Hayatının ve Sanatının Ana Çizgileriyle Refik Hâlid Karay

Edebiyat-ı Cedide topluluğunun 1901 yılında dağılması üzerine bir hayli durgunlaşan san'at ve edebiyat faaliyetlerinin, II. Meşrûtiyet'in ilânından (1908) hemen sonra yeniden canlılık kazanmaya başlaması, 1901 ile 1908 yılları arasında yetişen yeni bir edebî nesil sayesinde mümkün olmuştur. Meşrûtiyet'in getirdiği hürriyet havasından faydalanarak gerçekten hummalı bir kalem faaliyetine girişen, çok farklı edebî anlayış ve dönemleri yaşayan, bilhassa 1914'lü yıllardan sonra şiirden roman ve hikâyeye, tiyatrodan gazeteciliğe kadar edebiyatın hemen her türünde teknik ve estetik yapı itibariyle başarılı pekçok esere imzasını atmış bulunan bu neslin tesirleri, edebiyatımızda Cumhuriyet'ten sonra da daha uzun yıllar kendisini hissettirecektir. Bu nesle mensup kalem sahiplerinden birisi de, sayıları 40'ı bulan eserleriyle edebiyatımızın en velûd yazarları arasında yer alan Refik Hâlid Karay (Doğ. 15 Mart 1888-Öl. 18 Temmuz 1965)'dır. Gazeteci, mizah yazarı, hikayeci ve romancı olarak tanınan Refik Hâlid, başlangıçta Fecr-i Âti topluluğu içinde yer almakla beraber, bilhassa 1917'li yıllardan itibarenMillî Edebiyat Hareketi’ne katılarak ölünceye kadar bu hareketin ruhuna uygun çok çeşitli konu ve türlerde yazdığı yazılarıyla son devir edebiyatımızın en popüler yazarları arasında yer almıştır. Batıya açık, kültürlü ve yenilik taraftarı, maddî imkânları iyi olan bir aile ortamında yetişmiş olan Refik Hâlid, istikrarlı bir öğrenim görmemiştir.

Hayatının ve Sanatının Ana Çizgileriyle Refik Hâlid Karay