Özgürlük, Çoğulculuk ve Barış

Dünyamız, tarihin hiçbir döneminde olmadığı kadar çoğulluk olgusunun her açıdan kendisini ortaya koyduğu bir yer haline gelmiştir.Küreselleşen dünyanın ana fenomeninin çoğulculuk olduğu günümüzde dünyayı kuzey-güney, doğu-batı şeklinde din, kültür ve ekonomi açılarından kategorize etmenin anlamı olmadığı gibi imkanı da kalmamıştır.Sınır ve duvarların yıkıldığı dünyamızda diyalojik etkileşim ve ilişki, merkezi insani durum olarak zorunlu hale gelmiştir. Hiçbir kültür, kimlik, din ve topluluğun tek başına kendi kendine yeterli bir şekilde yaşamasına imkan kalmamıştır, bütün insani farklılıklar birbiriyle bağımlı ve etkileşim içerisine girmek zorunda kalmışlardır. Hepimiz gezegende farklılıklardan oluşan tek bir insan topluluğu olarak yaşama durumundayız.