İngiliz hükümetinin Hint alt kıtasında uyguladığı olumsuz politikalar bölgedeki Müslüman ve gayrimüslim liderleri, kimliklerini koruma ve dini hayata yön verme konusunda faaliyete geçmeye sevk etmiştir. Hint alt kıtasının geleceğini güven altına almak amacıyla hareket eden liderlerden biri de Muhtar Ahmed Ensari’dir. Muhtar Ahmed Ensari vatansever, milliyetçi ve siyasetçi bir doktordur. Doktor olarak görevini sürdürdüğü sırada Hint alt kıtasının bağımsızlığını hedef alan çalışmalara katılmıştır. XX. yüzyılda Hint alt kıtasının en önemli bağımsızlık araçlarından olan gerek hilafet hareketlerinde gerekse pasif direnişte aktif roller üstlenmiştir. Ona göre o dönemde bütün ahalinin gerçek özlemlerini temsil eden Hint milliyetçiliği, ortak geçmişe sahip olan Hindular ve Müslümanların bağımsızlık mücadelelerinde birleşik bir cephe oluşturmalı, laik ve demokratik bir yönetim oluşturmak için kullanılmalıdır. Balkan savaşları sırasında Osmanlı Devleti’ne yardım etmek için başkanlık ettiği beşi doktorlardan oluşan yirmiyi aşkın bir heyet ile Türkiye’ye giderek altı ay süreyle cephe ve cephe gerisinde orduya hizmet etmişlerdir. Ülkesine döndükten sonra alt kıtanın bağımsızlık sürecinde onun temel düşüncesi dinin siyasete karıştırılmadan küçük siyasi anlaşmazlıkların bertaraf edilerek ortak düşman olan İngilizlere karşı birlik oluşturmaktı.

Negative policies implemented by the British government in the Indian subcontinent prompted Muslim and non-Muslim leaders in the region to take action to protect their identities and to direct religious life. Muhtar Ahmed Ansari is one of the leaders who act to secure future of the Indian subcontinent. Muhtar Ahmed Ansari is a patriotic, nationalist and politician doctor. While working as a doctor, she participated in studies targeting independence of the Indian subcontinent. In the 20th century, he took active roles in both the caliphate movements and passive resistance, which are the most important means of independence in the Indian subcontinent. According to him, Indian nationalism, which represented the real aspirations of all people at that time, should form a united front in the struggle for independence of Hindus and Muslims who have a common past, and should be used to create a secular and democratic administration. During the Balkan Wars, he went to Turkey with a delegation of more than twenty, five of whom were doctors, to help the Ottoman Empire, and served in the army for six months at the front and behind the front. After returning to his country, he took active roles in the caliphate and passive resistance, while his main idea in the independence process of the subcontinent was to eliminate minor political disagreements without mixing religion into politics and to form unity against the common enemy, the British