Women and the Media in Northern Cyprus: A Political Economy of Communication and Gender

Bu makale Kuzey Kıbrıs’ta kadınların karşılaştığı toplumsal cinsiyet eşitsizliği ve medyanın, bu eşitsizliği normalleştiren stereotiplerin yaratılmasındaki ve daha da önemlisi, kadınların demokratik toplumdaki değeri ile ilgili görüşleri sorgulayacak bilginin oluşmamasındaki rolüne dikkat çekmektedir. Bu çalışmada Kuzey Kıbrıslı kadınların medyanın, genelde güç ilişkilerini – özelde toplumsal cinsiyete dayalı güç ilişkilerini meşru göstermekte ve toplumsal cinsiyete dayalı statükoyu korumakta gösterdiği olağanüstü gücün farkında olmadıkları tartışılmaktadır. Bu makale, medya çalışanlarını, akademisyenleri ve aydınları toplumsal cinsiyet eşitsizliğinin normalleştirilmesinde medyanın bugünkü rolünü eleştirmeye ve gazeteciler ile medya kuruluşlarını, gelecekte toplumsal cinsiyeti içeren bir demokratik toplum kurmak için Kadınların seslerini, anlatılarını ve görüşlerini içerenalternatifler açmadaki potansiyel rolünü vurgulamaya davet etmektedir

Women and the Media in Northern Cyprus: A Political Economy of Communication and Gender

This paper highlights the gender inequality confronting women in Northern Cyprus and the role that the media play, perhaps unwittingly, in both the production of stereotypes that normalize inequality and, importantly, the absence of information that might challenge previously held views concerning the value of women in democratic society. It is argued that Turkish Cypriot women in general are often unaware of the extraordinary power of the media to legitimize power relations–specifically gender power relations – and to maintain the gender status quo. The article calls for media workers, scholars, and public intellectuals to highlight and critique the current role of media in normalizing unequal gender perceptions and to rethink the potential role that journalists and media institutions can play in opening spaces for alternative perspectives through the inclusion of more women’s voices, women’s stories and women’s visions for a future genderdemocratic society