Bademağacı Höyüğü İlk Tunç Çağı Yerleşmesi'nden Üç Sayı (!) Tableti ve Bir Damga Mühür

A Study of three Numeriacal(!) Tablets and a Stamp Seal from the Early Bronze Age Settlement at Bademağacı Höyük

Yazı öncesi dönemlerde yaşamış toplumlarda, konuşma dili dışında, başka iletişim ve anlatım tekniklerinden yararlanıldığına kuşku yoktur. En ilkel toplumlarda bile sözlü olmayan iletişimin petroglifler ve piktograflar yoluyla sağlanmış olduğu düşünülmelidir. Güneybatı Avrupa’dan iyi bilinen Paleolitik ve Epipaleolitik çağlara özgü kaya resimleri ile çakıltaşları ve kemikler üzerindeki şekiller ve semboller, aynı dönemlerde dünyanın başka bölgelerinde olduğu gibi, Anadolu’da da bu coğrafyaya özgü biçimlerde karşımıza çıkmaktadır. Bademağacı’na kuşuçumu yak. 60 km uzaklıktaki Beldibi kaya sığınağı ve Latmos’daki kaya resimleri Anadolu’da, önemi vurgulanan merkezler arasındadır. İzleyen dönemde ise Çatal Höyük’te ev ve tapınak duvarlarında görülen resim ve şekillerin bir kısmının sembollerden oluştuğu ya da bazı kavramları ifade ettiği daha önceleri de tartışılmıştır. Bademağacı kazılarında son yıllarda İTÇ yerleşmelerinde sürdürülen kazılar sırasında ele geçen disk biçimli kilden nesneler ile bazı damga mühürler ve ağırşak, tezgah ağırlığı gibi buluntular üzerinde görülen işaretlerin (veya sembollerin) hiç değilse bir kısmının sıradan süsleme amacıyla yapılmadığı, Anadolu’da henüz yazının bilinip kullanılmadığı bir dönemde bunların toplumda ortak anlatım sistemini oluşturan ögeler, hatta bazı ortak kavramları ifade eden ideogramlar olabileceğini düşünmek mümkündür. Kilden, disk biçiminde şekillendirilmiş ufak boyda nesnelerden Bademağacı’nda şimdiye kadar üç tane ele geçmiştir. Bunların bir ya da her iki yüzlerinde, kil henüz yaşken tırnak ya da bir alet ile basılarak belirli bir sıra düzen içinde işaretler oluşturulmuş ve bunlar daha sonra orta derecede pişirilmişlerdir. Bademağacı İTÇ yerleşmelerinde kazıların ilk yılından bugüne kadar ele geçen damga mühürlerin sayısı 70’e ulaşmıştır. Mühürler genellikle pişmiş toprak, ender olarak taştan yapılmış, konik tutamaklı, tutamağı yatay ip delikli, birçoğunun baskı alanı dairesel, dörtgen ya da oval olan eserlerdir. Bu mühürlerin çoğunluğunun baskı alanındaki desenler, birbirini dik kesen, haç şeklindeki iki çizgi ve dört yanda oluşan boşluklardaki şevron motifleri ya da bu temel şemanın çeşitlemeleri ile svastika motifinin farklı kullanımlarından ve yalın, çizgisel, dekoratif desenlerden oluşur. Sayı (!) tabletlerinin Bademağacı’ndaki İlk Tunç Çağı ekonomisinin koşulları içinde, sayılabilir malların, örneğin çanak çömlek, ekin balyası ya da küçükbaş, büyükbaş hayvanların hatta bazı alet ve gereçlerin hesabını tutmak ve bu hesabı karşı tarafa iletmek üzere hazırlandığı düşünülebilir. Burada somut bir sistemin sözkonusu olduğu, her tırnak baskısının belirli bir ürün ya da mal birimini/grubunu temsil ettiği de söylenebilir. Aynı zamanda bu nesnelerin ait olduğu dönemde sayı işaretlerinin olmadığı, eğer olsa idi, sözgelimi 8 birim mal için, 8 kez tırnak baskısı yapmak yerine, 8’i temsil eden sayı işaretinin kullanılacağı düşünülebilir. Parçaların fırınlanmış olmaları, bunların hemen tüketilmediği, kalıcı olmalarının arzu edildiği anlamına gelmelidir. Bademağacı’nda sözkonusu eserlerin buluntu yerleri, bunların işlevleri konusunda fazla ipucu vermekten uzaktır. Bir parça Derin Açma 2’de İTÇ’ye ait bir çöp çukuru içinde ele geçmiştir. Buluntulardan diğer iki tanesi Çok Odalı Yapı’da, çok sayıda çömlek ve küplerin bulunduğu depoya yakın konumda bulunmuştur. Burada tanıtılan buluntuları, yazı öncesi işaret dilinin kullanım ve gelişim süreci açısından değerlendirebilmek için, Yakındoğu’da ilk yazı örneklerinin ortaya çıktığı Sümer çekirdek bölgesindeki durumu irdelemek gerekmektedir. Bademağacı’nda sayı (!) tabletlerinin bulunduğu tabakayı klasik Anadolu İTÇ kronoloji sistemine ve C14 ölçümlerine dayanarak İ.Ö. 2600/2500 dolaylarına tarihleyebiliriz. Bu durumda Bademağacı buluntuları, Mezopotamya’daki ilk örneklerden yaklaşık olarak 800/700 yıl kadar sonra kullanılmıştır. Yazının Yakındoğu’daki ortaya çıkışı ve gelişimi dışında, Avrupa’da ve Ege Dünyası’nda da farklı sistemler olduğunu anlaşılmaktadır. Doğu Avrupa’da yazı öncesi işaret sistemleri konusunda Vinča sembolleri ve Tărtăriă tabletleri gibi bazı erken buluntu grupları, zaman zaman bilim dünyasının ilgisini çekmiş ve özellikle bunların kökeni ile “Eski Avrupa Yazısı” üzerine çeşitli tartışmalar gündeme gelmiştir. Ege Dünyası’nda ise geçen yüzyılın başlarında Phaistos Diski’nin ve Linear A yazısının keşfi; Linear B yazısının deşifre edilmesi, hiç kuşkusuz yazı tarihinin aşamaları açısından son derece önemlidir. Tarım üretiminin, hayvancılığın olduğu ve ticaret sisteminin kurulduğu bir yerleşmede mal varlıkları için bir tür kayıt sisteminin tutulduğu kesinlikle düşünülmelidir. Kentleşme sürecindeki Bademağacı İTÇ yerleşmesinde bugüne kadar ortaya çıkartılan Çok Odalı Yapı ile sayıları 43’e ulaşan megaronlardan çok sayıda mühür ve damga mühür baskılı bir bulla ele geçmiştir. Bunun yanı sıra sayı (!) tabletleri’nin de bulunması, aynı dönemde/yerleşmede acaba tebeşir ya da ahşap gibi dayanıksız malzemeden yapılmış ve günümüze kadar ulaşamamış bazı ekonomik tabletler olduğunu gösterebilir mi? Bademağacı’nın içinde yer aldığı Güneybatı Anadolu’da İlk Tunç Çağı III evresi ile Orta ve Son Tunç çağları konusundaki bilgilerimiz çok sınırlıdır. Bölgemizde, sözü edilen çağlara ait yerleşmelerin kazılması ve yeni belgelerin elde edilmesi durumunda, bu yazıda söylediklerimizin daha anlamlı tartışılabileceğini ve bu bağlamdaki gelişmelerin belki Luvi gizeminin çözümüne de katkılar yapabileceğini düşünüyoruz.

___