PLANLI KALKINMA DENEYİMİNDEN STRATEJİK PLANLAMAYA GEÇİŞ: TÜRKİYE ÖRNEĞİ

Planlama faaliyeti öteden beri idarenin temel ve ortak bir faaliyeti olarak kabul edilmiştir. Ancak kamu yönetimi disiplini içerisinde ele alındığında planlamanın bu özelliğinin dışında araçsal bir rol oynadığı ortaya çıkmaktadır. Bu araçsallık devletin resmi ekonomik ideolojisini meşrulaştırmaya yönelik bir araçsallıktır. Planlamanın hangi amaca hizmet ettiği önem taşımaktadır. Planlama devletin ekonomiyi bütünüyle kontrol ettiği ve hatta egemen olduğu bir sistemin aracı olabileceği gibi, minimal devlet anlayışının, devleti düzenleyici role indirgemiş bir ekonomik sistemin aracı da olabilir. Bu çalışma söz konusu ikilemi Türkiye örneği bağlamında incelemektedir.

Transition from Planned Development Experience to Strategic Planning: The Turkish Case

Planning has been accepted as a basic and common function of administration for a long time. However, it may be considered to have an exceptional instrumental character under public administration practices in disciplinary sense. That is to legitimize the formal economic ideology of the government. In this respect, the purpose of planning is very important. Planning is likely to be an instrument of government to dominate and to control the whole economy whereas it is also possible for it to be an instrument of a minimalist government system to regulate the economy. This study aims at examining the given dilemma in the context of Turkish case.