ip örneğinde kelime başı ünsüzünün düştüğü görülür. 'Kelime başında ünsüz düşmesi' olan bu değişmeye 'y düşmesi' veya 'kelime başında y- düşmesi' demek yeterli değildir. Çünkü niçin yip > ip olmuştur da bir > ir veya tiz > iz olmamıştır? Buna cevap olarak "burada önemli olan /y/ ünsüzüdür; /y/ düşebilir ama /b/ veya /t/ düşemez" denilemez. Çünkü aynı listede yak-, yön, yaş kelimeleri de vardır ve /y/ ile başlayan bu kelimelerde yak > ak-, yön > ön, yaş > aş değişmeleri olmamıştır. Demek ki gerçek şart sadece kelime başında /y/ bulunuyor olması değildir. Burada /y/ ünsüzünün kaybolmasına sebep olan şart, kendisini takip eden sesin /i/, yani dar bir ünlü olmasıdır. Ses bilgisi incelemelerinde yip > ip, yüzüm > üzüm, yılan > ilan tarzındaki gelişmeleri "dar bir ünlüden önceki kelime başı y- ünsüzü"nün düşmesi olarak tanımlamak gerekir. Türkiye Türkçesi ağızlarında sovan (< soğan), dovur- (< doğur-), göver- (< göğer-), düvün (< düğün) gibi örneklerde görülen v < g değişmesinin 'dudak ünlüleri yanında' iken gerçekleştiğine dikkat etmeyen bazı araştırmacılar, Kıpçak lehçelerinde her şartta ('hece başında, iki ünlü arasında, hece sonunda) gerçekleşen v < g değişmesiyle bir paralellik kurmuşlar ve Oğuzcadaki bu örnekleri Kıpçakça bir unsur olarak değerlendirmişlerdir In this article, I will try to examine a concept “surrounding condition”, which is essential in phonology as it has a lot to do with many other topics in phonology. The mistakes made in evaluations and analysis in phonological studies as a result of ignorance of this concept will be shown as well. Phoneme may occur in different places of the words neighboring different phonemes. To illustrate, /t/ looks like occurring in the initial position in the word tuz; in the final position in the word at; or in the middle position in the word atçı; however, it occurs in the final position of closed syllable in the word atçı and between two vowels in the word otun. /g/ occurs between two vowels in the words tagım and ögüm; on the other hand, it occurs after an unrounded vowel in the first one while in the latter it occurs after a rounded one. The surrounding conditions in which phonemes occur also show the principle reasons of phonetic changes. For instance, in which or which type of the words ‘bir, tiz, yip; tal, yak-, yön, yaş’ may initial consonant deletion occur? When the historical phonetic of Turkish is taken into consideration, we will see that initial consonant deletion has occurred only in yip > ip. Naming this initial consonant deletion just the deletion of –y will not be sufficient. Then, why has yip > ip occurred but bir > ir or tiz > iz has not? The answer to this question cannot be “here, consonant /y/ is important; /y/ may be deleted but /b/ and /t/ may not” because in the same list we see the words yak-, yön, yaş but in none of these words we see the following changes yak > ak-, yön > ön, yaş > aş. This means the true reason is not that /y/ is initial in these words. Here the reason that leads to the deletion of /y/ is that it is followed by /i/, an unrounded vowel. We should, therefore, define the change in yip > ip, yüzüm > üzüm, yılan > ilan as “the deletion of initial /y/ preceding an unrounded vowel.” Some researchers who do not pay attention to the v < g change, when neighboring labial vowels, seen in the examples sovan (< soğan), dovur- (< doğur-), göver- (< göğer-), düvün (< düğün) in Turkey Turkish dialects, have maintained a parallelism between this and that occurring in Kipchak dialects under all conditions (in initial position, in middle position and in final position) and evaluated these changes in Oghuz as Kipchak elements"> [PDF] SES BİLGİSİNDE ‘ÇEVRE ŞARTI’ KAVRAMI VE AĞIZ İNCELEMELERİNDEKİ ÖNEMİ | [PDF] THE CONCEPT “SURROUNDING CONDITION” IN PHONOLOGY AND ITS IMPORTANCE IN DIALECTOLOGICAL STUDIES ip örneğinde kelime başı ünsüzünün düştüğü görülür. 'Kelime başında ünsüz düşmesi' olan bu değişmeye 'y düşmesi' veya 'kelime başında y- düşmesi' demek yeterli değildir. Çünkü niçin yip > ip olmuştur da bir > ir veya tiz > iz olmamıştır? Buna cevap olarak "burada önemli olan /y/ ünsüzüdür; /y/ düşebilir ama /b/ veya /t/ düşemez" denilemez. Çünkü aynı listede yak-, yön, yaş kelimeleri de vardır ve /y/ ile başlayan bu kelimelerde yak > ak-, yön > ön, yaş > aş değişmeleri olmamıştır. Demek ki gerçek şart sadece kelime başında /y/ bulunuyor olması değildir. Burada /y/ ünsüzünün kaybolmasına sebep olan şart, kendisini takip eden sesin /i/, yani dar bir ünlü olmasıdır. Ses bilgisi incelemelerinde yip > ip, yüzüm > üzüm, yılan > ilan tarzındaki gelişmeleri "dar bir ünlüden önceki kelime başı y- ünsüzü"nün düşmesi olarak tanımlamak gerekir. Türkiye Türkçesi ağızlarında sovan (< soğan), dovur- (< doğur-), göver- (< göğer-), düvün (< düğün) gibi örneklerde görülen v < g değişmesinin 'dudak ünlüleri yanında' iken gerçekleştiğine dikkat etmeyen bazı araştırmacılar, Kıpçak lehçelerinde her şartta ('hece başında, iki ünlü arasında, hece sonunda) gerçekleşen v < g değişmesiyle bir paralellik kurmuşlar ve Oğuzcadaki bu örnekleri Kıpçakça bir unsur olarak değerlendirmişlerdir"> ip örneğinde kelime başı ünsüzünün düştüğü görülür. 'Kelime başında ünsüz düşmesi' olan bu değişmeye 'y düşmesi' veya 'kelime başında y- düşmesi' demek yeterli değildir. Çünkü niçin yip > ip olmuştur da bir > ir veya tiz > iz olmamıştır? Buna cevap olarak "burada önemli olan /y/ ünsüzüdür; /y/ düşebilir ama /b/ veya /t/ düşemez" denilemez. Çünkü aynı listede yak-, yön, yaş kelimeleri de vardır ve /y/ ile başlayan bu kelimelerde yak > ak-, yön > ön, yaş > aş değişmeleri olmamıştır. Demek ki gerçek şart sadece kelime başında /y/ bulunuyor olması değildir. Burada /y/ ünsüzünün kaybolmasına sebep olan şart, kendisini takip eden sesin /i/, yani dar bir ünlü olmasıdır. Ses bilgisi incelemelerinde yip > ip, yüzüm > üzüm, yılan > ilan tarzındaki gelişmeleri "dar bir ünlüden önceki kelime başı y- ünsüzü"nün düşmesi olarak tanımlamak gerekir. Türkiye Türkçesi ağızlarında sovan (< soğan), dovur- (< doğur-), göver- (< göğer-), düvün (< düğün) gibi örneklerde görülen v < g değişmesinin 'dudak ünlüleri yanında' iken gerçekleştiğine dikkat etmeyen bazı araştırmacılar, Kıpçak lehçelerinde her şartta ('hece başında, iki ünlü arasında, hece sonunda) gerçekleşen v < g değişmesiyle bir paralellik kurmuşlar ve Oğuzcadaki bu örnekleri Kıpçakça bir unsur olarak değerlendirmişlerdir In this article, I will try to examine a concept “surrounding condition”, which is essential in phonology as it has a lot to do with many other topics in phonology. The mistakes made in evaluations and analysis in phonological studies as a result of ignorance of this concept will be shown as well. Phoneme may occur in different places of the words neighboring different phonemes. To illustrate, /t/ looks like occurring in the initial position in the word tuz; in the final position in the word at; or in the middle position in the word atçı; however, it occurs in the final position of closed syllable in the word atçı and between two vowels in the word otun. /g/ occurs between two vowels in the words tagım and ögüm; on the other hand, it occurs after an unrounded vowel in the first one while in the latter it occurs after a rounded one. The surrounding conditions in which phonemes occur also show the principle reasons of phonetic changes. For instance, in which or which type of the words ‘bir, tiz, yip; tal, yak-, yön, yaş’ may initial consonant deletion occur? When the historical phonetic of Turkish is taken into consideration, we will see that initial consonant deletion has occurred only in yip > ip. Naming this initial consonant deletion just the deletion of –y will not be sufficient. Then, why has yip > ip occurred but bir > ir or tiz > iz has not? The answer to this question cannot be “here, consonant /y/ is important; /y/ may be deleted but /b/ and /t/ may not” because in the same list we see the words yak-, yön, yaş but in none of these words we see the following changes yak > ak-, yön > ön, yaş > aş. This means the true reason is not that /y/ is initial in these words. Here the reason that leads to the deletion of /y/ is that it is followed by /i/, an unrounded vowel. We should, therefore, define the change in yip > ip, yüzüm > üzüm, yılan > ilan as “the deletion of initial /y/ preceding an unrounded vowel.” Some researchers who do not pay attention to the v < g change, when neighboring labial vowels, seen in the examples sovan (< soğan), dovur- (< doğur-), göver- (< göğer-), düvün (< düğün) in Turkey Turkish dialects, have maintained a parallelism between this and that occurring in Kipchak dialects under all conditions (in initial position, in middle position and in final position) and evaluated these changes in Oghuz as Kipchak elements">

SES BİLGİSİNDE ‘ÇEVRE ŞARTI’ KAVRAMI VE AĞIZ İNCELEMELERİNDEKİ ÖNEMİ

Bu makalede, ses bilgisi incelemelerindeki pek çok konuyu ilgilendiren, ses bilgisi incelemelerinin temelinde yer alan bir kavramı, "çevre şartı" kavramını açıklamaya çalışacağız. Bu kavramın göz önünde bulundurulmaması hâlinde ortaya çıkan yorum ve değerlendirme yanlışlarını göstereceğiz. Sesler, kelimelerin farklı yerlerinde, farklı seslerle komşuluk ilişkisi içinde bulunabilir. Örneğin /t/ ünsüzü tuz kelimesinde 'kelime (veya hece) başında'; at kelimesinde 'kelime (veya kapalı hecenin) sonunda', atçı kelimesinde kelime içinde gibi görünse de aslında 'kapalı hecenin sonunda', otun kelimesinde ise kelime içinde gibi görünmekle birlikte aslında 'iki ünlü arasında' bulunmaktadır. /g/ ünsüzü tagım ve ögüm örneklerinde 'iki ünlü arasında' olmakla birlikte; tagım örneğinde 'düz ünlüden sonra', ögüm örneğinde ise 'yuvarlak (dudak) ünlüden sonra' gelmektedir. Seslerin bulunduğu çevre şartları, o seslerin değişimindeki temel sebepleri de gösterir. Örneğin 'bir, tiz, yip; tal, yak-, yön, yaş' kelimelerinin hangisinde ya da hangi tipinde kelime başında ünsüz düşebilir? Türk dilinin tarihî ses bilgisi göz önüne alındığında yukarıdaki sekiz kelimeden sadece yip > ip örneğinde kelime başı ünsüzünün düştüğü görülür. 'Kelime başında ünsüz düşmesi' olan bu değişmeye 'y düşmesi' veya 'kelime başında y- düşmesi' demek yeterli değildir. Çünkü niçin yip > ip olmuştur da bir > ir veya tiz > iz olmamıştır? Buna cevap olarak "burada önemli olan /y/ ünsüzüdür; /y/ düşebilir ama /b/ veya /t/ düşemez" denilemez. Çünkü aynı listede yak-, yön, yaş kelimeleri de vardır ve /y/ ile başlayan bu kelimelerde yak > ak-, yön > ön, yaş > aş değişmeleri olmamıştır. Demek ki gerçek şart sadece kelime başında /y/ bulunuyor olması değildir. Burada /y/ ünsüzünün kaybolmasına sebep olan şart, kendisini takip eden sesin /i/, yani dar bir ünlü olmasıdır. Ses bilgisi incelemelerinde yip > ip, yüzüm > üzüm, yılan > ilan tarzındaki gelişmeleri "dar bir ünlüden önceki kelime başı y- ünsüzü"nün düşmesi olarak tanımlamak gerekir. Türkiye Türkçesi ağızlarında sovan (< soğan), dovur- (< doğur-), göver- (< göğer-), düvün (< düğün) gibi örneklerde görülen v < g değişmesinin 'dudak ünlüleri yanında' iken gerçekleştiğine dikkat etmeyen bazı araştırmacılar, Kıpçak lehçelerinde her şartta ('hece başında, iki ünlü arasında, hece sonunda) gerçekleşen v < g değişmesiyle bir paralellik kurmuşlar ve Oğuzcadaki bu örnekleri Kıpçakça bir unsur olarak değerlendirmişlerdir

THE CONCEPT “SURROUNDING CONDITION” IN PHONOLOGY AND ITS IMPORTANCE IN DIALECTOLOGICAL STUDIES

In this article, I will try to examine a concept “surrounding condition”, which is essential in phonology as it has a lot to do with many other topics in phonology. The mistakes made in evaluations and analysis in phonological studies as a result of ignorance of this concept will be shown as well. Phoneme may occur in different places of the words neighboring different phonemes. To illustrate, /t/ looks like occurring in the initial position in the word tuz; in the final position in the word at; or in the middle position in the word atçı; however, it occurs in the final position of closed syllable in the word atçı and between two vowels in the word otun. /g/ occurs between two vowels in the words tagım and ögüm; on the other hand, it occurs after an unrounded vowel in the first one while in the latter it occurs after a rounded one. The surrounding conditions in which phonemes occur also show the principle reasons of phonetic changes. For instance, in which or which type of the words ‘bir, tiz, yip; tal, yak-, yön, yaş’ may initial consonant deletion occur? When the historical phonetic of Turkish is taken into consideration, we will see that initial consonant deletion has occurred only in yip > ip. Naming this initial consonant deletion just the deletion of –y will not be sufficient. Then, why has yip > ip occurred but bir > ir or tiz > iz has not? The answer to this question cannot be “here, consonant /y/ is important; /y/ may be deleted but /b/ and /t/ may not” because in the same list we see the words yak-, yön, yaş but in none of these words we see the following changes yak > ak-, yön > ön, yaş > aş. This means the true reason is not that /y/ is initial in these words. Here the reason that leads to the deletion of /y/ is that it is followed by /i/, an unrounded vowel. We should, therefore, define the change in yip > ip, yüzüm > üzüm, yılan > ilan as “the deletion of initial /y/ preceding an unrounded vowel.” Some researchers who do not pay attention to the v < g change, when neighboring labial vowels, seen in the examples sovan (< soğan), dovur- (< doğur-), göver- (< göğer-), düvün (< düğün) in Turkey Turkish dialects, have maintained a parallelism between this and that occurring in Kipchak dialects under all conditions (in initial position, in middle position and in final position) and evaluated these changes in Oghuz as Kipchak elements

___

AKAR (2006), Ali Akar, Ağız Araştırmalarında Yöntem Sorunları, Turkish Studies - Türkoloji Araştırmaları Dergisi, Güz 2006, Sayı 2, s. 43-51

DEMİR (2012), Nurettin Demir, Türkçe Ağız Araştırmalarında Bazı Yöntem Sorunları, Diyalektolog, Yaz 2012, 1-8, 4

GÜLSEVİN (2000), Gürer Gülsevin, Ağız Araştırmalarında Ses Özelliklerinin Sınıflandırılması Üzerine Düşünceler ve Uşak İli Ağzı Örneği, IV. Uluslararası Türk Dili Kurultayı, Türk Dil Kurumu, Çeşme-İzmir 2000(IV. Uluslararası Türk Dili Kurultayı Bildirileri I, Türk Dil Kurumu Yayınları, Ankara 2007, s.727-740)

GÜLSEVİN (2004), Gürer Gülsevin, Türkiye’deki Diyalektoloji Yayımlarında Yöntem Sorunu (Şekil Bilgisi Bölümleri), Workshop on Turkish Dialects, Orient Instute, 19-20 November 2004, İstanbul [Türk Dilleri Araştırmaları, Sayı:16, İstanbul 2009, s.11-24]

GÜLSEVİN (2005 I), Gürer Gülsevin, Ağız Araştırması İncelemelerimizde Yaygınlaşmış Yanlışlıklar (1): ‘bu+ra mı, ‘bu ara’ mı?, Prof. Dr. Fikret Türkmen Armağanı, İzmir 2005, s.333-335

GÜLSEVİN (2005 II), Gürer Gülsevin, Ağız Araştırması İncelemelerimizde Yaygınlaşmış Yanlışlıklar (2): değişmenin yönü bakımından yapılan yanlışlıklar, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi V-1, İzmir 2005, s.59-63

GÜLSEVİN (2005 III), Gürer Gülsevin, Ağız Araştırması İncelemelerimizde Yaygınlaşmış Yanlışlıklar (3): üzüm/yüzüm; öllük/höllük türeme mi, düşme mi?, Türk Dünyası İncelemeleri Dergisi V-2, İzmir 2005, s.207-213

GÜLSEVİN (2008), Gürer Gülsevin, Türkiye Türkçesi Ağızlarında Kıpçakça Denilen Unsurlar Üzerine 2: ç > ş Değişimi, Turkish Studies, Volume 3/3, Spring 2008, s. 378-387 http://www.turkishstudies.net/sayilar/sayi9/0gülsevingürer.pdf

GÜLSEVİN (2009), Gürer Gülsevin, Türkiye Türkçesi Ağızlarında Kıpçakça Denilen Unsurlar 1: g > v, Türkiye Türkçesi Ağız Araştırmaları Çalıştayı, Türk Dil Kurumu-Harran Üniversitesi, Urfa 24-30 Mart 2008, Bildiri Kitabı, Ankara 2009

KARAHAN (2008), Leyla Karahan, Zarf-Fiil Eklerinde Genişleme Eğilimi ve –sA(r) Ekinin Yapısı, VI. Uluslararası Türk Dili Kurultay, 20-25 Ekim 2008, Ankara [Baskı: Leyla Karahan, Türk Dili Üzerine İncelemeler, Akçağ Yayınları, Ankara 2011, s.192-200]

KARAHAN (2012), Leyla Karahan, Ağız Çalışmalarında Bilimsel Niteliğin Korunması Üzerine Birkaç Not, Turkish Studies, Volume 7/4, Fall 2012, s. 131-136 http://www.turkishstudies.net/Makaleler/31527316_KarahanLeyla_S-prof-131-136.pdf

MÜYESSİRETÜ’l-‘ULŪM, (Çeviren Besim Atalay), Bergamalı Kadri, Müyessiretü’l-‘Ulūm, Tıbkıbasım - Çevriyazılı Metin ve Dizin, Türk Dil Kurumu 1946