Günümüzde küreselleşme ve bireyselleşmenin ortaya çıkardığı değişimlerle pazar, geleneksel işlevlerinin ötesine geçerek bireylerin ve tüketici gruplarının yaptıkları tüketimler aracılığıyla kendilerini ifade ettikleri bir yer haline gelmiştir. Böylece tüketiciler etik kaygılarla yalnızca kendileri için değil tüm dünyada kendi dışlarında da var olan her şey için doğru bulmadıkları uygulamalara, sahip oldukları seçim gücüyle müdahale edebilmektedir. Hızla gelişen teknolojinin sunduğu olanakların da katkısıyla daha önce mümkün olmayan düzeyde pazarı etkileyebilme kabiliyetine sahip olan tüketiciler, üretimde artan oranda söz sahibi olmaktadır. Tüm bu gelişmelerin etkisiyle ortaya çıkan siyasal tüketicilik kavramı son yıllarda özellikle gelişmiş Kuzey Avrupa ülkelerinde oldukça ilgi gören bir konu olmuştur

Nowadays through the effects of globalization and individualization, market has become an arena where individuals and consumer groups express themselves via their consumptions by going beyond the traditional functions. Thus consumers with ethical concerns may interfere in the practices that they disapprove not only for themselves but also for anything apart from themselves in the whole world by their purchasing power. Thanks to the opportunities of the rapidly advancing technology, consumers who have the ability to influence the market in a level which couldn’t be possible before have a corner on production increasingly. Political consumerism concept emerged by the effects of all these evolution recently has been a quite attractive topic particularly in Nordic countries.