İstanbul Boğazı ve çevresinde vadilerin denize açılan kesimleri ile sahil düzlüklerinde yayılım gösteren alüvyonlar, birbirleriyle korelasyonu yapılabilir benzer kesitler göstermektedir. Giderek artan teknik girişimlerin yapıldığı bu düz alanlarda alüvyonların mühendislik özellikleri önem taşımaktadır. Batıdan doğuya doğru Küçükçekmece Nakkaşdere, İstinye deresi, Kurbağalıdere ve Tuzla deresinde, alüvyonların mühendislik özellikleri incelenmiştir. Bütün alüvyonlarda, üstte bulunan örtü çökelleri niteliğindeki kumlu, çakıllı bir seviyenin altında, kavkı parçaları bakımından zengin, gri renkli, kokulu organik killer yer almaktadır. Paleontolojik tesbitlere göre killi seviyeler, son 7400 yıllık dönemde, deniz seviyesinin yükselimlerine bağlı gelişen sığ su ve bataklık alanlarında çökelmişlerdir. Konsolide olmamış, su muhtevası yüksek, düşük dayanımh killer mühendislik girişimleri sırasında, önlemler gerektirmektedir.

Alluviums that occur in sections of valleys close to the sea and coastal plains have similar cross-sections that can be correlated with each other. As a result of increasing engineering applications, properties of these alluviums are of importance. Engineering properties of alluviums in Küçükçekmece-Nakkaşdere, İstinye, Kurbağalıdere and Tuzla creeks were investigated. In all aluviums, there are grey-colored smelly organic clayey sediments rich in shell particules, underlain by sandy and pebbly layer. Paleontological determinations suggest these clayey sediments were deposited under shallow water and marsh environmental conditions as a consequence of changes in sea level within the last 7400 years. These clayey sediments require prevention techniques due to their unconsolidated nature, high water content and low strength properties.