İKİ DİLLİLİĞİN BİREYSEL YANSIMALARI: TÜRK-ALMAN ÖRNEĞİ

Dil tarihsel süreç içinde milletlerin birbirleriyle etkileşimde bulunmasında en temel güç kabul edilmiştir. Bununla birlikte bu etkileşim iki dillilik kavramını da beraberinde ortaya çıkarmıştır. Alanyazında pek çok tanımla karşımıza çıkan iki dilli olma durumu, bireylerin ana dili kadar başka bir dilde de dilsel yeterlilik göstermesi olarak ele alınabilir. Farklı yaştaki bireylerin bu dilsel yeterliliğin edinilmesinde nasıl bir süreçten geçtiğini, iki dilli olma durumunun hayatlarında nasıl bir yansıma bıraktığını belirtmek amacıyla bu çalışma ele alınmıştır. Çalışmada olgubilim deseni kullanılarak örneklem olarak Türkçe ve Almanca bilen iki dilli bireyler seçilmiştir. Daha sonra aile, toplumsal uyum ve eğitim gibi iki dilliliği çokça etkileyen bu etmenler üzerinden katılımcılara bilişsel, duyuşsal alandaki yarı yapılandırılmış görüşme formundaki çeşitli sorular yöneltilmiştir. Çalışma 9 katılımcının görüşleri doğrultusunda hazırlanmıştır. Çalışmada amaçlı örneklem yöntemlerinden ölçüt örneklemesi kullanılarak belirli kriterlere göre farklı katılımcılar hakkında bilgiler toplanmıştır. Bundan dolayı da farklı yaş gruplarına sorulan sorular, doğası gereği de farklı cevaplar da almayı sağlayarak çalışmanın amacına uygun veri elde edilmesini sağlamıştır. Verilerin analiz edilme sürecinde ise betimsel analiz tekniği kullanılarak bulgular, katılımcıların görüşleri doğrultusunda desteklenmiş ve araştırmacı tarafından ortaya koyulan temalarla yorumlanmaya çalışılmıştır. Elde edilen bulgular ve sonuç itibariyle de iki dillilik sürecinde yaş değişkeninin önemi görülmüş, iki dillilikle beraber iki toplumda oluşan farklılıklara değinilmiş ve son olarak dört temel becerilerde görülen olumlu ve olumsuz yansımalar ortaya koyularak olumsuz durumların giderilmesi için önerilerde bulunulmuştur.