Kuran'daki Hitap Şekillerinden “رَأًى” ve “نَظَرَ” Fiillerine Anlamsal Bakış

Kur’an, Allah’ın insanoğlu için göndermiş olduğu son mesaj, bir başka ifadeyle son hitaptır. Akıl ise Allah’ın, insanoğluna varlık gerekçesini anlasın ve yolunu aydınlatsın diye kitap ve peygamber ile verdiği nimetlerinden biridir. Bu çalışmada Kur’an’da geçen bazı hitap şekilleri kısaca ele alınmış ve insanları düşünmeye ve akletmeye yönlendiren “رأى” ve “نظر” fiilleri, dini bir tasavvur kazandırmaya yönelik hitap şekilleri bağlamında değerlendirilmiştir. Bu fiillerin kıraat farklılıkları, kullanım seyirleri, vurguları, bağlamları, mahiyetleri ve aralarındaki farklar tespit edilmiştir. Kur’an’daki hitaplar hem kullanılan lafız hem mana hem de muhatap kitlesi olarak farklılık arz ederler. Özel olarak Hz. Peygamber’e yönelik “يَٓا اَيُّهَا النَّبِيُّ”, daha genel anlamda insanlığa hitaben “يَٓا اَيُّهَا النَّاسُ” ve daha sınırlı bir kitleyi dikkate alarak Ehl-i Kitab’a, “يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ” şeklinde hitap sözcükleri kullanılmaktadır. Bununla birlikte, “اَلَمْ تَرَ”, “اَرَاَيْتَ” ve “اَفَلَا يَنْظُرُونَ” gibi lafız açısından direkt hitap sözcüğü olarak görünmese de kullanılma gerekçesi ve başında bulunduğu âyetlerdeki mahiyet açısından insanları akletmeye, düşünmeye ve ibret almaya yönlendiren hitap sözcükleri/terkipleri de vardır. Hitap terkipleri bu çalışmada genel olarak kullanım üslubu, mahiyeti ve bağlamı çerçevesinde ele alınmış olsa da özel ilgi alanımız olması nedeniyle kıraat açısından da değerlendirilmiştir. Kıraat yönü ile bakıldığı zaman, kıraat açısından farklı okuma imkanları olması, anlama da etki etmiş ve Zemahşerî’nin de ifade ettiği üzere “bakmak, görmekten öte sanki doğrudan izliyormuşsun gibi” bir anlam derinliği de kazanmıştır. Bu çalışmada ele alınan “اَلَمْ تَرَ” ve “اَرَاَيْتَ” terkiplerinin anlamı, “gördün mü?” ve “görmez misin”, şeklindedir. Ancak hitap sözcüğü olarak kullanıldıkları âyetlerdeki vurguları daha derinlikli manaya matuf bir durum arz ederler. Şöyle ki, gerek Kur’an’da kullanıldıkları âyetler gerek bu âyetlerin mahiyetine dair müfessirlerin değerlendirmelerine bakıldığı zaman; “ibret, imtihan, sorumluluk, Allah’ın gücü ve kudretini fark etmek, nimetlerin mucizevi yaratılışı üzerine düşünmek, olağan dışı olayların arkasındaki ilahî gücü fark etmek, bütün mahlukatın yaratılış gayesine uygun hareket ettiğine şahitlik etmek, tabiat olayları üzerine nazar-ı ibret ile düşünmek gerektiğine vurgu yapılmaktadır.” Ancak aynı âyetlerde, sorumsuzluklara, inkârcı ve nankörlerin dünya ve ahiretteki hazin sonlarına, münafıkça tutum ile dinlerini tahrif etmiş insanların nasıl bir halet-i ruhiye içesinde olduklarını iyi gözlemlemek gerektiğine ve geçmiş kavimlerin helak edilme gerekçeleri üzerine düşünmeye de bütün insanları davet etme vurgusunun olduğu görülmektedir. “نَظَرَ” kelimesinin baktı, bakış, anlayış, kalp gözü ile gördü, tedebbür etti ve görmek şeklinde anlamları vardır. Fakat Kur’an’daki kullanımına bakıldığında; şaşıp kalmak, fark etmek ve görmek, hakikati bütün netliği ile hissetmek, düşünmeye, eser üzerine düşünerek bunun müessirinin kudretini hissetmeye sevk etmek olduğu görülür. Ayrıca kendilerinden öncekilerin durumuna ibret nazarı ile bakmamak, hidayete yönelmemek, insanoğlunun çaresizliğini, çaresizce bakışını, insana mühlet verildiğini, akletme olmayınca kötü sonun geleceğini işaret ederek ikaz gibi vurguların olduğu görülür. Bu terkip, itibarsız bir pozisyona düşmenin nasıl acı bir durum olduğunu, küfürde inat edip hakikati görmemek, şuursuzca ya da salt beklemek ve duyarsızlaşmak gibi farklı anlamlarda da kullanılmaktadır. Kur’an’da, aklını kullanmayıp elindeki fırsatları kaçırmak, arz ve semanın yaratılışına bakıp akletmemek, düşünmenin ve farkındalığın bir sonucu olarak saadetini yaşamanın önemini anlayamamak şeklinde de geçmektedir. Ele alınan iki fiilin âyetlerdeki kullanımında dikkat çeken bir başka hususta Müşriklerin, Münafıkların, Putperestlerin ve Ehl-i Kitab’ın muhatap alındığı yerlerde, onların tarihi süreçte yaptıkları yanlışlar, Allah tarafından uyarılmaları ve bütün bu uyarılara karşılık inat etmeleri, yüz çevirmeleri, akletmemeleri ve alaya almaları nedeniyle cezalandırılmış olduklarından bahsedilmesidir. Buna karşın hitap terkiplerinde Müslümanlar muhatap alındığı zaman ise öncekilerin uyarılmış oldukları şeylerin neler olduğu, nasıl uyarıldıkları, nelerle cezalandırıldıkları örneklendirilmekte ve bu sonuçlar yüzünden ibret nazarı ile bakıp ders almak gerektiği vurgulanmaktadır. Yani Müslümanlar akletmek, düşünmek ve öncekilerin hatalarını tekrar edip aynı ceza ile hem dünya da hem de ahirette karşılaşmamaları hususunda uyarılmaktadırlar. “رأى” ve “نظر” fiillerinin Kur’an’da hitap terkibi şeklinde geçtiği âyetlere bakıldığı zaman, Kur’an’ın mahiyet açısından hitap şekillerinde dahi insanları akletmeye davet ettiği tespit edilmiştir. Ayrıca “رأى” fiilinin geçtiği yerlerde, ikaz, uyarı, ibret gibi vurgular öne çıkarken “نظر” fiilinde daha sert, tehditkâr ve cezalandırıcı bir vurgu olduğu gözlemlenmiştir.

A Semantic Examination of “رَأًى” and “نَظَرَ” Verbs of Quranic Forms of Address

The Qur'an is the last message for humanity, in other words, the last address. Intelligence, on the other hand, is one of the blessings that Allah has given to human beings through the book and the prophet so that they can understand the reason for their existence and enlighten their way. In this study, some addressing expressions in the Qur'an were briefly discussed, and the verbs رأى and نظر, which point to reasoning and lead people to think and reason, were evaluated in the context of addressing patterns aimed at providing a religious imagination. Their differences in recitation, usage patterns, separate emphases, differences between them, and their basic messages were identified. Addresses in the Qur'an differ in terms of both the wording used, meaning and audience. Addressing words "يَٓا اَيُّهَا النَبِيُّ" specifically addressing to the Prophet, "يَٓا اَيُّهَا النَاسُ" addressing to humanity in a more general sense, and “يَٓا اَهْلَ الْكِتَابِ”addressing to Ahl al-Kitab, taking into account a more limited audience, are used. On the other hand, there are also addressing words/compositions such as “اَلَمْ تَرَ”, “اَرَاَيْتَ” and “اَفَلَا يَنْظُرُونَ” that are not directly regarded as addressing words in terms of wording but lead people to reason, think and take a lesson in terms of the reason for their use and the nature of the verses beginning with these words. Although the compositions of address were discussed in the context of their usage style, nature and context in this study, they were also evaluated in terms of recitation since it is our special interest. When viewed from the aspect of recitation, the fact that there are different reading possibilities in terms of recitation has also affected the meaning, and has gained a depth of meaning “looking, as if you are watching directly, rather than seeing", as Zemahşeri states. The combinations “اَلَمْ تَرَ” and “اَرَاَيْتَ” discussed in this study mean “have you seen? and “don't you see”, respectively. However, their emphasis in the verses in which they are used as addressing words has a deeper meaning. In other words, when we look at both the verses in which they are used in the Qur'an and the interpretations of the commentators on the nature of these verses, it is emphasized that “it is necessary to realize the power and might of Allah, reflect on the miraculous creation of blessings, notice the divine power behind extraordinary incidents, witness that all creatures act in accordance with the purpose of their creation, and think of natural events as a lesson”. However, in the same verses, it is seen that there is an emphasis on irresponsibility, the sad ends of the unbelievers and ungrateful people in this world and in the afterlife, the need to observe the state of mind of people who have distorted their religion with a hypocritical attitude, and inviting all people to think about the reasons for the destruction of the past tribes. “نَظَرَ” has meanings such as “to look, looking, understanding, to see with the eye of the heart, to think and to see”. However, when we look at its usage in the Qur'an, it is seen that it means “to be surprised, to notice and see, to feel the truth with all its clarity, and to lead somebody to think on the work and feel the power of its influence”. This combination is also used in different meanings such as not seeing how painful it is to fall into a disreputable position, insisting in swearing and not seeing the truth, waiting unconsciously or simply becoming insensitive. It also means in the Qur'an as not using one's mind and missing opportunities, not considering the creation of the earth and sky, and not understanding the importance of having happiness as a result of thinking and awareness. Another point that draws attention in the use of the two verbs discussed in the verses is that polytheists, hypocrites, idolaters and the People of the Book are addressed, by mentioning that they were punished due to their mistakes they made in the historical process and, although they were warned by Allah, their stubbornness, turning away from the right way, not reasoning and making fun of warnings. On the other hand, when Muslims are addressed in the addressing compositions, what the previous people were warned about, how they were warned, what they were punished with are exemplified, and it is emphasized that it is necessary to take lessons from these results. In other words, Muslims are warned not to face the same punishment both in this world and in the afterlife by repeating the mistakes of the previous ones. It was determined that the compositions of “اَلَمْ تَرَ, “اَرَاَيْتَ” and “اَفَلَا يَنْظُرُونَ” invite people to reason out the importance of the Qur'an even in the addressing patterns. In addition, while emphases such as warning, notice and taking lessons stand out in the use of verb “رأى”, a harsher, threatening and punitive emphasis is observed in the use of the verb "نظر”.

___

  • Altın, Mehmet. Esmâ-i Hüsnânın Semantik Tahlîli ve Geçtiği Âyetlerle İlgisi. Van: Yüzüncü Yıl Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Doktora Tezi, 2015.
  • Askerî, Ebû Hilâl. el-Furûq fi’l-Luğa, çev. Veysel Akdoğan. İstanbul: İşaret Yayınları, 2009.
  • Bayram, Enver. “Kur’an’da Geçen ‘Ey İnsanlar’ ve ‘Ey İman Edenler’ Hitaplarıyla Başlayan Âyetler Arasında Bir Mukayese”. Gaziosmanpaşa Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 5/1(2017), 161-184.
  • Bursevî, İsmail Hakkı. Rûhu’l-Beyân. 10 Cilt. Beyrût: Dâru’l-Fikr, ts.
  • Cevherî, İsmâil b. Hammâd. Tâcü’l-luga ve sıhâhu’l-arabiyye, thk. Ahmed Abdulgafûr Attâr 6 Cilt. Beyrut: Dâru’l-İlm ve’l- Melâyîn, 1987, 2/830.
  • Cezerî, Ebü’l-Hayr Şemsüddin Muhammed b. Muhammed b. Muhammed b. Alî. en-Neşr fi’l-ḳırâʾâti’l-ʿaşr. thk.
  • Ali Muhammed Dabbâ’, 2 Cilt. Beyrût: el-Matbaatu’t-Ticariyyetü’l-Kübra, 2010.
  • Cinnî, Ebû’l-Feth Osman bin. el-Muhteseb fî tebyîni vucûhi şevâzi’l-kırââti ve’l-izâhi anhâ. thk. Muhammed Abdulkadir Atâ, 2 Cilt. Beyrût: Dâru’l-Kütubi’l-İlmiyye, 1998.
  • Demirci, Muhsin. Tefsir Terimleri Sözlüğü. İstanbul: M.Ü. İlahiyat Fakültesi Yayınları, 2011.
  • Derveze, Muhammed İzzet. et-Tefsîru’l-Hadîs, 10 Cilt. Kahire: Dâru İhyâi Kütübi’l-Arabî, 1383.
  • Dimyâtî, Ahmed b. Muhammed. İthâfu fudelâi’l-beşer fi’l-kırââti’l-erbe’ate aşer. thk. Enes Mihra. Lübnan: Dâru’l-Kütubu’l-İlmiyye, 2006.
  • Endülüsî, Ebû Hayyân. el-Bahru’l-muhît fi’t-tefsîr. thk. Sıdkı Muhammed Cemil, 10 Cilt. Beyrut: Dâru’l-Fikr, 1999.
  • Fazlur Rahmân. Ana Konularıyla Kur’an. Ankara: Ankara Okulu Yayınları, 1996.
  • Fırat, Yavuz. Tecvid ve Kırâat İlmi Terimleri Sözlüğü İstanbul: Hacıveyiszâde İlim ve Kültür Vakfı Yayınları, 2018.
  • Halîl b. Ahmed, Kitâbü’l-ʿayn. thk. Mehdi’l Mahzûmî ve İbrâhim Samuraî. 8 Cilt. B.y.: Dâru Mektebeti’l-Hilâl, 1431.
  • Hüzelî, Ebü’l-Kāsım Yûsuf b. Alî b. Cübâre el. el-Kâmil fi’l-kırââti ve’l-erbaîni’z-zâitedi aleynâ. thk. Cemal b. Seyyid b. Rifai’ş-Şahid. B.y.: Müessesetü’s-Sema ve’t-Tevzîi ve’n-Neşr, 2007.
  • İbn Âşûr, Muhammed Tâhir. et-Tahrîr ve’t-tenvîr. 30 Cilt. Tunus: ed-Dâru’t-Tunusiyyetü, 1984.
  • İbn Atıyye, el-Endelüsî. el-Muḥarrerü’l-vecîz fî tefsîri’l-kitâbi’l-ʿazîz, thk. Abdusselâm Abduşşafî’ Muhammed. 6 Cilt. Beyrût: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, 2000.
  • İbn Hâleveyh, el-İsbahânî. İ’râbü kırââti’s-seb’ ve ilelihâ. Beyrût: Dâru’l-Kütubu’l-İlmiyye, 2006.
  • İbrahim Mustafa vd. el-Mu’cemü’l-vasît. nşr. Mecmüat’l-Lüğati’l-Arabiyyeti. Mısır: Dârü’d-Da’vet, ts.
  • İsfahânî, Râgıb. el-Müfredât fî garibi’l-Kur’an. thk. Safvân Adnân ed-Dâvûdî. Beyrut: Daru’l-Kalem Dâru’ş-Şamiyye, 1991.
  • Kara, Mustafa. Kur’an ve Sünnet Ekseninde Hitabet ve Mesleki Uygulama. Samsun: Üniversite Yayınları, 2020.
  • Kaya, Mahmut. “Hitâbet”. Türkiye Diyanet Vakfı İslâm Ansiklopedisi. 18/156-158. İstanbul: TDV Yayınları, 1998.
  • Kesler, M. Fatih. “Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamber’e Hitaplar I”. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 42/2 (2002), 91-119.
  • Kesler, M. Fatih. “Kur’an-ı Kerim’de Hz. Peygamber’e Hitaplar II”. Ankara Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 45/1 (2003), 19-39.
  • Koç, Ahmet. “Dini İletişim Bağlamında Kur'an'da “Kavl” (Söz) Çeşitleri”, Diyanet İlmi Dergi, 44/4 (Ekim-Kasım-Aralık 2008), 32.
  • Koçhan, Yakup. Râğıb el-Isfahânî'nin Tefsirinde Yakın Anlamlı Kelimeler ve Nüansları. Erzurum: Atatürk Üniversitesi, Sosyal Bilimler Enstitüsü, Yüksek Lisans, 2022.
  • Kurtubî, Ebû Abdillâh Muhammed b. Ahmed b. Ebî Bekr b. Ferh. el-Câmiʿ li-aḥkâmi’l-Ḳurʾân. thk. Ahmed Berdûnî ve İbrahîm Adfîş, 9 Cilt. Kahire: Dâru’l-Kütübi’l-Misriyye, 1964.
  • Mâtürîdî, Ebû Mansûr Muhammed b. Muhammed b. Mahmûd. Teʾvîlâtü’l-Ḳurʾân. thk. Mecdî Baslûm. 10 Cilt. Beyrût: Dâru’l-Kutubi’l-İlmiyye, 2005.
  • Mukātil b. Süleymân, Ebü’l-Hasen. et-Tefsîrü’l-kebîr/Tefsîru Muḳātil b. Süleymân. thk. Abdullah Mahmut Şehhâte. 5 Cilt. Beyrut: Dâri İhyâi’t-Türâs, 2002.
  • Nesefî, Ebü’l-Berekât. Medârikü’t-tenzîl ve hakāiku’t-te’vîl. thk. Yusuf Alî Bedîvî. 3 Cilt. Beyrût: Dâru’l-Kelimi’d-Dayyib, 1998.
  • Okumuş, Mesut. “Mekkî Süre ve Âyetlerde Hz. Peygamber'e Yönelik Hitaplar”, Kur’an Nüzulünün Mekke Dönemi, ed. Mesut Okumuş. 309-327. Çorum: Çorum Belediyesi Kültür Yayınları, 2013.
  • Râzî, Ebû Abdillâh (Ebü’l-Fazl) Fahrüddîn Muhammed b. Ömer b. Hüseyn. Mefâtîhu’l-gayb. 10 Cilt. Beyrût: Dâru İhyâu’t-Türâsü’l-Arabî, 1420.
  • Sevinç, Ahmet. “Kur’an’da Hitap Şekilleri ve Müddessir Sûresinde Yer Alan Hitapların Tahlili”. Gümüşhane Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Dergisi 5/9 (2016),134-162.
  • Tabâtabâî, Allâme Muhammed Hüseyin. el-Mîzân fî tefsîr’il-Kur’ân. 20 Cilt. B.y.: Menşurat-ü Cemaati’l-Müderrisin fi Havzati’l-İlmiyyeti fi Kısmi’l-Mukaddeseti, ts.
  • Taberî, Ebû Ca‘fer Muhammed b. Cerîr. el-Câmiu’l-beyân fî te’vili’l-Kur’ân. thk. Ahmed Muhammed Şakir. 24 Cilt. Müessetü’r-Risale, 2000.
  • Temel, Nihat. Kıraat ve Tecvid Istılahları. İstanbul: İFAV Yayınları, 2020.
  • Temizkan, Abdullah. “Âyet Sonlarında Yer Alan Esmâ-i Hüsnâ’da Takdîm ve Te’hîr”. Uluslararası Sosyal Bilimler Kongresi. ed. Mehmet Bilen. 1/498-518. Diyarbakır: Şarkiyat Bilim ve Hikmet Vakfı Yayını, 2017.
  • Uğur, Mücteba. “Kur’an-ı Kerîm ve Hadislerde Hz. Peygamber’e Hitap Şekilleri”, Diyanet İşleri Başkanlığı Dergisi 8/2 (Mart-Nisan, ts.), 67-74.
  • Uzun, Rahmetullah – Keskin, Uğur. “Şûra Sûresi Örnekleminde Kur’an’da Belâgat”, Batman Akademi Dergisi 5/1 (2021), 151-172.
  • Yazır, Elmalılı Muhammed Hamdi. Hak Dini Kur’an Dili. 10 Cilt. İstanbul: Azim Dağıtım, ts.
  • Zeccâc, Ebû İshâk İbrâhîm b. es-Serî b. Sehl el-Bağdâdî, Meʿâni’l-Ḳurʾân ve iʿrâbüh. thk. Abdulcelil Şelebî. 5 Cilt. Beyrût: Âlimu’l-Kutub, 1988.
  • Zemahşerî, Ebü’l-Kāsım Mahmûd b. Ömer b. Muhammed. el-Keşşâf an hakâiki ğavâmizi’t-tenzîl. 4 Cilt. Beyrût: Dâru’l-Kitabil Arabî, 1986.