Bir Terimin Arkeolojisi: Antisemitizmin Teolojik ve Politik Tarihi

Öz: Antisemitizm teolojik, psikolojik, sosyolojik ve politik boyutları olan çok yönlü ve karmaşık bir terimdir. Bu kavram bütün yönleriyle sadece Yahudiliği ilgilendiren bir fenomen değildir. Aksine ortaya çıktığı antik zamanlardan bugüne küresel bağlamda doğru anlaşılması gereken bir kavramdır. Özellikle modern dünyanın şekillenmesinde etkin olan Yahudilik, Hristiyanlık ve Müslümanlığın karşılıklı ilişkilerinin tarihsel sürecinin birlikte okunarak değerlendirilmesi, önem arz eden bir husustur. Aynı zamanda ifade etmek gerekir ki kavramlar yaşayan organizmalar gibidir. Dolayısıyla antisemitizmin yaşam öyküsü değerlendirilirken özüne ilişkin ipuçları verecek etimolojik yapısı da dikkate alınmalıdır. Zira bu kavrama dair oluşturulan birtakım algılarda meydana gelen anlam kaymaları ancak böyle bir metodik yaklaşımla fark edilebilir. Her şeyden öte antisemitizmin bu yazıya konu edilmesindeki temel amaç, dünya gündemini meşgul eden bazı temel sorunların özüne dair mümkün olduğunca doğru saptamalar yapmaya gayret etmektir.  Özet: Antisemitizm, geçmişten günümüze dünya gündemini meşgul eden önemli vakıalardan bir tanesidir. Her ne kadar bu ad altındaki kavramlaştırma, 1879 yılında Wilhelm Marr tarafından ilk defa kullanılsa da içerik olarak teşekkülü, kadim zamanlara kadar gitmektedir. Böylesine ciddi bir ardalana sahip bu kavramın, teolojik, politik vb. birçok boyutu bulunmaktadır. Belki de bunlar arasında en önemli ve belirleyici boyutu, teolojik olandır. Zira bu kavramın gelişim sürecine bakıldığında, Tanrı-insan ilişkisinin şekillendirildiği teolojik zeminden hareketle oluşturulan temel tasavvurların etkinliği göze çarpacaktır. Bu tasavvurların oluşumunda da bireylerin ve toplumların yaşadıkları tecrübelere göre mevcudiyetlerini ortaya koydukları politik ve diğer boyutlar gelmektedir.Geniş bir içeriğe ve kadim bir geçmişe sahip antisemitizm kavramını tüm yönleriyle ayrıntılı bir şekilde kısa bir yazıya sığdırmak, mümkün değildir. Bununla birlikte konu, ana hatlarıyla verilerek genel ve tutarlı bir perspektifin zihinde oluşmasına çalışılmıştır. Yöntem açısından makalenin de başlığında zikredildiği haliyle konunun teolojik ve politik boyutlarını yansıtan alt başlıklar beklenebilir. Ne var ki çizilen perspektifin ortaya konulması ve zikredilen boyutların daha iyi anlaşılması böyle bir tercihle tam anlamıyla olası değildir. Dolayısıyla söz konusu bağlamların daha net ortaya konulabilmesi maksadıyla antisemitizm kavramının etimolojik tahlilinin yapılması ve ardından da yapısal bir okumayla kronolojik olarak konunun değerlendirilmesi daha doğru bir yaklaşım olarak benimsenmiştir. Ayrıca ifade etmek gerekir ki konunun yapısı, teoloji temelinde interdisipliner bir bakış açısının tercih edilmesini zorunlu kılmaktadır. Hâkim olduğu şekliyle Yahudi aleyhtarı olmak şeklinde kısaca tanımlanan antisemitizmin, terimsel boyutunun kimi zaman çatışan kimi zamanda uzlaşan karmaşık ilişkiler ağına sahip olduğu düşünülmektedir. Bu kavramın ulaştığı anlam çerçevesinin son halinin kökenleriyle daha iyi anlaşılması, mezkûr bağlam çerçevesinde Yahudi-Hıristiyan-Müslüman ilişkilerini birlikte okumayı gerektirmektedir. Söz konusu kavramın etimolojik kökenlerine vukûfiyet için bir anlamda tarihin şahitliğine müracaat edilmelidir. Her şeyden önce kavram üretimi, dünyanın gündeminde söz sahibi olmak açısından önemlidir. Antisemitizm kavramına bakıldığında bunun, Batı düşüncesi tarafından üretildiği görülecektir. Bu kavram aslında, bu düşüncenin uzun bir geçmişten bugüne ilişkide olduğu ötekini tanımlama çabasının bir ürünüdür. Genellikle söz konusu öteki, bu düşünce için negatif bir imaja sahip olanı ifade etmektedir. Bu negatif imajın teşekkül süreci, tarihsel bağlamın değerlendirilmesinde görülecektir. Antisemitizm terimi, anti ön ekinin eklenmesiyle sâmi kökünden türetilen bir kavramdır. Asıl önemli olan da bu noktadır. Bir anlamda bu kökün tercihi, batı düşüncesinin dini, kültürel ve beşerî farklılıkları ifade ederken insanların geldikleri asılları dikkate aldığını göstermektedir. Sâmi kelimesi; Akadca, Babilce, Aramca, İbranca, Arapça vb. dilleri konuşan Ortadoğu halklarını ifade etmek maksadıyla şemsiye bir kavram olarak kullanılmaktadır. Yahudiler de sâmi kökenli oldukları için antisemitizm terimiyle sâmi kökene vurgu olmakla birlikte modern dönemlerde diğerleri, bu içerikten soyutlanmış ve bununla yalnızca Yahudi düşmanlığı kastedilir olmuştur. Halbuki bu terimin kök anlamının yanında tarihsel tecrübe de bu tezin aksini göstermektedir. Bu noktada dönüm noktası, Hz. Muhammed’in davetiyle İslam’ın hitama erdirilmesi sürecidir. Yüzyıl gibi kısa bir zamanda Müslümanların Hıristiyan aleminin kadim topraklarına kök salması, kalıcı bir şok dalgası oluşturmuştur. Yahudilik ile İslam’ın köklerindeki bazı ortak noktalar hem Yahudilerin hem de Müslümanların ortak düşman olarak Batı muhayyilesinde tasavvur edilmesini getirmiştir. Batı dünyasında Yahudiler dâhilî, Müslümanlar da hâricî ve ortak hareket eden düşmanlar olarak telakki edilmiştir. 1095-1291 yılları arasında gerçekleşen Haçlı Seferleri tecrübesi, bu algının en önemli tarihsel kanıtıdır. Dolayısıyla Hz. Muhammed sonrası dönemde antisemitizmin kökeninde Yahudi düşmanlığı olduğu kadar İslam aleyhtarlığı da ayrılmaz bir parça olarak bulunmaktadır.   Tarihsel sürece bakıldığında ilk olarak şunu söylemek gerekir: Her ne kadar antisemitizmin içeriği Hz. Musa ile başlayan kadim zamanlara değin gitse de bu kavramın içeriğinin şekillenmesinde Yunanlıların, Büyük İskender’le doğuyu işgal etmesi dönüm noktası olmuştur. Böylece iki köklü kültür olan Grek-Yahudi kültürleri arasında çetin bir mücadele başlamış, Grek mirasını devralan Roma düşüncesiyle antisemitizm kökleşmiş ve yeni bir dönüm noktasına gelinmiştir. Bidayetinde Yahudilikte bir reformasyon hareketi olarak başlayan Hristiyanlık, Pavlus eliyle pagan bir içerikle yorumlanarak dönüştürülmeye başlamış, Yahudi kökenli Hıristiyanlık ise ikinci Tapınağın yıkılması süreciyle inkıraza uğramış ve İmparator Konstantin’le ivme kazanan süreçte Yunan Hıristiyanlığı zaferini ilan etmiştir. Bu anlayışta, geçmişin antisemitik mirası daha ileri seviyeye taşınmış ve Yahudiler, Hz. İsa’nın çarmıha gerilmesinin baş müsebbibi olarak algılanıp tanrı katili imajıyla damgalanmıştır. Ayrıca Aziz Augustine tarafından serimlenen tolerans doktrini ile Yahudiler, Tanrı’nın lütfuna yüz çeviren, bu nedenle seçilmiş millet olma hüviyetini kaybeden ve ibret vesikası olmak üzere yaşamalarına imkân verilen bir topluluk olarak algılanmıştır. Bu bakış açısı antisemitizmin, modern dönemlere kadar karakteristik yapısının kaynağı olmuştur.   Hz. Muhammed’le birlikte başlayan süreçte, Müslümanların güçlü bir medeniyet kurmaları nedeniyle daha rahat yaşam alanı bulan Yahudilerle birlikte Müslümanlar da antisemitizmin mağduru olmuşlardır. Bu vakıanın en ibretamiz örneği Haçlı Seferleri sürecidir. Bu seferler ile İspanya’daki Reconquista hareketi sonucunda Yahudilerin geniş kitleler halinde Hıristiyan aleminde de yaşamaya başlamalarıyla devam eden sonraki süreçte, antisemitik içerik, Batı düşüncesinde kronik bir boyuta ulaşmış, Yahudiler, her felâketin arkasındaki günah keçisi olarak damgalanarak ayrımcılığa, tefeciliğe ve gettolara mahkûm edilmiştir. Haçlı Seferleri’nin başarısızlığı sonucu Kilise’nin sorgulanması, Reformasyon ve Aydınlanma hareketlerine neden olmuştur. Her ne kadar bu sorgulamanın Yahudiler açısından pozitif bir gelişme olduğu düşünülse de Kilise’nin zulmünün kökenlerinde Yahudiliği görmekten kendisini soyutlayamamıştır. Genel itibariyle Yahudiler, yaşadıkları coğrafyanın değerlerini benimsedikleri ve Fransız ve Amerikan devrimlerinden sonra geleneksel milliyetçilikten çağdaş milliyetçiliğe geçiş sürecinde iktidarların işine yaradıkları sürece kabul görmüşlerdir. Bu bağlamda Yahudi Aydınlanması şeklinde tanımlanabilecek Haskala’nın etkisi de büyüktür. Her ne kadar dindar Yahudilik nezdinde eleştirilse de söz konusu geçiş sürecinde antisemitik algıdan Haskala da payını almış ve dünya savaşlarına neden olan gelişmelerde Yahudi vatanının kurulması ülküsüyle hareket eden Siyonizm’e evrilmiştir. Özellikle bu durumda Odessa vb. pogromlar ile Fransa’da casuslukla haksız yere suçlanan Albay Dreyfus olayının önemli bir yeri vardır. Zira bu olaylarla birlikte çok kültürlü yaşam umutları artık kaybedilmiştir. XX. yüzyılda, Avrupa’nın yaşadığı ağır travmaların günah keçisi olarak Yahudiler tekrar kabul edilmiş ve Hitler’le birlikte antisemitizm zirve yapmıştır. Bunun sonucu olarak ortaya çıkan Holokost dehşeti II. Dünya Savaşı’nın bitimiyle birlikte Batı kamuoyunda mahkûm edilmiş ve bir nevi‘ günah çıkarılmıştır. Ancak antisemitizmin mahkûm edilişi, tam anlamıyla gerçekleştirilememiş ve sorun, İsrail Devleti’nin kurulmasıyla birlikte söz konusu algının bir diğer mağduru olan Müslümanların kucağına itilmiştir. Kavramsal olarak antisemitizm, Yahudi aleyhtarlığı şeklinde tanımlanarak İslam düşmanlığından ayrıştırılmıştır. Bu düşmanlık için ise İslamofobi gibi terimler üretilmiş ve son üç yüzyıldır yaşadıkları buhran ve mağduriyetler de kullanılarak özelde Araplar, genelde Müslümanlar antisemitizmin yeni temsilcileri olarak ilan edilmişlerdir. Tarihsel bir mağduriyetin sonucu oluşan Siyonizm de küresel güçlerin desteğini alarak başka mağduriyetler meydana getirerek antisemitizmden sonuna kadar yararlanmıştır. 

The Archaeology of a Concept: The Theological and Political History of Antisemitism

Abstract: Antisemitism is a versatile and complex concept that has theological, psychological, sociological and political dimensions. This concept is not only related to consider Judaism in all its bearings. But, conversely, it should be apprehended from the antiquity till nowadays within a global context. It is most significant phenomena that must be evaluated to study simultaneously historical process of mutual relations of Judaism, Christianity and Islam which are influential factors for shaping the modern world. It is also say that concepts are living organisms. Therefore, the etymological structure of antisemitism that provide clues to its essence should be considered when interpreting its story. It seems a sensible and methodical way of perceiving that meaning shifts have occurred in some perceptions related to this concept. First and foremost, the aim of this article is trying to make accurate results in the nature of some crucial problems that occupy the global agenda. Summary: Antisemitism is one of the important phenomenon to occupy the global agenda from the past until now. Although this conceptualization coined by Wilhelm Marr in 1879, the formation of anti-Semitic content dates back to ancient times. This concept with its vast background has a variety of dimensions such as theological and political. Maybe the most significant and determining dimension of them is the theological one. When dealing with the developmental process of this concept, it mostly seemed that the basic ideas created on the theological ground of the relationships between God and human beings, have a great effect on that process. The other created dimensions with regard to individual and social experiences play a vital role in the formation of these ideas respectively.It is not possible to disclose certain detailed explanation about antisemitism that has a vast background and history in a short paper. However, it is tried to outline a general and consistent overview of the issue. As to the methodology, it may be expected from the title of the paper that has subheadings reflecting theological and political dimensions of the issue. However, preferring that kind of way is not enough to provide a proper understanding of the aforementioned dimensions. Therefore, the best and correct way is to analyse antisemitism etymologically and evaluate its history chronologically within a constructive reading to elucidate its dimensions properly.  It may be perhaps assumed that the nature of the issue has obliged us to prefer an interdisciplinary approach based on theology in order to reach clearer understanding.Antisemitism is commonly defined as the hostility against Jews. It is thought that its conceptual dimension has a network of complex relationships among Jews, Christians and Muslims which sometimes have reconciled, sometimes have conflicted from the past to the present. Accordingly, we need to read between lines about the historical process of these relationships together. Reference to witnessing of history is a necessity to provide a deep insight into the roots of antisemitism, in a sense. First and foremost, the production of concepts is the most significant thing in terms of being involved with world public opinion. Considering closely to the concept of antisemitism, it seems that it is produced by western thought. Actually, this concept is a consequence of a long-term endeavour to define the “other”, which is being mixed up with him/her from the past to the present. For this viewpoint, it is generally accepted that the other has a negative image. The formation process of this negative image can be seen in evaluating the historical context.Antisemitism is derived from shemite (sâmî) by the addition of the prefix of anti to this term. Perhaps the most striking aspect of the term is that point. With reference to this example of the approach of derivation, it may be perhaps assumed that western thought takes the origins of people into consideration when identifying religious and cultural differences. Shemite is used as an umbrella term that encompasses Middle Eastern peoples who speak languages in close proximity such as Akkadian, Babylonian, Aramaic, Hebrew and Arabic. There is an emphasis on shemitic origin due to Jewish people descended from Shem. Nevertheless, in the modern times, the others are excluded from the content of the term and it is only used to define the hostility against Jews. However, the historical experience as well as the root meaning of the term shows the opposite. The important milestone in this regard is the completion of Islam by Muhammad, the Messenger of God. The western imagination was struck all of a heap by the very rapid spread of Islam over the ancient lands of Christendom. Based upon some common points between Judaism and Islam, both of Jews and Muslims are perceived by this imagination as common enemies. It is also regarded that Jews as internal and Muslims as external enemies are jointly collaborating. The Crusades between 1095 and 1291 were the most significant proof of this imagination. Therefore, after the Prophet Muhammad, anti-Islamism as well as the hostility against Jews has laid inseparably behind the origins of antisemitism.When dealing with history, initially, it may be perhaps assumed that the Greek invasion of Asia started with Alexander the Great was one of the most important milestones in the formation of anti-Semitic content, even though this content dates back to the Mosaic Period. Thus, the struggle between Greek and Jewish cultures had begun, later, and antisemitism deeply rooted by Rome, the heir of Greek culture and hereupon there was at the dawn of another milestone for the history of that concept. In the beginning, Christianity was seen as a reform movement within Judaism, but later it was begun to be transformed into a religion harmonized with pagan elements by the interpretation of the Apostle Paul. On the other hand, Judaic Christianity disappeared by reason of the fall of the Second Temple, and after Constantine the Great, Greek Christianity was the prominent instead of the Judaic one. The anti-Semitic inherited stereotype and prejudice from the past was sustained and deepened by this sort of religious understanding. And finally, Jews were perceived as guilty for the crucifixion of Jesus and stigmatized as deicide. Moreover, Jews were accepted by Augustinian doctrine of tolerance that they are strayers from the grace of God, and hence were unsuccessful to be chosen people, and were a community allowed to live as a cautionary lesson. This viewpoint has become the source of core characteristic and structure of antisemitism until modern times.After the Prophet Muhammad, Jews were provided with more comfortable living space than Christendom due to Muslims had really invented high civilization. As known, Muslims as well as Jews, also suffered from antisemitism. Certainly, one of the most cautionary example of this experience was the Crusades. Large masses of Jews had to relive in Christendom along with the Crusades and the Christian Reconquista in Spain. At this period, the anti-Semitic perception reached to more complex and chronic point in western thought. Consequently, Jews had been stigmatized as society’s scapegoats responsible for every disaster and condemned to discrimination and usury and forced to live in ghettos.The failure of the Crusades resulted in questioning of the Roman Catholic Church and it led up to the Reformation and the Age of Enlightenment. It was totally impossible for this questioning to isolate itself from that accepting ecclesiastical intolerance rooted in Judaism, although it sympathized with Jews as victims of the Christian Persecution. In the time following the transition process of the traditional nationalism to the contemporary nationalism in consequence of the French and American revolutions, in general, Jews were tolerated and accepted as long as they adopted the values within the societies which they lived together, and they were exploited by the governments. The Jewish Enlightenment, or in other words the Haskalah, had a great effect upon this occasion. The Haskalah was also adversely affected by the aforementioned process, although was criticized by the Hasidic Judaism. Along with the causes that led up to World Wars, it evolved into Zionism which favoured the create Jewish homeland in Palestine. Anti-Semitic pogroms such as in Odessa and Dreyfus Affair in 1894 (the unjust accusation of treason against the Jewish Colonel Alfred Dreyfus) played a substantial role in that conjuncture. Consequently, hopes for the peaceful coexistence were dispelled.In the twentieth century, Jews were again scapegoated as being the cause of the great depression throughout Europe and antisemitism reached its peak during Adolf Hitler’s Nazi regime. The result of the persecution by Nazi regime, namely the horror of the Holocaust was condemned by western public opinion and this condemnation was a sort of the extraction of confession for the past. Very unfortunately, it was not totally able to achieve consequences by this condemnation, moreover, contrary to popular opinion, this chronic problem was pushed by the establishment of the state of Israel into the arms of Muslims who were another victim suffered from antisemitism. Conceptually, antisemitism is defined as the hostility against Jews and excluded from the hatred against Islam. The terms such as Islamophobia are created to express that hatred and finally, Arabs and Muslims are declared as new representatives of antisemitism, thereby being exploited via their great depression and victimization throughout the last three centuries. Zionism which resulted in a historical victimization has created another victimization depending on the support of the global powers and has totally benefited from antisemitism.

___

  • Anti-Defamation League. Islamic Anti-Semitism in Historical Perspective. byy.: y.y., 2002. Arendt, Hannah. Totalitarizmin Kaynakları-I/Antisemitizm. trc. Bahadır Sina Şener. İstanbul: İletişim Yayınları, 1966.
  • Aykıt, Dursun Ali. “Hıristiyanlık’ta ‘Kuzu Hırsızlığı’ veya Proselitizm”. İslami Araştırmalar Dergisi 20, sy. 2 (2007): 206-220.
  • Bali, Rıfat N. Toplu Makaleler-II Türkiye’de Antisemitizm ve Komplo Kültürü. İstanbul: Libra Kitap, 2013.
  • Batuk, Cengiz. “Tanrı’nın Asi Çocukları: ‘Zalimlik ve Mazlumluk Arasında Şiddet Sarmalındaki Yahudiler’”. Milel ve Nihal 5, sy. 1 (2008): 157-187.
  • Ben-Moshe, Danny. “The New Anti-Semitism in Europe: The Islamic Dimension of, and Jewish Belonging in, the EU”. Islam and Christian-Muslim Relations 26, no. 2 (2015): 219-236.
  • Bigalke, Ron J. “Anti-Semitism”. in The Encyclopedia of Christian Civilization. byy.: Blackwell Publishing Ltd., 2011. Erişim 3 Ekim 2017. http://onlinelibrary.wiley.com/doi/10.1002/9780470670606.wbecc0054/abstract
  • Campbell, Joseph. Batı Mitolojisi Tanrı’nın Maskeleri. trc. Kudret Emiroğlu. Ankara: İmge Yayınları, 2003.
  • Davis, Alan and Chazan, Robert. “Anti-Semitism”. in Encyclopedia of Religion. Edited by Lindsay Jones. 1: 397-403. USA: Thomson Gale, 2005.
  • Erbaş, Ali. “İncil’de Yahudi İmajı”. EKEV Akademi Dergisi 7, sy. 17 (Güz 2003): 95-112.
  • “EUMC Working Definition of Antisemitism”. Erişim 1 Ekim 2017. http://www.antisem.eu/projects/eumc-working-definition-of-antisemitism/
  • Groepler, Eva. Anti-Semitizm Antik Çağdan Günümüze Yahudi Düşmanlığı Tarihi. trc. S. Kaya. İstanbul: Belge Yayınları, 1999.
  • Hallsell, Grace. Tanrı'yı Kıyamete Zorlamak. trc. Mustafa Acar ve Hüsnü Özmen. Ankara: Kim Yayınları, 2003.
  • Haqqi, S. A. H. “Zionism and the Arab-Israel Confrontation”. The Muslim World League Journal (Rabi alThani 1404): 38-42.
  • Hebû, Ahmed. “el-lâ-Sâmiye”. el-Mevsûaʿtu’l-Arabiyye. 16: 785-787. Şam: y.y., 2006.
  • Hick, John. “Yahudilik ve Hıristiyanlık’ta Tanrı Kavramı”. trc. Aydın Topaloğlu. Marmara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 28, sy. 1 (2005): 207-216.
  • Hitler, Adolf. Kavgam. trc. Refik Özdek. İstanbul: İstanbul Dağıtım, 2005.
  • Johnson, Paul. Yahudi Tarihi. trc. Filiz Orman. İstanbul: Pozitif Yayınları, ts.
  • Karaman, M. Lütfullah. “Siyonizm”. Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi. 37: 329-335. Ankara: TDV Yayınları, 2009.
  • Karesh, Sara E. and Hurvitz, Mitchell M. “antisemitism”. in Encyclopedia of Judaism. Edited by Gordon Melton. 23-24. USA: Facts On File, 2006.
  • Kaufmann, Francine ve Eisenberg, Josy. “Yahudi Kaynaklarına Göre Yahudilik”. trc. Mehmet Aydın. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 29, sy. 1 (1987): 267-283.
  • Kılıç, Yavuz. “Hannah Arendt’te ‘Yurtsuzluk’ Fenomeni”. Kaygı 12 (2009): 147-158.
  • Kılıç, Yavuz. “Geçmişle Gelecek Arasında İnsan”. Kaygı 19 (2012): 77-90. Erişim 3 Ekim 2017. http://dergipark.gov.tr/kaygi/issue/27462/288776 http://www.tdk.gov.tr/index.php?option=com_bts&arama=kelime&guid=TDK.GTS.59d127e2 691223.36179649
  • Kurt, Ali Osman. “Yahudilik’te Sürgün Metaforu: ‘Boş Ülke’ Miti ve ‘İncir’ Benzetmesi Çerçevesinde Bir Değerlendirme”. Milel ve Nihal 5, sy. 3 (2008): 257-267.
  • Kurt, Ali Osman. “Yahudi Aydınlanma Hareketi: Haskala”. Milel ve Nihal 7, sy. 1 (2010): 33-59.
  • Leaman, Oliver and Nyman, Clive. “Anti-Semitism”. in Routledge Encyclopedia of Philosophy. Edited by Edward Craig. 1: 311-314. London: Routledge, 1998.
  • Lean, Nathan. İslamofobi Endüstrisi. trc. İbrahim Yılmaz. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 2015.
  • Olgun, Hakan. “Tarihsel Bir Kurgu Ürünü Olarak İslamofobya”. Diyanet İlmi Dergi 44, sy. 3 (2008): 31-49.
  • Önal, Recep. Ebû Mansûr el-Mâtürîdîye Göre İslam Dışı Dinler. Bursa: Emin Yayınları, 2013.
  • Önal, Recep. Avrupa’da İslam ve Müslüman Azınlıklar. Bursa: Emin Yayınları, 2016.
  • Özdemir, Mehmet. “Hıristiyan İspanya’da Yahudi Aleyhtarlığı (VI-XIV. Yüzyıllar)”. Bütün Yönleriyle Yahudilik (Uluslararası Sempozyum) içinde, ed. Asife Ünal v. dğr., 239-256. Ankara: Türkiye Dinler Tarihi Derneği, 2012.
  • Parkes, James. Antisemitism. Chicago: Quadrangle Books, 1964.
  • Poliakov, Leon and et al. “Anti-Semitism”. in Encyclopedia Judaica. 3: 88-160. Jerusalem: Keterpress Enterprises, 1978.
  • Said, Edward. Oryantalizm. trc. Nezih Uzel. İstanbul: İrfan Yayınları, 1998.
  • Stilmann, Norman A. and et al. “Anti-Judaism/Antisemitism/Anti-Zionism”. in Encyclopedia of Jews in the Islamic World. Edited by Phillip I. Ackerman-Lieberman and et al. 1: 221-240. LeidenBoston: Brill, 2010.
  • Şenay, Bülent. “Yahudi-Hıristiyan İlişkileri Tarihi ve Anti-Semitizm-Oryantalizm İlişkisi”. Uludağ Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 11, sy. 2 (2002): 117-146.
  • The World Holocaust Remembrance Center. “Antisemitism”. Erişim 1 Ekim 2017. https://www.yadvashem.org/odot_pdf/Microsoft Word - 5742.pdf
  • Vermes, Geza. The Changing Faces of Jesus. London: The Penguin Press, 2000.
  • Wyne, Hugh. “Kilise Tarihinde Antisemitizm”. trc. Süleyman Turan. Dinbilimleri Akademik Araştırma Dergisi IV, sy. 1 (2004): 275-290. Erişim 3 Ekim 2017. http://www.dinbilimleri.com/DergiTamDetay.aspx?ID=470&Detay=Ozet
  • Yılmaz, Mustafa Selim. Kumran Yazmalarının Ahit Geleneği Çerçevesinde Değerlendirilmesi. İstanbul: Ayışığı Kitapları, 2013.
  • Yiğitoğlu, Mustafa. “Babil Esaretinden Miladi İlk Yıllara Yahudiler”. Tarih Bilinci Dergisi 13-14 (2011): 229-234.
  • Yiğitoğlu, Mustafa. “Sarcastic View of Islam in Western Christianity”. The Journal of Academic Social Science Studies 5, 8 (December 2012): 1359-1369. Erişim 3 Ekim 2017. https://www.jasstudies.com/DergiTamDetay.aspx?ID=290
  • Yiğitoğlu, Mustafa. “Negative Attitudes of Jews Regarding to Islam and Muslims Throughout the History”. Journal of History Culture and Art Research 6, 2 (2017): 187-198. erişim 3 Ekim 2017. http://kutaksam.karabuk.edu.tr/index.php/ilk/article/view/806