Arap Harfli Yeni Türk Edebiyatı Antolojilerinin (1839-1928) Karşılaştırmalı İncelemesi

Türk edebiyatında antoloji olarak değerlendirebileceğimiz en eski eserler şiir mecmuaları ile şairlerin şiirleri yanında biyografileri hakkında da bilgi içeren şuara tezkireleridir. Halk edebiyatında ise bu türün işlevini cönkler gerçekleştirmiştir. Batıdaki anlamıyla ilk antolojiler bizde 19.yy.’da verilmeye başlanmıştır. Bu eserler içerdikleri antolojik, biyografik ve tenkidi malzemeyle hem edebiyat tarihi hem de tenkidi açısından büyük önem taşırmaktadırlar. Bu antolojilere bakarak estetik anlayışımızın gelişimi hakkında da bilgi edinmek mümkündür. Bu çalışmada, Yeni Türk edebiyatının başlangıç tarihi olan 1860 yılından Latin harflerinin kabul edildiği 1928’e kadar basılmış Arap harfli Yeni Türk edebiyatı antolojilerinin içerik ve metod yönünden karşılaştırılması yoluna gidilmiştir. Antolojilerde en sık yer alan şahsiyetler Recaizade Ekrem, Abdülhak Hamid, Namık Kemal, Şinasi, Ziya Paşa, Tevfik Fikret vb.dir. Yazıda tekrarlanan eserler de belirtilmiştir. Eserlerin metodik açıdan bir çok kusur taşıdığı ve bu dönemi konu edinen günümüz antolojileriyle benzerlikler gösterdiği bir diğer tesbittir.

The oldest works of Turkish literature which we can apprecate as anthologies are poetry periodicals and biographical memoirs (şuara tezkireleri) which inform the biographies of poets and their poems. Manuscript collections of folk poems (cönkler) have the same function of şuara tezkireleri in the Folk literature. The anthologies like the western ones started to appear in the 19th century. Those works which contain anthological, biographical and critical information have a great importance to both the history of the literature and to its critism. By studying these anthologies, it is also possible to be informed about the progress of our aesthetical understanding. In this article, anthologies written in Arabic of the New Turkish literature from 1860- the beginning year of the new Turkish literature to 1928- the year when Latin characters were accepted- have been discussed and compared according to their contents and methods. The famous personalities which are mentioned in the anthologies most are Recaizade Ekrem, Abdülhak Hamid, Namık Kemal, Şinasi, Ziya Paşa, Tevfik Fikret etc. In this article, the repeated works are also mentioned. It is also shown that there are lots of methodical deficiencies in the works and that these works have similarities with the present anthologies which deal with that period.