Mustafa Necati Sepetçioğlu’nun ‘Büyülü Dünya’sından ‘Büyük Türkiye Rüyası’na

Efsaneler, toplumun genel belleğidir, kişiliğini ve kimliğini yansıtır. Ancak sebep sonuç ilişkisine dayalı tarih anlatısından farklıdır. Efsane anlatısında temel amaç, olağanüstü olayları nakletmek değil; derviş, veli, arif, eren ya da bilge adını verdiğimiz özel kişilerin yaşam serüvenleri çevresinde oluşan öykülerden ders çıkarmak ve alınması gereken bu dersleri belleklere kazımaktır. Nitekim söz konusu öyküler / efsaneler, Osmanlı coğrafyasında dilden dile söylenerek, gelişerek, farklı varyantlarıyla zenginleşerek bir yandan gönülleri fethettiler; bir yandan da birliğin, dirliğin ve ulus olma bilincinin uyanmasında önemli görevler üstlendiler. Sepetçioğlu bu mucizeyi gerçekleştiren efsaneleri bir folklor araştırmacısı olarak değil, bir öykücü gözüyle görmüş, düzenlemiş ve hatta kurgulamıştır.

From Mustafa Necati Sepetçioğlu’s ‘Magical World’ to his Dream of ‘Great Turkey’

Legends have an important place in social memory; they reflect the identity and personality of societies. But they differ from historical accounts from cause-effect relationship. The main purpose in legendary explanation is not to hand down supernatural events and to learn lessons and get messages from the life experiences of distinguished persons like dervish, veli, intellectuals and erens. Stories concerning their lives were handed down from generation to generation during the reign of Ottoman Empire occupying a special place in the minds of people, and gaining different variants in the course of time. They were a kind of symbol representing the unity, courage and the consciousness of being a state. Sepetçioğlu regards, organizes and even forms these legends not as a folklore researcher but from a perspective of a story writer.

___

  • Barkan, Ömer Lütfi (1942), “İstila Devirlerinin Kolonizatör Türk Dervişleri ve Zaviyeler”, Vakıflar Dergisi, II.
  • Sakaoğlu, Saim (2003), 101 Anadolu Efsanesi, Ankara.