TEK PARTİ DÖNEMİ MÜLKİ İDAREDE YAPILANMA ÇALIŞMALARI

Devletler için hayati önem taşıyan teşkilatlarından birisi de mülki teşkilattır. Merkez yönetim tarafından alınan kararların tam ve eksiksiz olarak ülkenin her yerinde uygulanıyor olması, büyük devlet olmanın olmazsa olmaz şartlarındandır. Bu nedenle devletler, mümkün olduğunca mülki teşkilatlanmalarını güçlü tutmaya çalışmışlar ve kendi devlet, millet ve coğrafi özelliklerine göre yapılandırmışlardır.Osmanlı Devleti, geniş topraklı, çok uluslu ve farklı dinlere mensup insanların yaşadığı bir devlet idi. Türkiye Cumhuriyeti ise daha homojen toplum yapısına sahip, Osmanlı ile kıyaslandığında sahip olduğu toprak açısından küçük sayılabilecek bir devlettir. İki devlet arasındaki farklar Türkiye Cumhuriyeti’nin devraldığı sistemlerle yola devam etmesini imkânsız hale getirmiştir. Bu nedenle pek çok alanda yenilik yapılması kaçınılmaz olmuştur.Yeniliğin yapıldığı alanlardan birisi de mülki idare teşkilatıdır. Yeni devlet kurulur kurulmaz bu konuya el atılmıştır. Yeniden yapılanmanın dayandığı yasaları bir çırpında çıkarmak mümkün olmamıştır. 1921 ve 1924 anayasaları ile yapılan düzenlemelerin yanında 1926 Mülkiye Kanunu ve 1929 Vilayet İdaresi Kanunu, cumhuriyetin ilk yıllarındaki düzenlemelerin temellerini oluşturmaktadır.Yasal dayanağın hazırlanmasından sonra girişilen faaliyetler, vilayetlerin yeterliliklerinin sorgulanmaya başlanması ile devam etmiştir. Yapılan kanunların içerisinde vilayetleri tarif eden objektif hükümlerin yer almaması, tek parti döneminde pek çok ilin kazaya, kazanın nahiyeye dönüştürülmesine neden olmuştur. Genellikle nüfus ve iktisadi hayat üzerinde yapılan değerlendirmeler neticesinde alına kararlar kısa süre sonra, hükümet tarafından yeniden sorgulanmaya başlamıştır. Bu iki kriter haricinde, askeri önem, idari boşluklar, ulaşım sorunları gibi kriterlerin kendisini göstermesi ile ilga edilen pek çok vilayet ve kaza yeniden ihda edilmek durumunda kalmıştır.
Anahtar Kelimeler:

-