YABANCI DİL ÖĞRETEN EĞİTİMCİLERİN TELKİN YÖNTEMİNE İLİŞKİN ALGI VE GÖRÜŞLERİ

Yabancı Dil Eğitimi alanındaki çalışmalar, son on yıllarda yepyeni boyutlar kazanmıştır. Yabancı dil öğretim yöntemleri değişime uğramış, günümüz iletişimsel koşullarının getirisi olarak geleneksel ve öğretmen merkezli yöntemlerin yerini çağdaş, öğrenci merkezli ve kültürel karşılaştırma odaklı öğrenme yöntemleri almıştır. Bu çalışmada, yabancı dili hızlı ve etkili öğretmeye yönelik ortaya atılan ve bugün dünyada ilgi çeken yöntemlerden biri olan,“telkin yöntemi” ele alınmıştır. Bu yöntem, “Lozanov yöntemi” olarak da bilinmektedir. Telkin yöntemine göre öğrenci, mantığının, duygularının ve ahlaki değerlerinin sebep olduğu bir takım engellerle sınıfa gelmektedir. Öğrencilerin beraberinde getirmiş oldukları bu engellerden “telkinlerle ve “sağlanan belli imkanlarla” sıyrılmaları hedeflenmektedir. Bu yöntemde, öğrenme ortamına ve ortamı düzenleyecek olan öğretmene önemli bir görev atfedilir. Öğretmen otoriteyi ve güveni temsil eder. Telkin yöntemini uygulayan bir öğretmen, her şeyden önce öğrencilerinin duygularını ve yeteneklerini tanımalı ve empati kurabilmelidir. (Krş. Ferencich 2011) “Telkin Yöntemi”, öğrenci ilgi ve isteklerini, duygu ve düşüncelerini gözeten, günlük yaşamdan seçilmiş örnekler eşliğinde yabancı dilin derslerde aktif kullanılmasını ön plana alan bir yöntemdir. Bu yöntemin dikkat çektiği en önemli nokta, insanların öğrendikleri bilgileri her zaman bilinçli olarak öğrenmedikleri, aksine farkına varmadan da bir takım bilgilerin öğrenilebileceği gerçeğidir. (Edelmann 1998: 37) Telkin yönteminde, özellikle yabancı dil öğrenmeye ket vuran psikolojik engellerin üzerinde durulmakta ve derse bu çeşit psikolojik engellerle gelen öğrencilerin rahatlamaları için, çeşitli yöntem ve teknikler kullanılmaktadır. Herşeyden önce korku, kaygı ve stres kaynaklı birtakım psikolojik duygu ve düşünceler; bireylerin öğrenme isteklerini olumsuz etkiler ve analitik düşünmesini engeller. (Bulut 2014) Bu nedenle öğrenme eğlenceli hale getirilmeye, dil yoluyla olumlu telkinler verilmeye ve olumsuz sözcüklerden (örneğin; “zorluk”, “problem”, “mecbur olmak”) kaçınılmaktadır. (Pärssinen, 2009: 18)Yöntemin uygulanacağı sınıflar, grafik, kavram haritaları ve tablolarla donatılmalıdır ve buna ek olarak müzik vazgeçilmez unsurdur. İnsanın ruhsal açıdan dinlenmesini sağlayan klasik ve barok özellikteki müzik parçaları, öğrenme seviyesinin en üst düzeye çıkmasına yardımcı olmaktadır. Bu çalışmada gelişmiş ülkelerde bu yöntemi uygulayan dil kursları ve özel dil enstitüleri olduğu halde, ülkemizde bu yöntemin henüz gereken ilgiyi bulmadığından yola çıkılmış ve telkin yönteminin yabancı dil öğretmenleri arasında tanınmışlık oranını ve yaygınlığını ortaya koymak ve yabancı dil öğretmenlerinin bu konudaki görüşlerini almak için bir anket uygulanmıştır.

___