Bir Dizisellik Deneyimi Olarak Çalışma: Türkiye'de Çalışma Acısının İzini Sürmek

Bu makale, çalışma hayatında kendi öznelliği ile var olabileceği, kendisini özerk bir biçimde ifade edebileceği beklentisi içinde olan yüksek eğitimli bir genç yetişkin grubun gerçekte yaşadığı özneleşememe deneyimlerini ve bunun karşısında belirli platformlar etrafında örgütlenerek yaşadıkları çelişkileri nasıl anlamlandırmaya çalıştıklarını konu almaktadır. Beklentilerinin aksine yüksek eğitimli bu grup için çalışma hayatı bireylerin kendi fikirlerini özgürce ifade edebilecekleri demokratik bir deneyim sunmaz. İş yeri paradoksal biçimde demokratik bir örgütlenme ile otoriter bir örgütlenme şeması arasında gidip gelmektedir. Bu çalışanlar için çalışma ilk olarak, araçsallaşma, anlam kaybı ve etik acı olarak deneyimlenen bir yabancılaşma biçiminde yaşanmaktaadır. İkinci olarak da özne olarak kabul görmedikleri bir tanınmama deneyimidir.

Work As an Experience of Seriality: Tracing the Suffering at Work in Turkey

This article focuses on the experiences of a highly educated young adult group, who expect to be able to exist with their own subjectivity in working life and express themselves autonomously, but lives in reality an experience of desubjectivation, and how they try to make sense of the contradictions they experience by organizing around certain platforms. Contrary to their expectations, working life for this highly educated group does not offer a democratic experience where individuals can freely express their opinions. The workplace paradoxically oscillates between a democratic organization and an authoritarian organizational scheme. For these employees, work is first experienced in the form of alienation, which is experienced as instrumentalization, loss of meaning and ethical pain. Secondly, it is an experience of not being recognized, in which they are not accepted as subjects.