Bildiğimiz anlamda ergenlik tam anlamıyla geçen yüzyılın sonlarında kabul edilmişti. 1800-1875 dönemine ait çeşitli yazılı belgelerin araştırılması, (1) sözcüğün hemen hemen hiç kullanılmadığını, (2) dönemle ve -onun karakteristik davranışlarıyla- ilgili sınırlı bir ilgi olduğunu ortaya çıkarmaktadır. Bununla biıiikt 1900 dolaylarında G. Stanley Hail ve öğrencileri ergenr liği yeni bir psikolojik inceleme akımının odağ:. yapmışlardır. Sonraki yıllarda akademik çevrelerde saygınlığını yitirdiyse de, çalışmaları geniş çaplı popüler tepkiler uyandırmıştır. Ergenliğin “keşfedilmesi”nin Amerikan yaşamında bazı geniş değişikliklerle-hep-sinden önce, yeni kent ve sanayi düzeninin bir 'parçası olan ailenin yapısındaki değişiklikleıle-ilişkisi kurulabilir.

Sözel iletişim insanoğlunun üzerinde ençok çalıştığı etkinliklerden birisidir. İlkokuldan üniversiteye kadar her okul düzeyinde öğrencilerden konuşma ve yazı dilinin yapılarını öğrenmeleri istenir. Öğrenciler sözel dile hakim olmadıkça gerçek anlamda eğitilmiş sayılmazlar. Öte yandan sözsüz iletişim ise insanoğlunun üzerinde çok az durduğu bir etkinlik olagelmiştir. Günümüzde bile hala devlet okullarının programlarına temel bir ders olarak girecek önemde görülmemektedir. Oysa, insanların iletişim kurarken alıp gönderdikleri mesajlardaki anlamların % 80 kadar büyük bir oranını sözsüz dil oluşturmaktadır. Bu rahatsız edici bir orandır. Demek ki insân-oğlu bu gerçek ortaya çıkıncaya kadar iletişim ile ilgili çalışmalarında yanlışın üzerinde durmuştur.