Rogers Brubaker'm ünlü kuramı uyarınca, etnik azınlıkların siyasi yönelimleri üç faktör tarafından belirlenmektedir: iç dinamikler, etnik "anavatan" tarafından cesaretlendirilmeleri ve evsahibi ülkede azınlıklara karşı benimsenen tutum... Brubaker bir yandan ulusların içinde bulundukları global siyasi durum üzerine odaklanırken, öte yandan da "yakın-dış ülkelerde" soydaş olarak algılananların mevcut olup olmadığı üzerinde durmaktadır. Bunun sonucu olarak da Brubaker, oyunun dördüncü aktörü, yani Avrupa Birliği tarafından oynanan rolü gözden kaçırmaktadır. Bu olgu kendisini azınlıkları temsil eden siyasi partilerin gerçek işlevini ve bu partiler arasındaki iç çatışmaları dikkate almaktan alıkoymaktadır. Avrupa Komisyonu, müzakerelerin ilerlemesi açısından aday ülkelerin ekonomik reformları hayata geçirmelerini bir şart olarak öngörmekledir. Bu reformlar tüm aday ülkelerde aynı hız ve etkililikte uygulanamamaktadır, çünkü komünist dönemden miras kalan yapısal engeller ülkeden ülkeye farklılık göstermektedir. Böylece, bazı ülkeler "iyi öğrenciler" olarak nitelendirilmekte ve Avrupa Birliği genişlemesinde bir sonraki aşamaya geçmelerine imkan tanınmakta, buna karşılık diğerleri daha uzun vadelerle karşılaşmaktadırlar. Bu tarz bir farklılık, ilgili etnik azınlığın "anavatanı" ile yaşadığı ülke arasında ortaya çıktığında karşılaştırmalar kaçınılmaz hale gelmektedir. Bu çerçevede, Bulgaristan ve Romanya örnekleri özelinde de görülebileceği üzere, çeşitli konfigürasyonlar gözlenebilmektedir.