Ekoloji Ekseninde İnsan-Doğa İlişkisi ve Özne Sorunu

Toplumları derinden etkileyen ve son yıllarda sıkça kendinden bahsettiren ekolojik bunalım, bütün olumsuzluklarına ve kriz haline karĢın önemli bir farkındalığı da ortaya çıkarmıĢtır. Ġçinde bulunduğumuz bu kriz öncelikle, geleneksel çevre korumacılık yaklaĢımları ve bu doğrultuda alınan teknik önlemler ile giderilmeye çalıĢılmıĢ; ancak istenilen sonuç alınamadığından krizin önüne geçilememiĢtir. YaĢanılanların gerçekliğinin ve ciddiyetinin anlaĢılması; çözüm üretilmesi ve konu hakkında hassasiyetin yaratılması için 1960’lı yılların sonunu beklemek gerekmiĢtir. Bu farkındalık ise sorunların çözümünün krizde değil; kökeninde aranması gerektiği gerçeği üzerinde yükselerek, insanın doğadan neden uzaklaĢtığı, niçin doğayı ikincil konuma sürükleyerek yabancılaĢtırdığı ve ona hükmetme arzusunun nasıl galip geldiğinin sorgulanması ile baĢlamıĢtır. Bu sorgulamanın temel iki öğesi olan insan ve doğanın iliĢkisel durumları ve birbirine göre konumları esasında krizin nedenini oluĢturmaktaydı. Ancak ekolojik hareketin en büyük çıkmazı ise, diğer ideolojilerde olduğu gibi kendi içinde bölünmüĢlükleri ve ortaya koydukları düĢüncelerin birbirinden çok farklı olmasıydı. Nitekim ne derin ekolojinin insanı merkeze alan sisteme karĢı bir duruĢ sergilemesi ve doğayı özneleĢtirmesi; ne hiyerarĢi ve tahakkümü temel sorun olarak gören ve buradan yola çıkarak insan-doğa iliĢkisini sorgulayan toplumsal ekoloji; ne de bu hareketlerden beslenerek ortaya çıkan, ataerkil düzen eleĢtirisinden hareket ederek, doğaya tahakkümü ve üzerindeki sömürüyü, kadının sömürüsüyle özdeĢleĢtiren eko-feminizm bu bunalıma tam anlamıyla çözüm üretebilmiĢtir. Dolayısıyla bu makale de ekolojik krize çözüm bulabilme saikiyle yola çıkmıĢ değildir. Temel amaç, ilgili literatürün tartıĢması aracılığıyla teorik bilgi sunmak ve bu Ģekilde ekolojik krize dikkat çekerek insanlığın doğaya hükmetme arzusunun meĢruluğunu (!) kırmaktır. Çünkü oluĢturulan onca akımın ortaya koyduğu tek ortak sonuç, doğaya atfedilen değer ölçüsünde ve doğanın konumlandırıldığı yere göre krizin değiĢkenlik göstermesidir. BaĢka bir deyiĢle, açık bir çözüm önerisinden ziyade, doğaya atfedilen değer ölçüsünde ekolojik krizin çözülmesi noktasında ilerleme kaydedileceği düĢünülmektedir. Bu nedenle de, insan-doğa iliĢkisi çerçevesinde doğanın konumlandırılması bağlamında “özne” sorunu, bahsi geçen üç akımdan (Derin Ekoloji, Toplumsal Ekoloji ve Eko-feminizm) hareket ederek karĢılaĢtırmalı olarak incelenmiĢtir

Human-Nature Relationship and the Question of Subject in the Perspective of Ecology

Ecological crisis, which influences societies deeply and being frequently discussed in recent years, has revealed an important awareness despite all the negativity and the crisis situation. The current crisis has been tried to be solved by applying traditional environment protection approaches and technical precautions, yet it has not been prevented because of failure in getting expected outcomes. It had to be waited until the end of 1960’s for understanding the reality and seriousness of the things that happened and creation of a solution and sensitivity required for the subject. This awareness, which is based on the fact that solutions for the problem should not be sought in crisis but in its roots, starts with the questioning of why people distanced themselves from nature, why they reduced it to a secondary position by alienating it and how they desire to rule nature prevailed. The two main elements of this question, i.e., relational situations and relative positions of human and nature, constituted the reason for the crisis. However, the biggest dilemma of the ecological movement, like other ideologies, was division in themselves and different ideas they came up with. In fact, neither deep ecology’s stance against anthropocentric system and its subjectivation of nature; nor social ecology perceiving hierarchy and domination as the main problem and questioning the human-nature relationship upon this; and even eco-feminism having emerged out of interaction with these two movements and moving from the critique of patriarchal order vis-à-vis identifying the domination and exploitation on nature with the domination and exploitation of women, were all failed to produce an exact solution for this depression. Therefore, this article does not depart from the motive of finding a solution to the ecological crisis. The main objectives are to provide theoretical knowledge through a discussion on related literature and to break the so called legitimacy of the desire of mankind to dominate nature (!) by drawing attention to the ecological crisis. Since the only common result that all the undercurrents generated is that the crisis varies according to the value given to and the positioning of nature. In other words, it is thought that the value attributed to nature rather than a clear suggestion for solution will make progress for the resolution of the ecological crisis. Therefore, in the context of the positioning of nature within the framework of human-nature relationship, the “subject” problem is analyzed comparatively upon the three aforementioned approaches (deep ecology, social ecology and eco-feminism).

___

  • ATA, S. (2002), “Sürdürülebilir Bir Barbarlığa Doğru mu? Özgürlükçü Bir Topluma Doğru mu?,” Özgür Üniversite Forumu, Sayı 19, 35-54.
  • BAHRO, R. (1997), “Çevreciliğin Manevi Bir Temeli Var Mı, Yoksa Sadece Tepkisel Bir Hareket Mi?”, Birikim Dergisi, Mayıs 97, 21-30.
  • BERKTAY, F. (1996), “Ekofeminizm ya da Yüreğin Ġyimserliği”, İstanbul Üniversitesi Kadın Araştırmaları Dergisi, Sayı 4, 73-77.
  • BOOKCHIN, M. (1994), “Yok etme Gücü, Yaratma Gücü”, Birikim Dergisi, sayı 57-58, http://www.birikimdergisi.com/Birikim/dergiyazi.aspx?did=1 &dsid=55&dyid=1591&yazi=Yoketme%20G%FCc%FC%20 Yaratma%20G%FCc%FC, E.T: 09.04.2014.
  • BOOKCHIN, M. (1994), Özgürlüğün Ekolojisi HiyerarĢinin Ortaya ÇıkıĢı ve ÇözülüĢü, Çev. Alev Türker, Ayrıntı Yayınları, Ġstanbul
  • BOOKCHIN, M. (1996a), Ekolojik Bir Topluma Doğru, Çev. Abdullah Yılmaz, Ayrıntı Yayınları, Ġstanbul.
  • BOOKCHIN, M. (1996b), Toplumsal Ekolojinin Felsefesi, Çev. Rahmi G. Öğdül, Kabalcı Yayınevi, Ġstanbul.
  • BOOKCHIN, M. (1999), Toplumu Yeniden Kurmak, Çev. Kaya ġahin, Metis Yayınevi, Ġstanbul.
  • BOWLER, P. (2001), Doğanın Öyküsü, 2. Cilt, Çev.Meltem Mater, ĠzdüĢüm Yayınları, Ġstanbul.
  • CANGIZBAY, K. (1989), “Habeas Corpus’tan Habeas Oikos’a veya Ekolojizmin Zorunlu Güzergahı”, Türkiye Günlüğü, Sayı 3, Haziran, 39-41.
  • CAPRA, F. (1992), Batı DüĢüncesinde Dönüm Noktası, Ġnsan Yayınları, Ġstanbul.
  • ÇĠĞDEM, A. (1997), “Toplum, Doğa ve Eko-politik Hareketler”, Birikim Dergisi, Sayı 98, http://www.birikimdergisi.com/birikim/dergiyazi.a spx?did=1&dsid=91&dyid=2163&yazi=Toplum,% 20Do%F0a%20ve%20Eko-Politik%20Hareketler, E.T: 09.04.2014.
  • DEMĠR, M. (2013), “Çevre Olarak KonumlandırılmıĢ Kadını ve Doğayı Birlikte DüĢünmek: Ekofeminizm”, Doğu Batı, Toplumsal Cinsiyet, sayı 63, 11-45.
  • DEMĠRER, Göksel N., TORUNOĞLU, E., DURAN, M. (1999), “Radikal Ekolojik Akımlar Üzerine DüĢünceler”, Ve Kirlendi Dünya, Öteki Yayınevi, Ankara, 108-125.
  • DOBSON, A.(1990), Green Political Thought, An Introduction, Routledge, London and New York.
  • FERRY, L. (2000), Ekolojik Yeni Düzen, Çev. Turhan Ilgaz, Yapı Kredi Yayınları, Ġstanbul.
  • GÖRMEZ, K. (2003), Çevre Sorunları ve Türkiye, Gazi Kitabevi, Ankara.
  • GUATTARI, F. (1990), Üç Ekoloji, Hil Yayınları, Ġstanbul.
  • ĠDEM, ġ. (2009), Toplumsal Ekoloji Nedir Ne Değildir, http://ecotopianetwork.wordpress.com/2009/11/17/ toplumsal-ekoloji-nedir-ne-degildir-sadi-idem/, E.T: 01.09.2014.
  • KASAPOĞLU, A. (1997), “Çevresel DavranıĢ Modeli”, Amme Ġdaresi Dergisi, Cilt 30, Sayı 2, Haziran, s.19-29.
  • KILIÇBAY, Mehmet A. (1989), “Çevrenin Çerçevesi”, Türkiye Günlüğü, Sayı 3, Haziran, 35-39.
  • KELEġ, R., HAMAMCI, C. (2005), Çevre Politikası, Ġmge Yayınevi, Ankara.
  • MELLOR, M. (1993), Sınırları Yıkmak; Feminist, YeĢil bir Sosyalizme Doğru, Çev. Osman Akınhay, Ayrıntı Yayınları, Ġstanbul.
  • NAESS, A. (1995), “The Deep Ecological Movement, Some Philosophical Aspects”, Deep Ecology for The 21st Century, Reading on The Philosophy and Practice of The New Environmentalism, ed. George Sessions, Shambhala, London, 64-85.
  • ÖNDER, T. (2003), Ekoloji, Toplum ve Siyaset, Odak Yayınevi, Ankara.
  • PLUMWOOD, V. (2004), Feminizm ve Doğaya Hükmetmek, Çev. BaĢak Ertür, Metis Yayınları, Ġstanbul.
  • RONAN, Colin A. (2005), Bilim Tarihi Dünya Kültürlerinde Bilim Tarihi ve GeliĢmesi, Çev. Ekmeleddin Ġhsanoğlu, Feza Günergun, Tubitak Yayınları, Ankara.
  • SERRES, M. (1994), Doğayla SözleĢme, Çev. Turhan Ilgaz, Yapı Kredi Yayınları, Ġstanbul.
  • TAMKOÇ, G. (1994), “Derin Ekolojinin Genel Çizgileri”, Birikim, Sayı 57-58, 87-91.
  • TAMKOÇ, G. (2010), http://ecotopianetwork.wordpress.com/2010/01/27/ doga-korumaci-kadinlar-ekofeminizm-gunseli-tamkoc/, E.T: 05.06.2014.
  • TAYLOR, C. (1995), Modernliğin Sıkıntıları, Ayrıntı Yayınları, Ġstanbul.
  • TUNA, M. (2000), “Ġnsan Çevre ĠliĢkilerinin Tarihsel Evrimi ve Modern Çevreciliğin DoğuĢu”, Sosyoloji AraĢtırmaları Dergisi, Vol:3, Sayı: 1-2.
  • UZEL, E. (2006), “Feminizm ve Doğa Ekseninde Ekofeminizm”, YayımlanmamıĢ Yüksek Lisans Tezi, Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Kamu Yönetimi ve Siyaset Bilimi Ana Bilim Dalı, Ankara.
  • YAREN, F. B. (1995), “YaĢamı KavrayıĢ Sorunu Üzerine Yapılanan Sorun: Çevre Sorunu, DeğiĢen Dünya GörüĢü Ekonomi-Ekoloji ĠliĢkileri Bağlamında Ekolojik Kalkınma”, Yeni Türkiye Dergisi, Çevre Özel Sayısı, Temmuz-Ağustos, 87-95.