TÜRK GRAVÜR RESİMLERDE AQUATİNTA YÖNTEMİ İLE TONLAMA

Gravür için önce yüzeyi düz olan ahşap, metal veya plastik gibi bir nesne uygun boyutlarda hazırlanır. Düz olan yüzeye sanatçı tarafından tasarım yapılır ya da önceden yapılmış olan tasarım aktarılır. El aletleri veya asitleme gibi uygulamalarla yüzeyin üzerinde çukurlar ve tümsekler oluşturulur. Asitleme işinden sonra yüksek ya da çukur yerlere boya yüklenir ve istenmeyen boyalar temizlenir. Levha pres makinasının tablasına yerleştirilerek üzerine nemli gravür kağıdı ve keçe yatırılır. Son olarak presten geçirilir ve levhadaki boya kağıda aktarılmış olur. Böylece gravür resim elde edilmiş olur. Eski çağlardan beri oyma ile süsleme gibi çalışmalar yapılmakta idi. Ancak gravür resim tarzında ilk çalışmalar 15. yüzyılda Almanya'da matbaanın icat edilmesi etkisi ile yapılmaya başlanmıştır. Alman sanatçı Albert Dürer'in ağaç baskıda ustalaşmış, sonraki süreç içinde Avrupa’da ve Uzak Doğuda baskı resim yapma işi yaygınlaşmıştır. Daha çok ihtiyaca karşılık yapılan baskı resimlerde zamanla bakır oyma, asitli oyma, mezotinta, aquatinta vb teknikler geliştirilmiştir. Günümüzde teknolojik gelişmelerle oluşan zengin malzeme ve teknik kapasite de sanatçılar tarafından sanatın her dalında olduğu gibi gravür alanında da kullanılmaya başlamıştır. Bu çalışma gravür sanatında önemli bir yeri olan aquatinta tekniğini araştırmak, bu teknikle gravür resim yapan belli başlı Türk sanatçıların çalışmalarından birer örnek alarak değerlendirmek ve bu vesile ile aquatinta tekniğini ile resim ilişkisini ortaya çıkarmayı amaçlamaktadır. Çalışma kapsamında Türk sanatçılarından Ferruh Başağa, Fethi Kayaalp, Fevzi Tüfekçi, Hayri Esmer, Melihat Tüzün, Mustafa Küçüköner, Lütfü Kaplanoğlu ve Hava Küçüköner’in aquatinta tekniği ile yaptıkları çalışmalardan birer tanesi ele alınarak değerlendirilmiştir. Yöntem olarak önce gravür resim sanatı tanımı ve tarihi süreci araştırılmış, sonra aquatinta tekniğinin tarihi süreci ve tanımı araştırılarak tespit edilmiş ve çalışma içine eklenmiştir. Sonra Türk sanatçılardan aquatinta tekniği ile gravür resim yapanlar araştırılmış, bu tekniği sürekli kullandığı gözlemlenen sanatçılar seçilerek çalışma içine alınmıştır. Son olarak da çalışmaya alınan gravür resimler aquatinta tekniğinin işlenişi ve sanatsal olarak değerlendirilmiştir.

TONING WITH AQUATINTA METHOD IN TÜRK ENGRAVED PICTURES

For engraving, an object with a flat surface, such as wood, metal or plastic, is prepared in appropriate dimensions. The design is made by the artist on the flat surface or the previously made design is transferred. Pits and bumps are created on the surface with applications such as hand tools or acid work. After the acid work, paint is loaded on high or hollow places and unwanted paints are cleaned. The sheet is placed on the table of the press machine and moist engraving paper and felt are laid on it. Finally, it is pressed and the paint on the plate is transferred to the paper. Thus, an engraving image is obtained. Since ancient times, works such as carving and ornamentation have been carried out. However, the first studies in the engraving painting style started to be made in the 15th century with the effect of the invention of the printing press in Germany. German artist Albert Dürer mastered woodcutting, and in the following process, printmaking became widespread in Europe and the Far East. Copper engraving, acid engraving, mezotinta, aquatinta, etc. techniques have been developed over time in prints made in response to more needs. Today, the rich material and technical capacity created by technological developments have started to be used by artists in the field of engraving, as in every branch of art. This study aims to investigate the aquatinta technique, which has an important place in the art of engraving, to evaluate by taking examples from the works of the main Turkish artists who paint with this technique, and to reveal the relationship between the aquatinta technique and painting. Within the scope of the study, one of the works of Turkish artists Ferruh Başağa, Fethi Kayaalp, Fevzi Tüfekçi, Hayri Esmer, Melihat Tüzün, Mustafa Küçüköner, Lütfü Kaplanoğlu and Hava Küçüköner with the aquatinta technique has been evaluated. As a method, first the definition and historical process of engraving painting art was researched, then the historical process and definition of the aquatinta technique was researched and added to the study. Then, among the Turkish artists, those who made engravings with the aquatinta technique were researched, and the artists who were observed to use this technique constantly were selected and included in the study. Finally, the engravings included in the study were evaluated as artistic and the processing of the aquatinta technique.

___

  • Akalan, G. (2000). Gravür, Çanakkale: Kaleseramik Sanat Yayınları.
  • Gölönü, G. (1979). Kazı Resim, İstanbul: Devlet Güzel Sanatlar Akademisi Yayını, No: 68.
  • Gürel, H. N. (2009). Fethi Kayaalp, İstanbul: Karşı Sanat Çalışmaları.
  • Küçüköner, H, (2012). Gravür Sanatı Tarihi ve Modern Uygulamalar, Yayınlanmamış Yüksek Lisans Tezi, Erzurum: Atatürk Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü.
  • Küçüköner, M. (2013). Güncellenene İmgeler Babil, Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları.
  • Küçüköner, M. (2022). Çukur Baskı, A. Tepecik, Grafik Üretim Teknikleri, (1. Baskı) içinde (55- 102), Erzurum: Atatürk Üniversitesi Yayınları.
  • Üstünipek, Ş. (2010). Özgün Baskı Resminin Ustası Fethi Kayaalp Üzerine, Lebriz.com, Araştırma Tarihi: 06.10.2022, http://lebriz.com/pages/lsd.aspx?lang=TR§ionID=0&articleID=793&bhcp=1