Gündelik yaşamın her alanını etkileyen medya, toplumun/bireylerin neyi gerçek olarak kabullenmesi, neyi önemsemesi veya neye değer vermemesi gerektiğini saptamakla kalmıyor, neyi nasıl düşünmesi gerektiğini, olaylara veya sorunlara hangi açılardan bakması gerektiğini de bazen açık, bazen örtülü bir dil kullanarak belirleyebiliyor. Topluma sunulan iletiler de genellikle gerçekliğin kendisinden çok, egemen güçlerin amaç ve istemleri doğrultusunda yeniden yapılandırılmış, paketlenmiş iletilerdir. Özelde bireylerin genelde toplumun/toplumların olaylar karşısındaki duygu ve düşüncelerinin, tutum ve davranışlarının şekillenmesinde medyanın rolü son derece büyüktür. Başka bir deyişle; toplumu/bireyleri yönlendiren, çoğunlukla kendi mantığının gücü değil, siyaset ve ekonomi dünyasındaki kişi veya grupların, medya elitlerinin ve haber ajanslarının gücüdür.

The media affecting all the fields of the daily life not only determines what the society/the individuals consider as true, what they take serious or what they give importance or not, but also it can impose what they should think, how they should think and from which points of view they should consider the events or problems, by using sometimes clear language or sometimes unclear language The messages presented to the society are generally those reconstructed and packaged in the direction of the purposes and wills of the sovereign powers rather than the plain truth itself. The media plays a great importance how people react to the events and it shapes the feelings, thoughts, attitudes and behaviours of the individuals in the personal point of view and the society/societies in the general point of view. In another say, the power directing the society and individuals is not their own mental power but generally the power of the person or groups in the policy and economy world, the power of media elites and news agencies.