TÜRKİYE’DE KADININ ÖZGÜR VE EŞİTLİKÇİ TOPLUM DÜZENİ ARAYIŞININ TARİHSEL GELİŞİMİ: FEMİNİZM VE İSLAMÎ FEMİNİZMİN ÇALKANTILI SERÜVENİ

Kadının toplumsal cinsiyet eşitliği ve hak arayışı meselesi 1945 tarihli Birleşmiş Milletler sözleşmesinde ilk kez yerini almıştır. BM tarafından 1975 senesi Kadın Yılı olarak kabul edilmiştir. 1975-1985 arası döneme “Kadının 10 Yılı” adı verilerek, BM tarafından kabul edilen Kadına Karşı Ayrımcılığın Engellenmesi Sözleşmesi (CEDAW) uygulamaya konulmuştur. XX. yüzyıl sonlarında İslam ülkelerinde batılılaşma/modernleşme hareketlerine bağlı olarak kadının inanca bağlı sosyal yaşamı ile kamusal alandaki statüsü tartışmaları İslamî feminizm söylemini ortaya çıkarmıştır. Türkiye’de Tanzimat Dönemi’nden Cumhuriyet Dönemi’ne kadar feminizmİslamî feminizm çerçevesinde kadının eşitlikçi toplum düzeni arayışı meselesinde din-inanç ve geleneksel tutum referanslı tartışmalar kadınların ortak bir noktada birleşmelerini engellemiştir. Cumhuriyet’ten sonra hükûmetler ile sivil toplum kuruluşları ve hatta ferdi çalışmalar konuyu siyasi ve sosyokültürel düzlemde başka boyutlara taşımıştır. Türkiye’de 1980’den sonra kadının hak arayışı konusunda yasal düzenlemeleri içeren uygulamalara daha fazla önem verilmiştir. Türkiye’de cinsiyet eşitliğinin sağlanmasında sivil toplum örgütleri, siyasi partiler ve hatta hükûmet programlarında ortaya konan politikaların günden güne gelişmekte olması kadının toplum içindeki yerine bakış açılarının kadının lehine değişmesini sağlamıştır. Ancak Türkiye’de kadın ve onun eşitlikçi ve özgür bir toplumda yaşama konusunda ideolojik ve ön yargılı yaklaşımlar meselenin özüne inilememesine neden olmuştur. Kadının evi ve toplum içindeki aidiyetinin kapsamı ve yansımalarının tarihsel süreç içinde geçirdiği evrelerin bilinmesine ihtiyaç bulunmaktadır. Bu çalışmada, kadının tarihsel süreç içindeki özgür ve eşitlikçi toplum düzeni arayışı feminizm, İslamî feminizm ve cinsiyet eşitliği kavramları çerçevesinde tarama yöntemi ile ele alınmıştır. Hükûmetlerin kadın politikaları ile sivil toplum örgütleri çalışmaları kronolojik olarak işlenmiştir. Kadının aidiyeti inanç, İslamî felsefe ve gelenek bağlamında irdelenmiştir.