Self-Portrait of the Ottoman Red Sea, $20^{th}$ of July 1777

Başbakanlık Osmanlı Arşivi’nin Mühimme-i Mısır defterlerinden çıkan resmi bir belgenin yakından yapılan bir tefsiri, idarecileri ve onu bire bir deneyimleyenler tarafından geç onsekizinci yüzyılda yaşandığı ve tahayyül edildiği şekliyle Osmanlı Kızıl Deniz’inin özel doğasını gözler önüne seriyor. İçeriği ve şeklinde yerleşik çeşitli uzamsallık ve zamansallıkların araştırılması, yerel ve küresel siyaset, ekolojik ve coğrafi olasılıklar, insanlar ve emtianın hareketini içeren karmaşık bir evreni ortaya çıkarıyor. Mekanın çok yakından çizilmiş bir eskizini sunmanın yanında, bu makale, denizde hareket eden ve metinlerden inşa edilmiş bir zanaate binme şeklinde yeniden tahayyül edilmiş bir tarih pratiği üzerinde, bizatihi yazı yazma eyleminin altını çizerek düşünüyor.

Osmanlı Kızıl Denizi’nin Otoportresi, 20 Temmuz 1777

A close exegesis of an official document (extracted from the Mühimme-i Mıŝır series of the Başbakanlık Osmanlı Arşivi) reveals the special nature of the Ottoman Red Sea world, as it was lived and imagined by its administrators and practitioners in the late eighteenth century. An exploration of the various spatialities and temporalities embedded in its content and form unveils a complex universe, involving local and global politics, ecological and geographical contingencies, the movement of people and commodities. Beyond presenting an intimate sketch of the place, this paper also reflects upon the practice of history, re-imagined as an embarkation upon a sea-borne craft made of text and emphasizing the act of writing itself.