Millî Mücadele, özellikle onun başlangıç bölümünü meydana getiren İnönü Savaşları, denk olmayan güçler arasında geçmiştir. Fiilî olarak gerçi karşımızda Yunan ordusu bulunuyordu. Fakat bu orduyu, hemen bütün Avrupa destekliyordu. Çünkü her birinin Türk topraklarından koparacakları bir bölümde pay iddiaları vardı. Bu sebeple Yunan ordusunu destekliyorlardı. Biz ise Birinci Cihan Harbinden yenik ve perişan çıkmıştık. Ve artık elimizde kalan son vatan parçalarını savunmaya kararlıydık. Böylece ordularımız, canlarını dişlerine takmış olarak çarpışıyorlardı. Yunanlılar ise parlak bir vehmin akıntısına kapılmışlardı. Böyle kat kat üstün bir kuvvet karşısında Atatürk mahdut Türk kuvvetlerinin stratejisini şöyle tespit etmişti. Bu strateji üç basamakta gerçekleşecekti. Birinci basamakta zayıf ve dağınık güçlerimizle düşman oyalanacak, ikinci basamakta düşman ustalıklı bir manevrayla üstlerinden uzaklaştırılacak, Anadolu topraklarının içine çekilecek ve böylece zayıf düşürülecekti.

The National Struggle, especially the İnönü Wars that took place in its initial phase, was among the unequal forces. Actually, though we have the Greek army before us. But almost all Europe supported this army. Because they will break it from the Turkish land it is. For this reason, they were supporting the Greek army. The first one was defeated and devastated by the Battle of Cihan. And now we were determined to defend the parts of the motherland, the son we had. Our armies collided with their souls in their teeth. The Greeks were caught in a stream of bright vermin. We are evaluating the strategy of the Turkish forces limited by Atatürk. This strategy would take place in three steps. In the first step, the enemy will be distracted by our weak and scattered powers, and in the second step, the enemy is taken out of them with a masterful maneuver, it will be drawn into the Anatolian lands and opened.