KANT’IN DÜŞÜNCESİNDE ÖZGÜRLÜĞÜN ASIL DAYANAĞI OLARAK ZORUNLU AHLAK YASASI

Düşünce tarihinde pek çok problem, ele alındığı çağın gereklerine göre biçimlense de, bu problemlerin irdelenme şekli pek az değişiklik gösterir. Örneğin, özgürlük üzerine düşünürken, onu yasadan tümüyle bağışık olma anlamında bir serbestlik durumuyla da bir tutsak, ya da insanın kendi eylemleri üzerinde egemen olabilmesine dayanak teşkil eden bir yasalılıkla da bağdaştırsak, aynı kavram dağarcığı içinde yol alırız: Bir şekilde özgürlük kavramını ele alırken kendimizi her zaman yasa kavramına varmış buluruz. Bunun yanında, yasadan bağışıklığı benimsediğimizde, insanlar arasında bir uzlaşı zemini kurmakta zorlanırız; ancak bu zemini kuracağımız bir yasalılık için de meşru bir dayanak bulabilmemiz aynı şekilde güçtür. Dolayısıyla, insanın kuşkuculuğun yıkıcılığını savuşturabilmek adına kurduğu temeller kuşkuculuk tarafından sarsılmaya devam eder, her sarsıntıdan sonra daha sağlam kurulsa da, sarsıntı da her seferinde gücünü arttırmayı sürdürür. Kant’ın özgürlüğü ahlak yasasıyla bağdaştırarak çözme çabası, bu sarsıntının en şiddetli olduğu anda sağladığı güçlü temel bakımından, çağımız tartışmaları için dahi yol gösterici niteliktedir. Hatırlamak gerekirse, doğaya ilişkin bilgimizin kaynağındaki deneyimin, başlıca doğa yasası olan nedenselliği dahi kavramakta aciz kaldığı yönündeki eleştiriye karşı, Kant, nedensellik dahil olmak üzere doğaya tüm yasalılığını anlama yetisinin buyurduğunu ileri sürer. Ancak insan aklı, yasalarını duyulur dünyaya buyurmakla yetinemez, aynı yasaları düşünülür dünyaya da uygular ve bunu yaptığında da her zaman açmaza düşer. Ancak, Kant’a göre, duyulur olana ait her şeyden, tüm eğilim ve ilgilerimizden bağımsızlaşabilmemiz yoluyla, düşünülür dünyaya ilişkin gerçek yasalılığı ortaya koyabiliriz ki, ancak bu yasalılık, özgürlükle tam anlamıyla uyumludur. Bu bakımdan özgürlük, hem düşünülür dünyaya ilişkin temel yasalılığa işaret eder, hem de tüm insanlar arasında bir uzlaşı zeminine olanak hazırlar. Bu bağlamda, çalışmamızda, Kant’ın ahlak yasasıyla tam uyumlu kılınmış özgürlük anlayışını irdeleyecek ve filozofun tüm insanlar için kurmayı amaçladığı bu zemini her aşamada göz önünde bulunduracağız. Çünkü ancak böyle bir zemin, yasalılığı insanın alçaltılmasının önüne geçecek şekilde kurar ve her türlü yergiye karşı ayakta kalmayı sürdürür.

CATEGORICAL IMPERATIVE AS THE MAIN FOUNDATION OF FREEDOM IN KANT’S THOUGHT

Although many problems in the history of thought have been shaped according to the requirements of the age in which they are dealt with, the manner in which these problems are examined varies very little. For example, when we think about freedom, if we hold it with a state of freedom in the sense of being completely exempt from the law or if we associate it with a lawfullness that underlies human sovereignty over his actions, we proceed in the same repertoire: When we take the concept of freedom in a way, we always find ourselves in the concept of law. Besides of it, when we embark on the exemption from the law, it would be very hard to establish a basis of consensus between people; however, it is equally difficult for us to find a legitimate basis for lawfullness in which we will establish this ground. Therefore, the foundations established by human beings to ward off the destructiveness of skepticism continue to be shaken by skepticism, although they are established more robustly after each quake, the quake continues to increase its strength each time. Kant's attempt to solve freedom problem by harmonizing it with the moral law, in terms of the strong foundation that this quake provides when it is most severe, it is a guide even for the discussions in the time we live in. To remind, against the criticism about, as our primary source of knowledge about nature, experience is incapable to understand the main law of nature, causality;  Kant claims that understanding orders the laws of the nature including causality. But human’s reason cannot settle down by ordering to the tangible world its laws, the reason also tend to order the same laws to the intelligible world, and then it falls into dead end. But, according to Kant, by only becoming exempt from everything from the tangible world, all of our tendencies and interests, we can reveal the real laws of the intelligible world, and only these laws are fully compatible with the concept of freedom. In this respect, freedom refers to the basic lawfulness of the intelligible world, as well as paves the way for a consensus for all people. In this context, in our study we will examine Kant's understanding of freedom fully harmonized with the moral law and will consider this basis the philosopher intended to establish for all people at every phases. Because only such a basis establishes the lawfulness in a way to prevent the degradation of the human being and continues to stand against all kinds of criticism.

___

  • Cassirer, Ernst; Kant’ın Yaşamı ve Öğretisi; Çev. Doğan Özlem, İnkılap Kitabevi, İstanbul; 1996.
  • Cassirer, Ernst; Rousseau, Kant, Goethe; Çev. Mustafa Tüzel, Türkiye İş Bankası Yayınları; İstanbul; 2014.
  • Copleston, Frederick; A History of Philosophy – Volume VI – Modern Philosophy: From The French Enlightment to Kant; Doubleday Publishing, New York – USA; 1994.
  • Heimsoeth, Heinz; Kant’ın Felsefesi; Çev. Takiyettin Mengüşoğlu; DoğuBatı Yayınları, Ankara; 2007.
  • Kant, Immanuel; Ebedi Barış Üzerine Felsefi Deneme, Çev. Y. Abadan, S.L. Meray, Ankara: Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi Yayınları, 1960.
  • Kant, Immanuel; Arı Usun Eleştirisi, Çev. A. Yardımlı, İdea Yayınevi, İstanbul; 1993.
  • Kant, Immanuel; Pratik Aklın Eleştirisi, Çev. İ. Kuçuradi, Ü. Gökberk, F. Akatlı; Türkiye Felsefe Kurumu; Ankara; 2009a.
  • Kant, Immanuel; Ahlak Metafiziğinin Temellendirilmesi, Çev. İ. Kuçuradi, Türkiye Felsefe Kurumu; Ankara; 2009b.
  • Kant, Immanuel; Prolegomena; Çev. İonna Kuçuradi, Yusuf Örnek; Türkiye Felsefe Kurumu; Ankara; 2011.
  • Kaufmann, Walter; İnsanı Anlamak; Çev. Aziz Yardımlı; İdea Yayınevi, İstanbul; 1997.
  • Wood, Allen W.; Kant; Çev. Aliye Kovanlıkaya; Dost Kitabevi, Ankara; 2009.