UGO MARAZZI, Tevrârih-i Al-i Osmân. Cronaca anonima ottomana in trascrizione ebraica (dal manoscritto Heb. e 63 della Bodleian Library) [Musevi harfleriyle türkçe yazı lı bir anonim Tevârih-i Al-i Osman]. Napoli 1980, XV-181 S. Istituto Universitario Orientale. Seminario di Studi Asiatici, Series Mi

Türk ekini üzerinde çalışanlar çeşitli alfabeler ile yazılmış Türkçe düşün ve dinsel yapıtların önemi üzerinde zaman zaman durmuşlardır. Bir arada yaşamanın verdiği bir zorunlulukla alışılmış alfabeler dışında yazılmış metinler türlü yönlerle ele alınmıştır. Bu arada konu edeceğimiz yapıt, örneği çok az görünen bir özelliktir. Musevi harfleri ile Türkçe yazılmış bir Osmanlı tarihi kroniğidir. Genellikle dinsel yapıtlar kaleme alınmış ve araştırıcıların ilgisini çekmiş ve incelenmişken, bu kez tam bir tarih metni araştırıcıların yararına sunulmuştur. Bir girişten sonra kaynakçanın verilmesi izlenmiş ve metnin Bodleian kitaplığındaki nüshasının fotokopisi de ihmal edilmemiştir. Latin alfabesi ile yapılan çeviriyazının dipnotlarında Giese metni diye tanınan Tevarih-i Al-i Osman'dan Arap harfleriyle nakiller yapılmıştır. Girişte de belirtildiği üzere metin özgün değildir. Osmanlı devletinin kuruluşundan H. 824 - H. 1421 e dek uzanan olayları içeren bir metindir. XVI. yüzyılda İstanbul ve Selanik kentlerinde kopya edilmiştir. Bunların karşılaştırılmasını yapan U. Marazzi bazı satırların okunmasını ve anlaşılmasını kolaylaştırmıştır. 46 sayfa tutan metinden sonra Sözlük (Lessico) verilmiştir. Özel adlar ve yer isimlerini de içeren bir sözlük Latin alfabesine göre hazırlanmıştır. S. 47-144). Metin içinde hangi varak ve satırlarda nasıl geçtiği de anlamları verilerek konmuştur. Son kısım Musevi alfabesine göre hazırlanmış dizindir.

A Proposal for Research on Indo - Turkish Relations

Interchange between India and Turkish world is older than Islam and there is little doubt that Indians and Turks during the Hittite period have several common religious concepts and even political contacts. It is generally believed that the first contact of the Turks took place with the compaigns of Mahmud Ghaznavi in India in the first decades of the II th. century A. D. but in fact India came into direct contact with the Turks through Turkish states first established on Indian soil in the first century B. C. long before the advent of Muslims in India. This was the first phase of Indo-Turkish relations which ended with the fail of the Turk Shahi dynasty. Later on in the second century of Christian era a famous Turk ruler emerged in India and made his way to the glory and renown. He is known as Kanishka (120-162 A. D.). Warahmehra, in his well-known Sanskrit work of Rajtrangi, describes the emperor Kanishka and his successors as belonging to Turushka family. The details of description of this emperor available to us, positively point to the fact that Kanishka belonged to Turkish race and not to Mongols. His coins bears the title of "Shaunanushah" which is a Turkish word.