Prof. Celal Saraç: lonia Pozitif Bilimi Temel Kaynakları ve Etkileri. Ege Üniversitesi Arkeoloji Enstitüsü Yayınları No. 1 . Bornova - İzmir, Ege Üniversitesi Matbaası 1971. 226 sayfa. [Kitap Tanıtımı]

Ege Üniversitesi Fen Fakültesi öğretim üyelerinden Profesör Celal Saraç tarafından yazılan bu kitap, Türk gençliğinin önemle okuması gereken eserlerden biridir. Ege Üniversitesi bu değerli yayını ile Türk aydınlarına büyük bir hizmette bulunmaktadır. Milattan önce altıncı yüzyılı n başlarında, Batı Anadolu'da ve özellikle Miletos kentinde "Tabiat Filozofları" adı ile andığımız düşünürler o güne değin bilinmeyen bir görüş ve davranışla doğa olaylarının nedenini araştırmağa başlamışlar ve böylece bugünkü batı uygarlığının temellerini atmışlardır. O kentlerde o zaman oturanların önde gelenleri Helen'lerdi. Ancak bu uygarlığın doğusunda Ionia'lıların, Hitit, Lydia, Frygia, Karya ve Lykia gibi eski Anadolu Kültürlerinden de yararlandıklarını belirtmek gerektir. Nitekim devrin en büyük bilgini Thales'in babası Hexamyes bir Karya’lıdır. Helen'ler de bir çok alanlarda Anadolu uygarlıklarından aldıkları mühim etkileri hiç saklamamaktadırlar. Böylece Ionia çağı gerçekte bir Batı Anadolu uygarlığı idi. Güzel Ege kıyılarını n bu insanları, yeryüzünde ilk önce yağmuru, fırtınayı, gök gürlemesini, güneş tutulmasını, ve hastalıkları yanlış inançlardan ya da dinsel yargılardan sıyrılmış olarak akılcı bir tutumla, deneyler ve araştırmalar yaparak, bilimsel yönden anlamağa çalışmışlardır

The Anglo-Turkish Conflict Fifty Years Ago

Fifty years ago at Chanak (Dardanelles), on Turkish territory, the Turkish Army under Mustafa Kemal (Atatürk), the national hero of the Gallipoli campaign, faced its British counterpart, commanded by General Sir Charles Harington, Commander-in-Chief, Army of Occupation. What was the British Army doing on Turkish soil, and why were the armies of these two nations poised for armed conflict? The story goes back to the First World War. The Ottoman Empire, which had participated in that War as an ally of the Central Powers (Germany, Austria-Hungary and Bulgaria), was defeated by the Entente Powers (Britain, France, Italy and Greece), and was forced to sign the Armistice of Mudros on 30th October, 1918. This Amistice some of the terms of which were deliberately made ambiguous, enabled the Allies to set about possessing the war spoils in the form of Tutkish territories which they claimed to be theirs "by virtue of the secret treaties and by right of conquest". The secret war-time agreements, contracted by the belligerent Allies on clifferent dates, had envisaged the complete dissolution of the Ottoman Empire and the division o Turkish territories amongst Britain, France, Italy and Tsarist Russia. They had also revealed the hypocrisy of the Allies, who had openly declared their war aims to be, inter alia, the preservation of the integrity and independence of the Turkish homelands.