Osmanlı İnanç Politikasi Üzerine Bir Değerlendirme

Dini inanç ve özgürlüklerin herkes için tanınması ve kullanılması, son dönemlerde üzerinde en çok yazılıp konuşulan konuların başında gelmek~edir. Özellikle, tarihte gayrimüslimlerin İslam ülkelerindeki hukuki ve sosyal statüleri, batılı araştırıcıların her zaman ilgisini çekmiştir. Bugün dünya genelinde, küreselleşmenin de etkisiyle, farklı inanç mensuplarının bir arada yaşamaları bir zorunluluk halini almıştır. Anadolu, yüzyıllarca farklı inanç ve kültürlerin barındığı, kültürel ve tarihsel zenginiikierin beşiği olmuş bir coğrafyadır. Osmanlı döneminde de 'millet' anlayışıyla "pek- çok inanç ve kultürü bünyesinde barındırmıştır. Türkler, Anadolu'da Müslümafılarla: gayrimüslimleri bir arada, karşılıklı güven ve saygıya dayalı bir anlayışla asırlarca yönetmiştir. Osmanli, Müslüman olmayan halkı, Müslümanlar içinde eritme politikası gütmemiştir. Onlara birtakım ·haklar tanırken de bunu kendi inancının bir gereği olduğu bilinciyle yapmıştır. Selçukludan itibaren, Ahadolu'da sağlanan fikir hürriyeti ve inançlara karşı gösterilen hoşgörülü yaklaşım, Müslüman Türklerin kendine güvenine, bu da güçlü bir imana ve manevi yapıya .sahip olduklarına işaret etmektedir. Bu yönetimin nasıl mümkün olduğu ve bugüne nasıl işık tuttuğu konusu bugün bizler ve tüm dünya için önem arz etmektedir. Bu makale, Osmanlı Devleti'nin altı yüz yıl gibi uzun bir süre, çok geniş bir coğrafyaya hakim olmasında ve farklı din mensuplarını barış içinde yönetmesinde önemli etkileri olan inanç politikasını ele almaktadır.

Osmanlı İnanç Politikasi Üzerine Bir Değerlendirme

The issue of the acknoll(ledgement and application of the religious beliefs and liberties for all take places among currently most discussed the topics. The Western scholars have always been attracted to the juridical an social statues of non~Muslims living in Muslim countries in the History. Today, it became a necessity in the World that people with different faiths live together with harmony especially because of the effect of the globalization. Anatolia has been an enriching cultural and histarical centre in which different faith and cultures lived together for centuries. It involved many faith and cultures in the form of "nation" in its body in the Ottoman time. For centuries, Turks ruled Muslims and non-Muslims in an atmesphere of togetherness and mutual trust and respect. Ottoman dynasty did not attempt to assimiiate non-Muslims in the melting pot of Muslims. It assigned certain rights to non-Muslims as the requirement of the faith it cherished. The atmesphere of liberty of thought and the tolerance shown to faiths since the time of Seljuks can be interpreted as an indication that Muslim Turks had strong self-confidence and an unshakable belief and spirituality. In order to shed light into today's . problems, it is important for us and others to know how this regime became enable to accomplish these. This paper surveys the policy of faith by which Ottoman dynasty ruled a wide geography and different nations with various faith in peace during 6 century. 

___

  • 2 Bkz. Seyfullah Kara, Selçuklular'm Dini Serüveni, İstanbul 2006, 90-94, 136-141. 3 Köprülü, Osmanlt Devleti ... , s.S7; Paul Wittek, Osmanli İmparatorluğunun Doğuşu,
  • çev., Fatmagül Berktay, İstanbul 199S, s.32; Semiha Ayverdi, Türk tarihinde
  • Osmanli AsJr/an, İstanbul 1999, s. SS. · 4 Ernest Werner, Büyük Bir Devletin-D.oğuşu, çev. O.Esen-Y. _Öner, İstanbul 1986, s.
  • 86-87; Tahir Harimi Balcıoğlu, Türk Tarihinde Mezhep Cereyanlan, Ankara,
  • 1939, s. S8.