TÜRKİYE’DE DİSİPLİN HUKUKUNUN DOĞUŞU VE 1872 TARİHLİ MEMURÎN MUHÂKEMÂTI NİZÂMNÂMESİ

Kamu hizmetlerinin gereğine uygun yürütülmesinden sorumlu olan kamu görevlilerini bağlayan kurallar bulunmaktadır. Hizmetin aksaması ya da kötü işlemesi durumunda yetkili ve sorumlular açısından disiplin yaptırımları söz konusu olup bu yaptırımlar ile korunan menfaat kamu yararıdır. Disiplin cezalarının verilebilmesinin usul ve esaslarını ortaya koyan kurallar bütünü ise disiplin hukukunu oluşturur. Günümüzde kamu hukuku bağlamında ele alınan disiplin hukukunun tarihsel bir tekâmül süreci söz konusudur. Bu süreç bilinmeden bugün disiplin hukukuna kaynaklık eden hukuksal metin ve ilkelerin hangi gelişme sürecini takip ederek günümüze tevarüs ettiği yeterince anlaşılamayacaktır. Dönemler arası anlaşılma bağları çift yönlü olduğundan yani bugünü anlamak için dünü bilmek; dünü doğru tahlil edebilmek için ise dünün bugüne yansımalarından yani güncelden haberdar olmak gerekir. Bu yöntemin disiplin hukukunun ülkemizdeki gelişim sürecinin analizine ciddi katkı sağlayacağı açıktır. Bu doğrultuda çalışmada, disiplin hukukunun bugüne kadar müstakil olarak çalışılmayan Osmanlı boyutu ele alınacak olup dönemin hukuki kaynakları çerçevesinde meseleye ışık tutulacaktır. Osmanlı Disiplin Hukukuna esas teşkil eden 1289 (1872) tarihli “Me’mûrîn Muhâkemesine Dâir Nizâmnâme” çalışmanın önemli ve daha somut bir kısmını teşkil edecektir. Çalışmanın ekine konulan nizamnamenin aslı ile çeviri yazısının bu alanda yapılacak çalışmalara katkı vereceği değerlendirilmektedir. Nizamname, rasyonel idare tipine geçiş sürecinin zaman içerisinde personel hukukuna yansımasıdır. Çünkü bu nizamname, kadı/hâkimler hariç Türkiye’de kamu personeline ilişkin disiplin hukuku esaslarını sistematik olarak ele alan ilk derli toplu hukuki düzenlemedir. Bu yönüyle günümüz disiplin hukukun un temelini oluşturduğu ifade edilebilir. Nizamnamenin günümüz disiplin hukukuna görünen ve görünmeyen etkileri söz konusudur. Yargısal düalizmin neticesi olarak ortaya çıkan Şûrâ yı Devlet ile birlikte idari rejime geçiş süreci hızlanmıştır. Bu durum ise Osmanlı Disiplin Hukukunun kurumsallaşmasına oldukça ciddi katkı vermiştir.