdrawal from Palestine which started in 1917 continued until the end of October, 1918. Mustafa Kemal Pasha, after the recall of Liman Von Sanders to İstanbul, that is, on the day when Mudros Armistice was signed, was ap¬pointed to the Commandership of Lightning Army Group. Mustafa Kemal Pasha wanted German influence in the Turkish Army to be reduced as far as possible. Ottoman General Staff, by sending a telegraph to Mustafa Kemal Pasha, after the signing of Mudros Armistice, asked him whether the army would be able to take a defensîve position if it wİthdrew to the north of Syria or not and whether it was possible to provide the change and the lightenİng of conditions of the Armistice in this way or not. Ottoman General Staff wanted him to loiter appropriately until conditions of the Armistice was transmitted. Mustafa Kemal Pasha, sending a decree to the commanders under him, wanted the necessary measures to be taken in order to prevent the application of articles of the Armistice to become heavier for us and reminding the gıeat strategical importance of Taurus Tunnels for Ottoman State, advised these tunnels to be kept in reserve and demobilizations to be delayed. Mustafa Kemal Pasha, Majör General, appointed to the Commandership of Lightning Army Group when the Armistice was signed, succeeded to withdraw to the north of Taurus Mountains after gathering these last remains of the army which executed Palestine Operation. These forces which Mustafa Kemal Pasha succeeded to withdraw to the north were the units which would form the cadre in the Southern front of Turkish War of Independence which would begin after a year, In this paper, after summarizing the foundation, the aim and the ac- tivities of Lightning Army Group, the signing of Mudros Armistice and the appointment of Mustafa Kemal Pasha to the Commandership of Lightning Army Group and his attitude against the Armistice will be explained

___

  • Rifat Uçarol, Siyasi Tarih, İstanbul 1982 , s . 367.
  • Uçarol, a.g.e., s. 368.
  • İsmail Hami Danişmend, İzahlı Osmanlı Tarihi Kronolojisi, İstanbul 1972,4. C, s. 641; Coş¬kun Üçok, Siyasi Tarih Dersleri, Ankara 1951, s. 307; Uçarol, a.g.e. s. 374-375. Üçok. a.g.e., s. 307. Philip H. Stoddard( Çeviren: Tansel Demire!),Teşkilat-ı Mahsusa,İstanbul 1993,s. 67-68. Üçok, a.g.e., s. 308 ; Uçarol, a.g.e., s.375-376. Birinci Dünya Harbi'nde Türk Harbi, VI.c, Hicaz, Asır, Yemen Cepheleri ve Libya Harekatı,1914-1918, Ankara 1978, s. 627 ; Stoddard, a.g.e., s. 76-78. M. Kemal Öke, Siyonlstler ve Masonlar, İstanbul 1991, s. 193-194.) Celal Tevfik Karasapan, Libya-Trablusgarp, Bingazi ve Fizan-, Ankara 1960, s. 222; Stod- dard, a.g.e., s.78-79. Birinci Dünya Harbi'nde Türk Harbi, VLc, Hicaz, Asır, Yemen Cepheleri ve Libya Ha¬rekatı ,1914-1918, s. 627; Karasapan, a.g.e., s. 223. Birinci Dünya Harbi'nde Türk Harbi, VLc, Hicaz, Asir, Yemen Cepheleri ve Libya Ha-rekatı,1914-1918, s. 109.
  • Üçok, a.g.e., s. 321. ATAŞE Arşivi; K. 1829, D. 6, F. 1-336;K. 1829, D. 6, F. 1-9
  • ATAŞE Arşivi; K. 1829, D. 6. F. 1-336. ATAŞE Arşivi; K. 1829,D. 6,F. 1-336;K. 1829,D.6,F. 1-9, ATAŞE Arşivi; K. 1829,D.6,F. 1-9. ATAŞE Arşivi; K. 1829, D. 6, F. 1-9. ATAŞE Arşivi; K. 1829, D. 6,F. 1-10. ATAŞE Arşivi; K. 1829, D. 6, F. 1-12,1-15. ATAŞE Arşivi; K. 1829, D. 6, F. 1-14, 1-21. ATAŞE Arşivi; K. 1829, D. 6, F. 1-30 ATAŞE Arşivi; K. 1829, D. 6,F. 1-33,1-322,1-323,1-326,1-333 ATAŞE Arşivi; K. 1829, D. 6, F. 1-34
  • Birinci Dünya Harbİ'nde Türk Harbî, VI.c, Hicaz, Asir, Yemen Cepheleri ve Libya Ha- rekatı,1914-1918, s. 808-809. ATAŞE Arşivi; K. 1829, D. 6, F. 1-148, 1-155,1-161, 1-170,1-171; Birinci Dünya Harbİ'nde Türk Harbi, VI. c, Hicaz, Asir, Yemen Cepheleri ve Libya Harekatı, 1914-1918, s. 111,825.
  • ATAŞE Arşivi; K, 1829, D. 6, F. 1-136, 1-137,1-139 (Bu taburda bulunan subayların aylık maaşları rütbelere göre şöyledir:Kd. Yzb. 6 lira, Yzb. 5 lira, Katip muavini 4 lira , Mülazım-ı sani (teğmen) 3 lira, Mülazım-ı evvel (Üsteğmen) 4 lira , Zabit vekili 3 lira.) Birinci Dünya Harbi'nde Türk Harbi, VI.c, Hicaz, Asir, Yemen Cepheleri ve Libya Ha¬rekatı 1914-1918,s.811. Birinci Dünya Harbi'nde Türk Harbi, VI.c, Hicaz, Asİr, Yemen Cepheleri ve Libya Ha¬rekatı, 1914-1918, s.l İ1-112.
  • Stoddard, a.g.e., s. 81; Birinci Dünya Harbi'nde Türk Harbi, VLc, Hicaz, Asir, Yemen Cepheleri ve Libya Harekatı, 1914-1918, s. 644. Kurtcephe, a.g.e., s. 252, Kurtcephe, a.g.e.,s, 253; Karasapan, a.g.e., s. 224, Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, VI.c, Hicaz, Asir, Yemen Cepheleri ve Libya Ha¬rekatı, 1914-1918, s. 646-648. Karasapan, a.g.e., s. 224-225; Birinci Dünya Harbi'nde Türk Harbi, VI.c, Hicaz, Asir, Yemen Cepheleri ve Libya Harekatı, 1914-1918, s. 663-671; Stoddard, a.g.e., s. 81-82. Kurtcephe, a.g.e., s. 253; Karasapan, a.g.e., s. 225.
  • Kurtcephe, a.g.e., s. 254 : Karasapan, a.g.e., s. 225-228. Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, VI.c, Hicaz, Asir, Yemen Cepheleri ve Libya Ha¬rekatı, 1914-1918, s.684-687
  • Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, VI.c, Hicaz, Asır, Yemen Cepheleri ve Libya Ha-rekatı, 1914-1918, s.723-724. Kurtcephe, a.g.e., s. 256; Birinci Dünya Harbi’nde Türk Harbi, VI.c, Hicaz, Asir, Yemen Cepheleri ve Libya Harekatı, 1914-1918, s. 725.