AMAÇ: Goldman aplanasyon tonometrisi ölçümlerinden sonra santral korneal epitelyal kalınlıkta ve santral korneal kalınlıkta oluşan değişimleri optik koherans tomografi kullanarak saptamak
Gereç ve Yöntemler: Çalışmamıza kliniğimize rutin oftalmlojik muayene için başvuran 25 hasta dahil edildi.Hastaların tonometri ile ölçümleri yapılmadan önce OKT cihazı ile santral epitel kalınlığı ve santral korneal kalınlık değerleri tespit edildi. Ardından tonometri ile göz içi basıncı ölçüldü ve hastaların OKT cihazı ile korneal ölçümleri tekrarlandı. OKT ve tonometri ile yapılan tüm ölçümler aynı kişi tarafından yapıldı
BULGULAR: Çalışamaya katılan hastaların on sekizi erkek, yedisi kadındı. Hastaların yaş ortalamaları 36,6 idi (maksimum 55, minimum 17). Hastaların aplanasyon tonometrisi ölçümü öncesi ortalama epitelyal korneal kalınlığı 52,58 mikron iken, ölçüm sonrası değerleri 52,02 mikrondu (P=0.059). Hastaların ölçüm öncesi santral korneal kalınlıkları ortalama 530,96 mikron iken ölçüm sonrası bu değer 529,88 mikrondu (p>0.05). Her iki ölçümde de istatistiksel olarak anlamlı sonuç tespit edemedik. Santral korneal epitelyal kalınlık değerleri istatistiksel olarak anlamlı çıkmasa da, korneal epitelyal kalınlıkta tonometri sonrası değişiklik olduğu görülmektedir (p=0.059).
SONUÇ: Çalışmamızda santral korneal epitelyal kalınlık ve santral kornea kalınlığı ölçümlerinde istatistiksel olarak herhangi bir farklılık saptamadık. Ancak istatistiksel olarak anlamlı olmasa da sonuçlar arasında bulduğumuz kalınlık farkı hastaların epitel hücrelerinde işlem sonucu deskuamasyon olduğuna işaret etmektedir. Bu durumda işlem sonrası görme keskinliğinde azalma, yanma batma hissi gibi şikayetlere neden olabilir. Hastalara gözlük tashihi yapılacaksa bu durum göz önünde bulundurularak gözlük muayenesi tonometri ölçümünden önce yapılmalıdır. Literatürü taradığımızda tonometri öncesi ve sonrası santral korneal epitel kalınlığını ölçen herhangi bir çalışma bulunmamaktadır, elde ettiğimiz bulgular bu açıdan bir ilk niteliğindedir

Objective: To determine the changes in corneal epithelial thickness and central corneal thickness using optic coherence tomography taken after Goldmann applanation tonometry measurements. Material and Methods: The study included 25 patients who presented at our clinic for routine ophthalmological examination. Before taking tonometry measurements of the patients, epithelial corneal thickness and central corneal thickness values were determined using optic cohence tomography (OCT). The intraocular pressure (IOP) was measured with tonometry and then the corneal OCT measurements were repeated. All the OCT and tonometry measurements were taken by the same clinician. Results: Evaluation was made of 25 patients comprising 18 males and 7 females with a mean age of 36.6 years (range, 17-55 years). The mean epithelial corneal thickness was 52.58 microns before the applanation tonometry measurement, and 52.02 microns after the tonometry (p=0.059). Central corneal thickness was measured as mean 530.96 microns before tonometry and 529.88 microns after (p>0.05). No statistically significant difference was determined in the changes of both measurements. Following tonometry, a change was seen in corneal epithelial thickness, but not of a statistically significant level (p=0.059). 
Conclusion: The study results showed no statistically significant difference in the measurements of corneal epithelial thickness and central corneal thickness following applanation tonometry. Although not statistically significant, the difference seen in thickness indicates desquamation in the epithelial cells as a result of the procedure. This may cause complaints such as a reduction in visual acuity and the feeling of burning or pricking in the eye. If glasses are to be prescribed for patients, this should be taken into consideration and the examination should be made before the tonometry measurement. To the best of our knowledge, there has been no previous study in literature of central corneal epithelial thickness measured before and after tonometry, and therefore the results obtained in this study are the first on this subject.