Sanayi Devriminin başlamasıyla hızlı bir şekilde makinaların insan hayatına girmesi, hızlı üretim ve tüketim gibi büyük değişimler, sanat dünyasını da etkilemiştir. Özellikle 1960'lı yıllardan sonra Kavramsal Sanat fikriyle birlikte gelişen Arte Povera, Arazi Sanatı, Süreç Sanatı gibi sanat pratiklerinden biri olan enstalasyon, ifade aracı olarak birçok sanatçı tarafından tercih edilmiştir. Endüstriyel ürünlerin artan nüfusla birlikte hızlı bir şekilde üretilip tüketilmesi, hazır nesne kavramını ortaya çıkarmış ve sıradan herhangi bir nesne sanatçının ifadesiyle sanat nesnesine dönüşmüştür. Artık geleneksellikten kopuş ve yaşanılan dönemin etkisiyle sanat kavramı sorgulanmaya başlanmıştır. Sergi salonlarında ve müzelerde kaide üzerinde sergilenen eserler yerine, sıradan herhangi bir nesneye sanatçı tarafından anlam yüklenmesi ve izleyicinin de bu süreçte sanat nesnesini sorgulamaya teşvik ederek katılımı sağlanmış olmaktadır. Klasik sanatta eserle izleyici arasında mekanın herhangi bir katkısı yokken enstalasyon pratiğinde mekana duyulan ihtiyacın yanı sıra izleyici deneyimi ve katılımı önemli olup, sınırsız malzeme zenginliğiyle de birçok disiplinin sınırlarını zorlamaktadır. Bu disiplinlerden biri olan seramik, kullanım kolaylığı, malzeme ve teknik açıdan zenginliği ve her yerde rahatça ulaşılabilir olmasından dolayı birçok sanatçının tercih ettiği bir malzeme olmuştur. Bu makalede, enstalasyon kavramı içinde seramiğin mekanla nasıl bir ilişkisi olduğu hedeflenmiştir. Böylece mekanın tanımı yapılıp, enstalasyonun kısa bir gelişim sürecine değinerek, seramik malzeme ile yapılan enstalasyon çalışmaları örneklerle incelenmiştir.