Prof. Dr. İsmail Cerrahoğlu ile ilk tanışmam, 1977 yılı Haziran ayında oldu. Kendisi Erzurum İslâmî İlimler Fakültesi Dekanı idi. Ben  ise Kayseri Yüksek İslâm Enstitüsüne tayin edilmiş henüz çiçeği burnunda bir tefsir  asistanıydım. Asistan olmuştum ama, ne yapacağımı, nasıl bir çalışma yapacağımı bilmiyordum. Enstitüde  bana yardım edecek doktorasını yapmış bir  tefsir akademisyeni yoktu. Tek doktoralı  akademisyen ise  İslam Tarihi  hocasıydı. Onun da tefsirle bir ilişkisi yoktu.  Benimle birlikte Enstitüye M.Zeki Duman da tefsir asistanı olarak atanmıştı. İkimiz de aynı  zamanda göreve başlamıştık.  O da benim gibi,   akademik  yardıma muhtaçtı. Vakit geçirmeden hemen Erzurum’a gitmeye  ve Prof. Dr. İsmail Cerrahoğlu’ndan bilimsel yardım almaya karar verdik. Erzurum’a varınca doğrudan Üniversiteye gittik. Fakülteye vardık ve İsmail Hoca ile görüşmek için randevu aldık. Görüşme öncesi çok endişeliydik.  Acaba bizi nasıl  karşılayacaktı?  Bize yadım edecek miydi, etmeyecek miydi?  Bilemiyorduk. Endişemiz bundandı.