Anadolu Derviş Sofrasında Ahmed Yesevî’nin İzleri: Derviş Lokmasının Menkıbevi Referansları

Öz: Farklı bölgelerden Anadolu’ya yapılan göçlere sûfîler de iştirak etmiş ve bu coğrafyada meskûn olmayan mahaller dâhil olmak üzere tekkelerini kurmuşlardır. Bu tekkeler Anadolu’yu yurt edinmek üzere bu topraklarda seyahat eden ayende ve revendenin iaşe ve ibatesini temin etmiştir. Bu kapsamda tekke mutfağı, hayatın devamını sağlayan önemli bir maddi kültür unsurudur. Aynı zamanda tekke mutfağının, dervişlerin maneviyatının oluşmasında önemli bir yeri bulunmaktadır. Pek çok konuda Yesevî kültürünün izlerini taşıyan Anadolu tekke mutfağı, özellikle Mevlevîlik ve Bektaşîlik gibi tarikatlarda dervişlerin terbiyesi hususunda bir eğitim ocağı olarak kabul edilmiştir. Buna bağlı olarak tekke mutfağında bulunan bazı eşyanın ve yiyeceklerin sûfîlerin zihnindeki değerler sisteminin oluşmasına katkı sağladığı anlaşılmaktadır. Bu çerçevede Anadolu tekke mutfağında mukaddes kabul edilen birçok yiyeceğin ve eşyanın gerek Yesevî geleneğin düşünce sistemini, gerek bazı tekke uygulamalarını izah eden bir yönünün olduğu görülmektedir. Sofra ve sofra ile bağlantılı birçok unsur ve derviş çeyizi arasında önemli bir yeri olan Ahmed Yesevî ile ilgili halifelik nişanları, bu yapıyı destekleyen önemli hususlardandır. Özet: Tekke mutfağı, Anadolu tekkelerinde hayatın devamını sağlayan önemli bir maddi kültür unsurudur. Aynı zamanda tekke mutfağının, dervişlerin maneviyatının oluşmasında önemli bir yeri bulunmaktadır. Pek çok konuda Yesevî kültürünün izlerini taşıyan Anadolu tekke mutfağı, özellikle Mevlevîlik ve Bektaşîlik gibi tarikatlarda dervişlerin terbiyesi hususunda bir eğitim ocağı olarak kabul edilmiştir. Tekkede mutfağa özel bir önem atfedilmiş ve yemeğin her aşaması çeşitli merasimlerle bezenmiştir. Tekkelerde helal lokma anlayışı ve sofra kültürü, dervişin eğitimi ve sosyalleşmesi boyutunda önemli görülmektedir. Şeyh, dervişin yeme-içme alışkanlıklarını kontrol altına almasına yardımcı olacak tedbirler almaktadır. Tekkede pek çok yiyecek ve bunların tüketilmesiyle ilgili âdet, uygulama ve merasim, tarikatın altyapısını ve tarikata özgü terminolojiyi açıklayan birer simge olarak değerlendirilebilir. Bazı tarikatlarda sofra ile ilgili birtakım eşyanın halifelik nişanı olarak kabul edilmesi de bu çerçevede önemli hususlardan biridir. Örneğin Bektaşilikte halifelik makamına erişen dervişe tâc, hırka ve sancağın yanında sofra ve çerağ gibi doğrudan yemekle ilişkili olan emanetlerin verilmesi ilgi çekicidir. Yesevî gelenekte mutfak, sofra ve yemekle ilgili âdet ve uygulamaların, Ahmed Yesevî’nin eğitim sisteminde önemli bir yer işgal ettiğini göstermektedir. Ahmed Yesevî’nin Dîvân-ı Hikmet’i tasavvuf adabının kurucu bir metni olarak işlev görmektedir. Yesevî geleneğin bir devamı niteliğinde olan bazı Anadolu tarikatlarında sofra adabı ve misafire ikram, derviş terbiyesinin en önemli kısımlarından biri olarak kabul edilmiştir. Buna göre helâl ve temiz olarak pişirilen bir yemek, Allah tarafından gönderilen çok kıymetli bir nimettir. Bu doğrultuda derviş, yemesinde, içmesinde, zikir ve halvetinde, kısaca hayatının her aşamasında ölçüyü kaçırmamaya dikkat eder. Yesevîlik’te yemekte aşırıya kaçmamak, itidal ve riyazet gibi hususların yanında halvet, derviş eğitiminin en önemli kısımlarındandır. Bu düşüncede halvetin geleneksel hâle gelmiş bir adap ve merasimi vardır. Yeseviyye’de halvete girecek olan müritler, halvetten bir gün önce oruca başlamaktadırlar. Onlar, oruç, zikir ve tekbirlerle ruhlarını bu zorlu yolculuğa hazırlamaktadırlar. Bektaşîlik’te halvetteki salik yemesine içmesine dikkat eder, sadece ibadetini ve zikirlerini yapacak kadar yer. Kâdiriyye’de ise halvete giren kişi ilk günlerde günde bir tas çorba ve arpa ekmeği yer. Anadolu’daki farklı tekkelerdeki riyazet uygulamalarındaki birçok husus, Ahmed Yesevî’nin riyazet uygulamalarıyla benzerlik göstermektedir. Tekke sofrasında derviş, ruhen ve aklen beslenmekte böylece gönlü manevî gıdalarla marifete biraz daha yaklaşmaktadır. Ahî geleneğinde misafire ikramın bir parçası olarak sofra kurmak ve yemek yedirmek önemsenmiştir. Bu bağlamda Ahîliğin el kitabı olan fütüvvetnâmeler, yemekle bağlantılı pek çok menkıbeyi bünyesinde barındırmaktadır. Anadolu’da sadece tekkelerde ya da Ahî zaviyelerinde değil, Yeniçeri Ocağında da sofra, Selmân-ı Fârisî’nin bir emaneti olarak kutsal kabul edilmektedir. Anadolu tekke yapılanmasında sofra, insanları bir araya getiren bir muhabbet ve kardeşlik meclisi olarak görülmektedir. Mutfak mihverinde belirginleşen kolektif bellek, ortak bir mekân ve sembolik anlam dünyası oluşturarak geçmiş birikimi, yaşatılan ritüeller şeklinde canlı tutmaktadır. Kazan, Halil İbrahim sofrasının simgeselliği ve misafire ikramın değeri bağlamında İslâmî gelenek içinde âlicenaplık ve cömertliğin bir remzi olduğu kadar, eski Türk kültürüne uzanan ve pek çok sembolik anlamlar içeren derûnî ve karmaşık farklı temsili anlatımların menkıbevî bir figürüdür. Hadislerde besin değeri ve oruç gibi ibadetlerde kendisine atıfların yapıldığı bir meyve olarak hurma, tekke kültüründe bir yönden sembolik bir değer ifade eden bir unsur, diğer yönden önemli bir gıda olarak değerlendirilmiştir. Menkıbelerde çoğu defa marifete dair sembolik anlamlar taşıyan hurmanın, Muhammedî emanet, ledünni ilim ve marifet gibi hususları temsili olarak anlattığı anlaşılmaktadır. Ekmek ve buğdayın da cennetten ilahî bir lütufla insanlara verildiği kabul edilmektedir. Tuz ve ekmek, bir yönüyle halkın bunlara yüklediği değerle önemli bir besin olarak görülmekte, diğer yönüyle ilâhî bir lütuf sonucu insanlığa bahşedilmiş birer kutsal besin olarak algılanmaktadır. Bu gıdaların bir taraftan tekke edebiyatında birbirini tamamlar şekilde yer bulduğu ve diğer taraftan da sofraların vazgeçilmez unsuru olarak öne çıktığı görülmektedir. Yesevî gelenek derviş lokmasını, bir taraftan Halil İbrahim sofrasına atıfla sürekli bereketlenen bir unsur olarak görmekte, diğer taraftan kendisine özgü inşa ettiği temsili anlatım ile mutfakla ilgili olan ekmek, tuz, hurma kazan gibi bazı unsurları çeşitli menkıbe ve rivayetler üzerinden alegorik bir dile dâhil etmektedir. Nihayetinde bu unsurlar tarikat adap ve merasimlerinin de ayrılmaz bir parçası olarak öne çıkmaktadır. 

Traces of Khwāja Aḥmad al-Yasawī in the Anatolian Lodge Cuisine Legendary Sources of Dervish Lodge

Abstract: Sufis have participated in migrations to Anatolia from different regions. They have established their lodges including places that are not suitable for residence. These buildings have provided food and safe beds for those traveling to this area. For this reason, the lodge cuisine is an important material culture that provides life for the people. At the same time, the lodge cuisine has an important place in the formation spirituality of the dervishes. In many subjects, Anatolian lodge cuisine carries the traces of Yasawī culture. Especially in the sects like Mawlawiyya and Bektāshiyya, the kitchen is like an education quarry about the dressage of the dervishes. Accordingly, it is seen that some of the dishes and foods in the lodge cuisine have created a system of values in the minds of the dervishes. In this framework, it is seen that these foods and goods have a connection to explain the structure of the Yasawī tradition. An important aspect that supports this idea is the fact that some dervish dowries which found in some legends have some items associated with the tableware.Summary: The lodge cuisine is an important material culture that provides a continuation of life in the Anatolian lodges. At the same time, the lodge cuisine has an important position in the development spirituality of sūfīs. The Anatolian lodge cuisine carries traces of Yasawī cultures in many respects. It is accepted as an education centre for the development of the dervishes especially in some orders such as Mawlawīs and Bektāshiyya. Special attention has been paid to the kitchens in these lodges. So every part of meal is decorated with various ceremonies in these lodges. Table culture and consume halal food is also seen as important in the socialization of the person. In the lodges sheik helps dervishes to control their eating habits. Rituals related to the food and their consumption in lodges are explaining the infrastructure of the order. In this context, it is also important that certain items related to tableware in some orders be regarded as signs of caliphate. For instance, a cap, a cardigan and a banner which deserves the caliphate position are presented in Bektāshiyya. It is also important to present a sūfī, which is associated with direct food such as tableware and candlesticks. In Aḥmad al-Yasawī’s education system, customs and practices related to kitchen, tableware and food are important. Aḥmad al-Yasawī’s book Dīwān al-Ḥikma functions as a founding text of the mystic manners. In some Anatolian lodges, which are a continuation of Yasawī tradition, table meals and catering are considered as one of the most important parts of dervish rhetoric. According to this, a meal that is cooked as halal and clean is a very precious blessing sent by God. In this direction, sūfī is careful not to miss this measure at every step of his life, in his dwelling interior, retreats and ceremonies. According to Yasawī tradition, overeating is not right. It is important not to be excessive in this regard. When the dervish is in khalwat, he should be careful to feed. There is a ritual of khalwat in Yasawī tradition. They prepare their souls with fasting and dhikr for this challenging journey. The dervish who is still in Bektāshiyya has to pay attention to his feeding. He should only eat enough to perform his worship and dhikr. There is only one bowl of soup per day and barley bread in the first days in the Qādiriyya. Many of the practices and rituals associated with feeding in the lodges of Anatolia are similar to the practices of Aḥmad al-Yasawī. The dervish is fed as a soul and as a wisdom in the lodge table. So that his heart is a little closer to spiritual food. Similarly, in akhī tradition to prepare meals and to eat meals has been considered as a part of hospitality in Anatolia. In this context, books related to futuwwa which is the guide of the akhī, contains many of the menus related to the food. Not only in the lodges or the akhī zawiyas but also in the Janissary corps, the table is regarded as remembrance of Salmān al-Fārisī in Anatolia. In the Anatolian tekke structure, tableware is seen as a love affair and brotherhood parade bringing people together. Collective memory becomes evident in the kitchen centre. Thus a common space and a symbolic world of meaning are formed. In this way dervishes continue to live with their cultural accumulation ritually. Cauldron is a sign of charity and generosity in the Islamic tradition in the context of the symbolism of Khalīl Ibrāhīm’s sofa and the value of hospitality. In the same way, the boiler is a legendary figure of deep and complex expressions with different symbolic meanings extending to the ancient Turkish culture. The date is a symbolic and precious fruit in Anatolian lodges. From the other side date is an important food for human body. Date is mostly symbolizing of divine knowledge in epics and narrations. The divine knowledge is carried from one sūfī to another by date. The spiritual knowledge of the Prophet Muḥammad is symbolized by the date. It is accepted that bread and wheat are also given to people with a divine grace from heaven. Salt and bread are seen as an important food by the Anatolian people. On the other hand, salt and bread are perceived as holy foods that humanity are endowed with as a divine grace. It is understood that these foods find themselves in complete coherence with complement each other in lodge literature and on the other hand it is the indispensable element of tables. 

___

  • Aclûnî, İsmail b. Muhammed. Keşfü’l-ḫafâ’ ve müzîlü’l-ilbâs. Beyrut: Dârü’l-Kütübi’l-İlmiyye, 1997.
  • Adsız. Erkânnâme. haz. Doğan Kaplan. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2007.
  • Adsız. Fütüvvetnâme. 12879/Y003.04: 120b -132b . Marmara Üniversitesi Nadir Eserler Koleksiyonu.
  • Adsız. Yeniçeri Ocağı Kanun ve Kaideleri. 956/0097: 2a -103a . İstanbul Büyükşehir Belediyesi Atatürk Kitaplığı.
  • Algar, Hamid. “Arslan Baba”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 3: 400. Ankara: TDV Yayınları, 1991.
  • Ambrosio, Alberto Fabio. Bir Mevlevinin Hayatı. çev. Ayşe Meral. İstanbul: Kitap Yayınları, 2012.
  • Andrews, Peter Alford. Türkiye’de Etnik Gruplar. çev. Mustafa Küpüşoğlu. İstanbul: Ant Yayınları, 1992.
  • Arbaş, Hamit. “Anadolu Mevlevîliğinde Tuz”. Tuz Kitabı içinde, ed. Emine Gürsoy Naskali ve Mesut Şen, 113-122. İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2004.
  • Ata, Ahmet. “Türkmenlerde Tuz Kutsallığı”. Tuz Kitabı içinde, ed. Emine Gürsoy Naskali ve Mesut Şen, 86-92. İstanbul: Kitabevi Yayınları, 2004.
  • Atalay, Besim. Bektaşilik Edebiyatı. İstanbul: Matbaa-i Âmire, 1340.
  • Bahâ Said Bey. Türkiye’de Alevi, Bektaşi Ahi ve Nusayri Zümreleri. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 2000.
  • Bice, Hayati. Hoca Ahmed Yesevî. İstanbul: İnsan Yayınları, 2011.
  • Bober, Phyllis Pray. Sanat, Kültür ve Mutfak. çev. Ülkün Tansel. Kitap İstanbul: Yayınevi, 2003.
  • Bozkurt, Nebi. “Hurma”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 18: 391-393. Ankara: TDV Yayınları, 1998.
  • Bursevî, İsmâil Hakkı. Rûhu’l-beyân fî tefsîri’l-Kur’ân. İstanbul: Eser Neşriyat, 5, 1389.
  • Dierl, Anton Jozef. Anadolu Aleviliği. çev. Fahrettin Yiğit. İstanbul: Ant Yayınları, 1991.
  • Duran, Hamiye. Hacı Bektaş Velî Velâyetnâmesi. Ankara: Türkiye Diyanet Vakfı Yayınları, 2007.
  • Eflâkî, Ahmed. Ariflerin Menkıbeleri. çev. Tahsin Yazıcı. İstanbul: Remzi Kitabevi, 1986.
  • Elçin, Şükrü. “Tuz Ekmek Hakkı Deyimi Üzerine”. Halk Edebiyatı Araştırmaları içinde, 74-81. Ankara: Kültür Bakanlığı Milli Folklor Araştırma Dairesi Yayınları, 1977.
  • Evliyâ Çelebi. Seyahatnâme. haz. Mümin Çevik. İstanbul: Üçdal Neşriyat, t.s.
  • Gölpınarlı, Abdülbâki. “Burgāzî Fütüvvet-Nâme’si”. İstanbul Üniversitesi İktisat Fakültesi Mecmuası. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1953-1954.
  • Gölpınarlı, Abdülbâki. Melâmîlik ve Melâmîler. İstanbul: Devlet Matbaası, 1931.
  • Gümüş, Hülya. “Türk Mutfak Kültüründe Çorba”. Yüksek Lisans tezi, Sakarya Üniversitesi, 2011.
  • Gündüz, Tufan. “Hacı Bektaş Velî’nin Yol Arkadaşı Kolu Açık Hacım Sultan Velâyetnâmesi”. Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi 55 (2010): 71–96.
  • Gürsoy, Ülkü. “Türk Kültüründe Ağaç Kültü ve Dut Ağacı”. Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi 61 (2012): 59-71.
  • Halıcı, Nevin. Mevlevi Mutfağı. İstanbul: Metro Yayınları, 2007.
  • Halvetî, İbrâhim Kuşadavî. Mektûbât. Ali Emîrî, 1173: 3a-24a. Millet Ktp.
  • Hocazâde, Ahmed Hilmi. Hadîkatü’l-evliyâ. İstanbul: Şirket-i Mürettibiye Matbaası, 1902.
  • Hüseynî, Muhammed b. Alâeddîn. Fütüvvetnâme. 9670/3: 21b -91a . Milli Ktp.
  • İbn Fadlân, Ahmed b. el-Abbâs b. Hammâd. Seyahatnâme. çev. Ramazan Şeşen. İstanbul: Yeditepe Yayınları, 2013.
  • Kaplan, Doğan. “Konya Koyunoğlu Kütüphanesinde Bulunan Alevilik ve Bektaşilikle ilgili Yazma Eserler”. Türk Kültürü ve Hacı Bektaş Velî Araştırma Dergisi 62 (2012): 305–324.
  • Komisyon. Hadislerle İslam. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1, 2013.
  • Köprülü, Mehmed Fuad. Türk Edebiyatında İlk Mutasavvıflar. Ankara: Diyanet İşleri Başkanlığı Yayınları, 1991.
  • Küleyb, Abdülmelik Alî. Ravdatü’z-zâhidîn. Cidde: Dârü’l-Matbûâtü’l-Hadîse, 1404/1983.
  • Mehmed Rifat. Nefhatü’r-riyâzi’l-âliye fî beyâni tarîkati’l-Kâdiriyye. Ali Emîrî, 1127: 1b -468b . Millet Ktp.
  • Mélikoff, Iréne. Destan’dan Masal’a. çev. Turan Alptekin. İstanbul: Demos Yayınları, 2008.
  • Mélikoff, Iréne. Hacı Bektaş-Efsaneden Gerçeğe. çev. Turan Alptekin. İstanbul: Cumhuriyet Yayınları, 2010.
  • Mélikoff, Iréne. Uyur İdik Uyardılar. çev. Turan Alptekin. İstanbul: Cem Yayınları, 1993. Memiş, Abdurrahman. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî Hazretleri. Malatya: Nasihat Yayınları, 2014.
  • Nablûsî, Abdülgani b. İsmâil. er-Risâletü’l-murâdiyye fî âdâbi’t-tarîkati’n-Nakşibendiyye. Bağ- datlı Vehbi, 002045: 26a -72a . Süleymaniye Ktp.
  • Nadirhan Hasan. “Arslan Bâb ve Ahmed Yesevî”. Tasavvuf İlmi ve Akademik Araştırma Dergisi 24 (2009/2): 1-10.
  • Necm-i Zerkûb. “Fütüvvetnâme”. İslâm ve Türk İllerinde Fütüvvet Teşkilatı içinde, 235-261. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Yayınları, 1950.
  • Ocak, Ahmet Yaşar. Türk Sufîliğine Bakışlar. İstanbul: İletişim Yayınları, 1996.
  • Özmen, İsmail. Alevî-Bektaşi Şiirleri Antolojisi. Ankara: Kültür Bakanlığı Yayınları, 3, 1998.
  • Pakalın, Mehmed Zeki. “Helva Sohbeti”. Osmanlı Deyimler ve Terimler Sözlüğü I içinde, 797-800. İstanbul: Milli Eğitim Bakanlığı Yayınları, 2004.
  • Saîd, Abdülkerîm Kâsım. “es-Sûfiyye fi’l-Yemen”. el-Mevsûa‘tü’l-Yemeniyye. nşr. Ahmed Câbir Afîf. San‘a-Yemen: Müessesetü’l-Afîfü’s-Sekâfiyye, 2003, 3, 1896-1904.
  • Sarıkaya, Mehmet Saffet. Fütüvvetnâme-i Ca‘fer-i Sâdık. İstanbul: Horasan Yayınları, 2008.
  • Schimmel, Annemarie. Sayıların Gizemi. çev. Mustafa Küpüşoğlu. İstanbul: Kabalcı Yayınları, 2011.
  • Schimmel, Annemarie. Tanrı’nın Yeryüzündeki İşaretleri. çev. Ekrem Demirli. İstanbul: Kabalcı Yayınları, 2004.
  • Sühreverdî, Ebü’n-Necîb Ziyâüddîn Abdülkāhir. Dervişliğin Âdâbı: Âdâbü’l-Mürîdîn. çev. Hamide Ulupınar. İstanbul: Gelenek Yayınları, 2010.
  • Sühreverdî, Şihâbüddîn. Avârifü’l-meârif. Beyrut: Dârü’l-Kitâbi’l-Arâbî, 1990.
  • Sünbül Sinân, Yûsuf b. Hüsâm Amâsî. Risâle-i beyân-ı etvâr-ı seb‘a. 8942/2: 11a -19a . Milli Ktp.
  • Şahin, Bekir. “Mevlevîlikte Yemek Âdâbı”. Bilgi Yolu Dergisi 8. sy. (2005): 45-47.
  • Şerîf Ahmed b. Ali. Terceme-i âdâb-ı tarîkat-ı Nakşibendiyye-i Ḫâlidiyye. Süleymaniye Kütüphanesi İzmirli İ. Hakkı Bölümü, nr. 001248, 80 varak.
  • Tahralı, Mustafa. “Ahmed Yesevî’nin Dîvân-ı Hikmet’inde Dînî-Tasavvufî Unsurlar”. Yesevîlik Bilgisi içinde. Ankara: Ahmed Yesevî Vakfı Yayınları, 1998.
  • Temren, Belkıs. Bektaşiliğin Eğitsel ve Kültürel Boyutu. Ankara: Kültür Bakanlığı Milli Kütüphane Basımevi, 1994.
  • Timurtaş, Faruk K. Yunus Emre Divanı. İstanbul: Kervan Kitapçılık, 1972.
  • Tosun, Necdet. Ahmed Yesevî. Ankara: SFN Yayıncılık, 2015.
  • Tosun, Necdet. “Tasavvuf Kültüründe Meyve”. Tasavvuf İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi 5. sy. 13 (2004): 289–300.
  • Tosun, Necdet. “Tasavvuf Kültüründe Tekke Yemekleri”. Tasavvuf İlmî ve Akademik Araştırma Dergisi 5. sy. 12 (2004): 123-135.
  • Tosun, Necdet. “Yesevîliğin İlk Dönemine Aid Bir Risâle: Mir’âtü’l-Kulûb”. İLAM Araştırma Dergisi 2. sy. 2 (1997): 41-85.
  • Tükdoğan, Orhan. Alevî-Bektaşî Kimliği / Sosyo-Antropolojik Araştırma. İstanbul: Timaş Yayınları, 1995.
  • Uşşakî, Mehmed Salâhî Edirnevî. Terceme-i tuhfetü’l-Uşşâk. Ankara Milli Kütüphane Yazmalar Bölümü, nr. 4327/4, 1883, 25a -45b . Yerasimos, Marianna. Evliya Çelebi Seyahatnâmesi’nde Yemek Kültürü. yay. Çağatay Anadol. İstanbul: Kitap Yayınları, 2011.
  • Yesevî, Hoca Ahmed. Dîvân-ı Hikmet. Ankara: Hoca Ahmet Yesevî Uluslararası Türk-Kazak Üniversitesi Yayınları, 2016.
  • Yola, Şenay. “Cerrâhiyye”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 7: 416-420. Ankara: TDV Yayınları, 1993.
  • Yücer, Hür Mahmut. Sa‘dîlik. İstanbul: İnsan Yayınları, 2010.
  • Zahîr, İhsân. Dirâsâtü fi’t-tasavvuf. Pakistan: Dârü’l-İmâm el-Mücedded li’n-Neşr ve’t-Tevzî‘, 1426/2006.
  • Zerrûk, Şihâbüddîn Ahmed b. Muhammed Ebü’l-Abbas el-Fâsî. Usûlü’t-tarîkati’ş-Şâzeliyye. Sü- leymaniye Yazma Eserler Kütüphanesi, A. Tekelioğlu Bölümü, 992, 9a -12b .