Bu yazı, kent bilgi sistemleri ve deprem yönetimi kavramlarını tanımlayıp ilişkilendirmeyi; deprem felaketiyle nasıl mücadele edileceği konusunda bilinç uyandırmayı; deprem öncesi ve sonrası için gerekli olabilecek kentsel verileri çıkarmayı amaçlamıştır. Bu bağlamda, topluma daha iyi hizmet sunabilmeyi ve afetlere dayanıklı kentler yaratmak için kentsel kaliteyi etkili afet yönetimiyle geliştirmeyi amaçlayan kent yönetimi anlayışı önem kazanmaktadır. Bilgisayar teknolojisindeki son yenilikler ve coğrafi bilgi sistemleri karar vericilere gerekli bilgileri sağlayacak yeni yollar sunmaktadır. Artık, gelişmeler, iki ya da üç boyutlu haritalarda ve veri tabanlarında görüntülenip analiz edilebilecek, böylece anlaşılır ve kullanılabilir biçimde ilgili yerlere ulaşabilecektir. Bu çalışmada, CBS (Coğrafi Bilgi Sistemleri) 'ne dayalı sistemlerin söz edilen konulardaki kullanımının katkılarını göstermek için; İstanbul'da, Adalardaki kırılmamış ana fay hattına 15 kilometre uzaklıktaki Pendik ilçesi seçilmiştir. Bu bölgede; kentsel verileri, eylem ve iyileştirme planlarını içeren, CBS tabanlı tekniklerle kurulmuş bir sistem yaratmak amaçlanmıştır. İçeriğinde ise görüntüleme, analiz, çakıştırma, riskli bölgeleri ortaya çıkarma, kritik noktaları ve afet anında kullanılabilecek açık yolları bulma , yer seçimi, hizmet alanları, planlar arasında karşılaştırma, bina ve imar yasalarını kontrol, hasar tespit, rapor ve işbirliği bulunmaktadır.

This article aims to define and then find an interrelation between urban information system and earthquake management concepts, to build a body of knowledge and awareness about how to tackle the earthquake disaster, to create an urban inventory for pre -and post- disaster planning. In this context, urban management plays an important role whose goal is to give better service to the public and to improve the urban quality by efficient management for a safer future, for disaster- resistant cities. Recent advances in computer communication and Geographic Information Systems (GIS) offer innovative ways to provide hazard information to decision- makers. It can then be retrieved, analyzed and displayed in two or three-dimensional maps and databases for use by a wider range of the authorities in a clear and usable format. A case study area is selected to find out the contribution of GIS-based techniques in these subjects, in earthquake-prone Pendik, an administrative district of Istanbul which is about 15 km to the unbroken earthquake faults. A study is carried out to build a system containing the city information, action and recovery plans with the help of GIS-based techniques. This includes monitoring, analyzing and overlaying, creating risk zones, emergency points and roads, site selection, service areas, comparison between plans, testing the building codes, damage assessment, reporting and co-ordination.