TÜRKÇE-SOĞDÇA BİR BELGENİN IŞIĞINDA TÜRKÇE VE SOĞDÇANIN KARŞILIKLI ETKİLEŞİMİNİN İNCELENMESİ

Soğdça Orta İranî dillerin Doğu kolundan biri olup yüzyıllar boyunca (miladi 2- 12. yüzyıl) Orta Asya’da Lingua Franca [geçer dil] işlevi görmüştür. Soğdlular milattan önce 4 ile 6. yüzyıllar arasında Hehâmenşi İmparatorluğuna tabiydiler ve İskender’in hücumuyla birlikte içlerinden bir bölümü, Çin sınırlarına doğru göç ederek İpek yolu güzergâhında göçebe yerleşimler oluşturdular. 6 ve 8. asırlardaki Çin kaynaklarına göre Soğdlular çoğunlukla Doğu Türkleriyle yaşamaktaydılar ve onlar arasında derin bir kültürel nüfuza sahiptiler. Öyle ki altıncı yüzyılın ortalarında Doğu Türklerinin diplomasi ve resmî dili Soğdçaydı. Moğolistan’da keşfedilen Buğut yazıtı bu konuyu oldukça iyi göstermektedir. Onların Uygur İmparatorluğundaki nüfuz derinliği (8. yüzyılın ortaları) Maniheizm inancına sahip Soğdluların tesiriyle Uygur hükümdarlarının Mani dinini kabul etmesiyle anlaşılabilir ki bu durum Soğdça, Uygurca ve Çince şeklinde üç dilli olarak yazılan Karabalsagun yazıtında açıkça görülmektedir. Tam da bu dönemde Uygur yazısı Soğdluların yardımıyla Soğd yazısı üzerinden meydana getirilmiştir.