Yaşar Kemal’in Yılanı Öldürseler ve G. G.Márquez’in Kırmızı Pazartesi Romanlarında Cinayet, Cinnet ve Kötülük

Yaşar Kemal ve Gabriel Garcia Márquez, romanlarında ele aldıkları olayların kaynağı, anlatım tarzları ve roman tekniğine katkılarıyla benzer özellikler gösteren iki büyük anlatıcıdır. Yaşar Kemal’in Yılanı Öldürseler ve Márquez’in Kırmızı Pazartesi romanlarından yola çıkarak bu benzerlikleri tespit etmek mümkündür. Her iki roman da kan davası konusunu kendi yerellikleri içinde ele alırken insana dair evrensel duyguların peşindedirler. Yazarlar kendilerinin de bir şekilde tanıklık ettikleri kan davası kaynaklı cinayetleri ustaca kurgulamışlar, gerçek yaşamı romana taşımışlardır. Bu romanlarda anlatılan cinayetlerin ortak noktası, bunların toplumsal baskılar sonucu işlenmesidir. Toplum tarafından suça itilme ve kitle psikolojisinin yıkıcı yönleri romanların çıkış noktasıdır. Farklı coğrafyalara ve kültürlere ait bu romanlarda Çukurova’nın ve Latin Amerika’nın kendine has özellikleri, günlük yaşam sahneleri önemli bir yer tutmaktadır. Ancak temelde ataerkil bilincin genel özelliklerini gösteren bu topluluklarda, “töre, kan davası, namus, kadın” gibi kavramlara yaklaşımda benzer özelliklerin olduğu romanlardan hareketle görülmektedir. Bu yazıda Yılanı Öldürseler ve Kırmızı Pazartesi romanları kan davası sorununa yaklaşımları bakımından karşılaştırılmış ve bu iki önemli yazarın evrensel bir konuya bakışları değerlendirilmiştir.

Murder, Madness and Evil in Yaşar Kemal's to Crush the Serpent and G. G. Márquez’s Chronicle of a Death Foretold

Yaşar Kemal and Gabriel Garcia Márquez are two great narrators who show similar characteristics with the source of the events they deal with in their novels, their style of expression and their contribution to the novel technique. It is possible to identify these similarities based on Yaşar Kemal’s To Crush the Serpent and Márquez’s Chronicle of a Death Foretold novels. While both novels deal with the issue of vendetta in their own localities, they seek universal feelings about humanity. The authors skilfully fictionalized the blood feud murders, which they themselves witnessed in some way, and carried the real life into the novel. The common point of the murders described in these novels is that they were committed as a result of social pressures. Being pushed into crime by society and the destructive aspects of mass psychology are the starting point of these novels. In these novels belonging to different geographies and cultures, the unique characteristics of Çukurova and Latin America and scenes of daily life take an important place. However, in these societies, which basically reflect the general characteristics of patriarchal mindset, it is seen from the novels that there are similar features in the approach to concepts such as “custom”, “blood feud”, “honour”, “woman”. In the present study, the novels To Crush the Serpent and Chronicle of a Death Foretold are compared in terms of their approaches to the problem of blood feud, and the perspectives of these two important authors on a universal subject are evaluated.

___

  • Arseven T. 2018, “Yaşar Kemal’in “Yılanı Öldürseler” Adlı Romanı Üzerine Bir İnceleme”. Folklor/Edebiyat 95 (2018) 57-65. DOI: 10.22559/folklor.247
  • Çiftlikçi R. 1997, Yaşar Kemal -Yazar-Eser-Üslup-. Ankara 1997.
  • Demir G. Y. 2016, Borges’in Dediği Gibi -Edebiyat Üstadları Üzerine Yazılar-. İstanbul 2016.
  • Márquez G. G. 2002, Kırmızı Pazartesi. Çev. F. Baysal. İstanbul 2002.
  • Moran B. 1999, Türk Romanına Eleştirel Bir Bakış 2. İstanbul 1999.
  • Onural E. 2017, Yaşar Kemal’in Romanlarının Zihniyet, Yapı, Tema ve Anlatım Bakımlarından İncelenmesi. Yayımlanmamış Doktora Tezi. Gazi Üniversitesi. Ankara 2017.
  • Özkırımlı A. 1994, Romanların Dünyasında. Ankara 1994.
  • Timur T. 1991, Osmanlı-Türk Romanında Tarih, Toplum ve Kimlik. İstanbul 1991.
  • Yaşar Kemal 1995, “Ben Değişmenin Romancısıyım”. Yay.Haz. Hüseyin Salihoğlu. 20.Yüzyıl Edebiyat Sanatı (1995) 377-406. Ankara.
  • Yaşar Kemal 2020, Baldaki Tuz. İstanbul 2020.
  • Yaşar Kemal 2020, Yılanı Öldürseler. İstanbul 2020.