LENFADENOPATİ ETİYOLOJİSİNDE ÜLKEMİZ İÇİNÖNEMLİ BİR HASTALIK: TULAREMİ

Amaç: Ülkemizde tularemi ilk olarak 1936 yılında bildirilmiş olup günümüzde daha çok Marmara, Batı-Orta Karadeniz, İç Anadolu bölgelerinde; kırsal kesimlerde ve içme-kullanma sularının sanitasyonunun yetersiz olduğu bölgelerde görülmektedir. Bu çalışmada hastanemizde tularemi tanısı ile izlenen hastaların klinik ve laboratuvar bulguları retrospektif olarak değerlendirilmiştir.Materyal ve Metot: Ocak 2010- Ocak 2019 tarihleri arasında hastanemize başvuran mikrobiyolojik veya serolojik olarak doğrulanmış tularemi hastaları çalışmaya dahil edildi. Hastaların demografik özellikleri, klinik ve laboratuvar bulguları olgu bildirim formlarından ve hastaların takip çizelgelerinden elde edildi.Bulgular: Hastalarımızın ortalama yaşı 43’tü ve hastaların çoğunluğu (%66) kadın cinsiyete sahipti. Hastaların %52’si kuyu suyu kullanmaktaydı. Başvuruda en yaygın şikayetler boyunda şişlik (%92), halsizlikti (%90), ateş (%76) ve boğaz ağrısı (%72) idi. Hastaların semptom başlangıcından hastaneye başvurusuna kadar geçen ortalama süre 22 gündü. Lenfadenopati (%94) ve konjonktivit (%24) ise en sık saptanan klinik bulgular iken, 1 (%2) hastada splenomegali mevcuttu. Lenfadenopati ile başvuran hastaların çoğunda (%65) servikal lenf nodları tutulmuştu. Hastaların tanısı mikroaglütinasyon testi ile doğrulandı ve antikor titreleri 1/160- 1/1280 arasında değişmekteydi. Altı (%12) hastanın aspirasyon materyalinde Francisella tularensis polimeraz zincir reaksiyonu pozitifliği gösterilirken, 2 (%4) hastada ise kültürde mikroorganizma üretildi.Sonuç: Ülkemizde özellikle beta-laktam grubu antibiyotik tedavisine yanıt vermeyen boyunda şişlik, boğaz ağrısı ve ateş yüksekliği ile başvuran hastaların ayırıcı tanısında tularemi mutlaka akılda bulundurulmalıdır.

AN IMPORTANT DISEASE FOR OUR COUNTRY IN LYMPHADENOPATHY ETHIOLOGY: TULAREMIA

Objectives: In our country, tularemia was first reported in 1936, and today it is mostly seen in Marmara, West Central Black Sea, and Central Anatolia regions; and in rural areas where sanitation of water is insufficient. Inthis study, clinical and laboratory findings of patients who were followed up with a diagnosis of tularemia wereevaluated retrospectively. Materials and Methods: Microbiologically or serologically confirmed tularemia patients admitted to ourhospital between January 2010 and January 2019 were included in the study. Demographic characteristics,clinical and laboratory findings of the patients were obtained from case report forms, and follow-up charts ofthe patients. Results: Mean age of the patients was 43 years, and the majority (66%) of the patients were female. Fifty-twopercent of the patients were using well water. The most common complaints on admission were neck swelling(92%), weakness (90%), fever (76%), and sore throat (72%). The average time from the onset of symptoms toadmission to the hospital was 22 days. While lymphadenopathy (94%) and conjunctivitis (24%) were the mostcommon clinical findings, 1(2%) patient had splenomegaly. Cervical lymph nodes were involved in most of thepatients (65%) presenting with lymphadenopathy. Diagnosis of patients was confirmed by microagglutinationtest and antibody titers ranged between 1/160 and 1/1280. Francisella tularensis polymerase chain reactionpositivity was shown in 6(12%) patients’ aspiration specimen, while the microorganism was grown in culturein 2(4%) patients. Conclusion: In our country, tularemia should be kept in mind as a differential diagnosis, especially in patientswho present with swelling in the neck, sore throat, high fever, and does not respond to beta-lactam groupantibiotic treatment.

___

Ankara Medical Journal-Cover
  • Başlangıç: 2014
  • Yayıncı: Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Tıp Fakültesi
Sayıdaki Diğer Makaleler

HASTALARIN, HEKİMLERİN HAKLARI KONUSUNDAKİFARKINDALIKLARI, HASTALIK ALGISI VE KİŞİLİKTİPLERİNİN HEKİMİN HAKLARINA ETKİSİ

Oktay SARI, Eray Serdar YURDAKUL

ÜRKİYE’DE COVID-19 NORMALLEŞME SÜRECİNDEHASTALARIN DENTAL TEDAVİLERE BAKIŞ AÇISININ VEKURUM TERCİHLERİNİN İNCELENMESİ

Sezgi Cinel SAHİN, Onur SAHİN

YOĞUN BAKIM ÜNİTESİNDE BEYİN HASARI OLAN HASTALAR ARASINDA BEYİN ÖLÜMÜ İNSİDANSI: RETROSPEKTİF ÇALIŞMA

Mustafa Sırrı KOTANOĞLU, Çiğdem KIZILAY

OVID-19 ENFEKSİYONU NEDENİYLE HASTANEDE YATAN HASTALARDA ANKSİYETE VE DEPRESYON DÜZEYLERİ

Emine ARGÜDER, Hatice KILIC, Rahmet GÜNER, Bircan KAYAASLAN, Duygu KACAR, Gamze KAYA

ARTERIOVENOUS MALFORMATION OBSERVED IN THE AURICULA IN AN ELDERLY PATIENT: A CASE REPORT

Sirin KUCUK, İzzet Goker KUCUK

KATETER İLE İLİŞKİLİ DAMAR İÇİ ENFEKSİYONETKENLERİ; KEÇİÖREN EĞİTİM VE ARAŞTIRMAHASTANESİ YOĞUN BAKIM ÜNİTESİ 2018 VERİLERİ

Leyla Ipek Rudvan AL

VARFARİN DOZ AŞIMI OLAN OLGULAR İÇİN ACİLSERVİSTE PROTROMBİN KOMPLEKS KONSANTRESİKULLANIMI: GERİYE DÖNÜK ÇALIŞMA

Mustafa Emin CANAKCI, Muhammed Evvah KARAKILIC, Engin OZAKIN, Filiz Baloglu KAYA, Gizem Coşkun YÜKSEL, Seyhmus KAYA

UYGUNSUZ İLAÇ KULLANIMI AÇISINDAN 2015 VE 2019 AGS BEERS KRİTERLERİ ARASINDA KLİNİK OLARAK ANLAMLI FARK VAR MI: KESİTSEL BİR ÇALIŞMA

Basri Furkan DAĞCIOĞLU, Şuayip Enes ARSLAN

TİP 2 DİABETES MELLİTUS HASTALARINDA HBA1C İLEMPV VE PDW DÜZEY İLİŞKİSİNİN DEĞERLENDİRİLMESİ

Hacer DİNÇOĞLU, İrep Karataş ERAY

AİLE HEKİMLİĞİNDE GEBELİK İZLEMLERİ: AĞRILI LENFADENOPATİDEN NADİR HODGKİN DIŞI LENFOMA OLGUSUNA

Hümeyra ASLANER, Mebrure Beyza GÖKÇEK, Ali Ramazan BENLİ