İLM-İ HUZURİ VE EPİSTEMOLOJİK DEĞERİ

İnsan, var olanla ilişkisini bilgi üzerinden kurduğundan bilginin ne olduğu, çeşitleri, kaynağı, nasıl meydana geldiği ve varsa sınırlarının tespit edilmesi felsefenin en önemli meselelerinden biri olagelmiştir. Bilgi ilk olarak, insan zihninde nasıl meydana geldiği esas alınarak husuli ve huzuri bilgi olmak üzere ikiye ayrılmaktadır. Biz bu makalede husuli bilgiye gerektiği yerlerde atıf yapmakla birlikte asıl olarak huzuri bilgiyi ele alacağız. Bu açıdan ilk olarak huzuri bilginin ne olduğu kısaca açıklanacak ve akabinde de önde gelen Müslüman filozofların huzuri bilgi anlayışları ortaya konacaktır. Makalenin ikinci kısmında ise felsefi bir mesele ve imkân olarak huzuri bilgi, epistemolojinin temel meselelerinden biri olan bilginin değeri açısından incelenecek ve böylece bu bilgi türünün epistemolojik değeri olup olmadığı ve varsa bunun hangi anlamda mümkün olabileceği tartışılacaktır

KNOWLEDGE BY PRESENCE AND ITS EPISTEMIC VALUE

Humans relate to the existence via knowledge, and determining the definition, types, origin, production and borders of knowledge has long been one of the most important subjects of philosophy. Knowledge is divided into two categories, in terms of how it emerges in the mind, as knowledge by acquisition and knowledge by presence. Although we make reference to knowledge by acquisition, in this work we focus on mostly knowledge by presence. We first give a brief description of knowledge by presence, and then we present an account of how prominent Muslim philosophers understood it. In the second part of this article, we examine knowledge by presence as a philosophical question and possibility from the point of value of knowledge. Then, we will try to answer the question if knowledge by presence has any epistemic value, and if this is a possibility, under which conditions such knowledge could have a value

___

İbn Sina; Talikat, tahk. Abdurrahman Bedevi, Beyrut, Mektebetü’l-i’lami’l-İslâmi, 1404.

––––; Şifa, Kum, Mektebetü’l-Ayetullah Meraşiyi Necefi, 1404. ––––; Mübahasat, Kum, Bidar, 1371.

––––; Resail, Kum, Bidar, 1400.

Şehabüddin Sühreverdi; Mecmuayı Musannafat-ı Şeyh İşrak, Tahran, Müessese-yi mutealat ve tehkikati ferhengi, 1375.

atabai; Usul-i Felsefe ve Revişi Realizm, Murtaza Mutahari’nin açıklamalarıyla, Mecmuayı asar içinde, cilt 6, Kum, Sadra, 1368.

––––; Nihayetü’l-Hikme, Kum, Neşr-i İslâmi, 1416.

Nasirüddin Tusi; Şerhü’l-İşarat ve’t-Tenbihat, Kum, el-belağa, 1375.

Abdurresul Ubudiyet; Der Amedi ber Nizam-i Hikmet-i Sadra-i, Tahran, Müesseseyi Amuzeş-i ve pejuheşiyi İmam Humeyni, 1385.

Ebu Nasr Farabi; el-A’mal el-felsefiye, tahk. Cafer Alyasin, Beyrut, Darü’l-Menahil, 1413.

Ğulamrıza Feyyazi; Hesti ve Çisti der Mektebi Sadra-i, Kum, Pejuheşgah, 1387. ––––; Der Amedi ber Marifetşınasi, Kum, 1378.

Muhammed Taki Misbah Yezdi; Amuzeş-i felsefe, Tahran, Sazman-i Tebligati İslâmi, 1378.

––––; Esfar şerhi, Kum, Müessese-yi Amuzeşi ve Pejuheşiyi İmam Humeyni, 1375.

Sadrüddin İbrahim Şirazi (Molla Sadra); Esfar, Molla Hadi Sebzevari Taliki, Beyrut, Darü’l ihyai’l-Turas, 1981.

––––; Mebde ve Mead, tashih Seyit Celalettin Aştiyani, Tahran, Encümeni Hikmet ve Felsefeyi İran, 1354.

––––; Şerhü’l-Hidayeti’l-Esiriye, tashih Muhammed Mustafa Fuladkar, Beyrut, Müessetü’ltarihi-l Arabî, 1422.

––––; Şerh ve Talikeyi Sadrü’l-Muteellihin ber ilahiyati Şifa, Tahran, Bonyadı hikmeti İslâmi-i Sadra, 1382.

––––; Mefatihü’l-Ğayb, Tahran, Müesese-i Tahkikat-i Ferhengi, 1363.

Muhammed Hüseyinzade; Marifet-i Beşeri: Zirsahtha, Kum, Müesese-i Amuzeş ve Pejuheşi-i İmam Humeyni, 1388.

Cemil Saliba; Ferhengi Felsefi, terc. Manuçehr Sanei Derebidi, Tahran, Hikmet, 1366.